Arama


Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
1 Ekim 2015       Mesaj #2
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
ARİUSÇULUK, Arıus ve yandaşlarının öğretisi; hıristiyanlık tarihinin en ağır bunalımlarından birinin kaynağı oldu. -ANSİKL. Ariusçuluğun özü,isa'nın tanrılığını yadsımasıdır. Alışılagelen hıristiyan öğretisine göre, Tanrinın oğlu olan isa da tıpkı onun gibi gerçekten Tanrı'dır. Arius'a ve yandaşlarına göreyse, isa'nın ancak ikincil ya da bağımlı bir tanrısallığı vardır; başka deyişle, o, gerçek, sonsuz ve kadiri mutlak olan Tanrı değildir. Bu öğreti, ilk yüzyılların kimi belgelerinde birkaç dayanak bulabilmişti. Özellikle Origenes, III. yy.'da, isa'nın Tanrı'ya bağımlı olduğunu belirtir gibi görünen deyimler kullanmıştı. Arius, bu görüşleri ödünsüz bir mantıkla geliştirdi. Ariusçuluk, büyük bir olasılıkla, ilk kez 320'ye doğru ortaya çıktı. Bu sıralarda Arius, iskenderiye'nin Baucalis semtindeki kilisede rahipti. Tartışmayı spna erdirmek üzere iskenderiye piskoposu tarafından toplantıya çağrılan bir sinod, Ari-us'un inadını yenemedi. Arius görevden alındı ve aforoz edildi. Mısır'ı terk eden Arius, Filistin'e ve Bithynia'ya gitti. Burada Kaisareialı Eusebios ve Nikomedeialı Eusebios ile yeniden buluştu ve verdiği vaazlarla pek çok yandaş kazandı. Çalkantı o düzeye geldi ki, Constantinus, imparatorluğun dirliği için tartışmaya el koymaya karar verdi. Uzlaştırma girişimi sonuçsuz kalınca, mayıs 325'te Bithynia'daki Ni-kaia'da evrensel bir konsil topladı. Konsil,
Arius'u resmen ve açıkça mahkûm etti; katolik inancını tanımlayan bir metin hazırladı. Bu metinde, Tanrı'nın tek oğlu olan isa'nın "tüm çağlardan önce Baba'dan doğduğu, Tanrı'nın Tanrı'sı, nurun nuru, gerçek Tanrı'nın gerçek Tanrı'sı olduğu, doğduğu, ama yaratılmadığı. Baba ile tözbirlikli olduğu ve her şeyin onun tarafından yapıldığı" açıklandı. Arius ile birlikte, onun yandaşı olan birkaç piskopos da mahkûm edildi; bunlar arasında Niko-medeialı Eusebios da vardı. Nikaia'da yapılan inanç bildirisi barışı geri getirmedi. Konsilden birkaç ay sonra sürgün edilen Nikomedeialı Eusebios,daha 328'de yeniden piskoposluk görevine çağrıldı. Nikomedeialı Eusebios, ariusçuların değişmez taktiğini başlattı: Nikaia inanç bildirisini açıkça yadsımadan,onu içerikten yoksun bırakacak öğretisel formüller hazırlayarak imparatorun bunları tüm piskoposlara imzalatmasını sağlamak; böylece Nikaia konsili'ne katılan praelatusların yadsınmasına ve onların sanık ve isyancı durumuna düşmelerine yol açmak.
Böylece öğretisel anlaşmazlık siyasal bir nitelik kazandı ve imparatorluğun kay-zer papacılık eğilimleri güçlendi. Siyasal -dinsel niteliğe bürünen ariusçuluk sorunu Theodosius'un tahta çıkışına (379) kadar sürdü. Constantius (337-350 arasında Doğu'nun, 350-361 arasında tüm imparatorluğun hükümdarı) döneminde, ariusçular ortodokslardan büyük baskı gördüler. Athanasios Batı'ya, Poitiers'li Hi-larius Doğu'ya sürgün edildi. 359'da, iki konsilden (Rimini ve Seleukeia konsilleri) sonra Nikaia'lıların kesin olarak yenildikleri söylenebilirse de gerçekte, ariusçular çok bölünmüşlerdi: en köktenci olanlar isa'nın Tanrı ile hiçbir ortak yanı bulunmadığını savunuyorlardı; başka bir kesim (Kaisareia'lı Akakios'labirlikte), isa'nın Tanrı'ya benzediğini ileri sürüyordu; en ılımlıları, isa'nın tözüyle Tan-rı'nınkinin benzeştiğini kabul ediyordu, imparator Constantius'un ölümü (361), ariusçuları en büyük siyasal destekten yoksun bıraktı. Julianus Apostata'nın (361-363) ve Lovianus'un (363-364) çok kısa hükümdarlıklarından sonra, Valens, Doğu' da ariusçu propagandayı kolaylaştırdı; ama kardeşi Valentinianus, Nikaia inanç bildirisinin Batı'da zafere ulaşmasına yardımcı oldu. Kappadokia'lı rahiplerinin (aziz Basileios, aziz Gregorios, Nazian-zos'lu aziz Gregorios) etkinliğiyle istanbul konsili (381), Nikaia konsili'nin düşünceleri doğrultusunda, bu kavgayı resmen sona erdirmeyi başardı. Bununla birlikte, ariusçuluk gizliden gizliye birkaç yıl daha yaşadı, ama son atılımları da aziz Ambrosi-us tarafından etkisiz bırakıldı. Barbar isti-lalarıyla bir kez daha ortaya çıkan ariusçuluk, piskopos Ulfilas (311'e doğr. -383'e doğr.) tarafından Moesia Gotları arasında yayıldı. Bunlar ariusçuluğu öbür Barbar-lar'a (Vizigotlar, Ostrogotlar, Vandallar, Bur-gondlar ve Lombardlar) aktardılar. Onlar da, italya'ya, Galya'ya, ispanya'ya ve Afrika'ya yaydılar. Ariusçuluk ancak Lom-bardlar'ın VI. ve VII. yy.'da din değiştirmelerinden sonra kesin olarak yenilgiye uğratıldı.

Kaynak: MsXLabs.org & Büyük L.
🌘 🚀