SAVUNMAK g. f.
1. Bir kimseyi, bir şeyi, bir yeri savunmak, gerçek ya da olası her türlü saldırıya karşı savaşarak, dövüşerek ya da büyük bir özen göstererek onları korumak; müdafaa etmek: Ülkesini savunmak. Kazanmış olduğu haklan savunmak
2. Bir kimseyi, bir şeyi (soyut) savunmak, gerçek ya da olası bir suçlama, bir eleştiri karşısında onlardan yana çıkmak, onları desteklemek: Avukat müvekkilini çok iyi savundu. Bir jüri önünde bir düşünceyi, bir tezi savunmak. Medis'te yasa taşansın savunmak.
3. Kendini savunmak, bir saldırı ya da bir eleştiri karşısında direnmek ya da dövüşmek: Savun kendini. Artık kendini savunmak bile istemiyor.
4. Bir davayı, bir sanığı savunmak, savunmasını üstüne almak; mahkemede savunma yapmak.
—Spor Rakibin saldınlarına karşı koymak: Kaleyi korumak. || Renklerini, unvanını savunmak, takımının kazanması, unvanını koruması için yarışmak.
♦
savunulmak edilg. f.
1. Savaşarak ya da özen göstererek korunmak.
2. Desteklenmek: Savunulan değerler
Kaynak: Büyük Larousse