SIKIŞTIRMA a.
1. Bir basınç uygulayarak bir şeyi bir yere sığdırmaya çalışmak, iki şey arasında kıstırmak eylemi.
2. Bir şeyi sabitleştirme: Sıkıştırma aygıtı.
3. Baskı yapma, zorlama.
—Bayınd. Basınç, titreşim ya da darbe uygulama yoluyla bir toprağın içindeki havayı çıkararak kuru yoğunluğu artırmayı amaçlayan işlem. (Bk. ansikl. böl.)
—Cerr. Özellikle ödemle savaşmada, varislere ve eklem içi su toplamalarına karşı sık kullanılan cerrahi yöntem. (Gaz bezi parçalan ile yapılan sıkıştırma, cerrahi müdahaleler sırasında meydana gelen yaygın kanamaları önlemek için kullanılır. Parmakla yapılan sıkıştırma, yalnız parmaklarla, çok zaman bir atardamar kanamasını, bu kanama travmadan ya da ameliyattan olsun, kısa süre durdurmada büyük yarar sağlar.)
—Ciltç. Çekiç vurmalı baskı ya da hidrolik baskıyla bir cildi düzeltmek ve tıkız duruma getirmek için yapılan işlem.
—Çiçekç. Bahçelerde gevşek toprakları daha sıkı hale getirmek üzere ayakla ya da bir tokmakla bastırma işlemi.
—Elektron, ve Telekom. Bir işareti sıkıştırma, bir işaretin ortalama düzey değişimlerini otomatik olarak azaltma; bu işlem, değişken kazancı, işaretin ortalama gücü ne kadar düşükse, o kadar büyük olacak şekilde işaretle kumanda edilen bir yükselteç yardımıyla gerçekleştirilir. (Bk. ansikl. böl.)
—Hidr. bağl. Tıkızlığını artırmak ve olası çatlakları kapatmak için bir gereci (harç, beton, alçı) sıkıştırmak işlemi.
—Isıbil. Buharı mekanik olarak yeniden sıkıştırma, bir çözeltiyi buharlaştırırken (çözünenin deriştirilmesi ya da çözücünün damıtılması), buharlaştırıcıda oluşan buharı almaya ve bu buharı çözeltinin ısıtılmasında dış buhar yerine kullanmak üzere sıkıştırmaya dayanan yöntem. (Bu yöntem buharın gizli ısısını geri kazanmaya olanak verir; bunun tersi sözkonusu olduğunda buharı, bir kondansör içinde değersizlenmiş enerji biçiminde boşaltmak gerekir. Tarım-besin, kimya, kâğıt, metalürji sanayilerinin yanı sıra, deniz suyunun tuzunu gidermede de bu yöntemden yararlanılır.)
—Isıl. mot. iki zamanlı bir motor çevriminin birinci, dört zamanlı bir motor çevriminin ikinci zamanı. (Sıkıştırma, hacimsel sıkıştırma oranıyla ifade edilir.) [Bk. ansikl. böl ] || Hacimsel sıkıştırma oranı, doğrusal ya da döner pistonlu bir motorda, emme zamanı sonunda silindire giren karışımın kapladığı en büyük hacmin, sıkıştırma zamanı sonunda kapladığı en küçük hacme oranı. (Piston kursunun silindir içinde oluşturduğu hacim V, sıkıştırma zamanı sonunda silindir içinde kalan ölü hacim v ise, E hacimsel sıkıştırma oranı (V+ v)/v’ye eşittir. Uygulamada, hacimsel sıkıştırma oranı yerine, "sıkıştırma oram" deyimi daha yaygın olarak kullanılır. Kulastik tekerlekli sılaştıncı mandalı ateşlemek benzin motorlarında hacimsel sıkıştırma oranı 7,8/1 ile 11/1 arasındadır; bu oran, Diesel motorlarında 16/1 ile 22/1 arasında değerler alır.)
—Metalürj. Döküm kumunu sıkıştırmak eylemi. || Dökümcülükte bir kalıbın çeşitli parçalarını ya da bir kalıba dökülen kumu presleme işlemi. || Toz metalürjisinde bir kalıp ya da bir matris içine yerleştirilen tozu basınçla topaklaştırma. || Sıkıştırma presi, sıkıştırma işleminde kullanılan aygıt. || Hatalı sıkıştırma, yetersiz sıkıştırma; bu sıkıştırmanın yol açtığı özür. || Sıcak sıkıştırma, tozları sinterleme anında ya da sinterlemeden hemen sonra sıkıştırarak topaklaştırma işlemi. (Bu yöntem sert ve elmaslı alaşımlar gibi özel ürünleri biçimlendirmek için kullanılır; bu nedenle sinterleme fırınına bağlı özel tesislerin kurulmasını gerektirir.) || Soğuk sıkıştırma, ortam sıcaklığında sıkıştırmayla yapılan kalıplama. (Eşanl. BRİKETLEME.)
—Nalbantl. Nal sıkıştırma, nalın ayağa tam olarak oturmasını sağlamak için çakılan mıhların uç kısımlarını iyice çekerek nalı yerleştirme.
—Patol. Sıkıştırma belirtileri (ya da bozuklukları), bir organın gerek iltihap, gerek ur ya da su toplaması, gerek dıştan gelen bir baskı yüzünden artması. (Bk. ansikl. böl.)
—Polim. Sıkıştırma çarpanı, kalıplanmış bir eşyanın yoğunluğunun bu eşyanın yapımında kullanılan malzemenin görünür yoğunluğuna oranı.
—Soğut, san. Buhar sıkıştırmak çevrim, soğutmada kullanılan termodinamik çevrim. (Bk. ansikl. böl.) || Buhar sıkıştırmak makine, böyle bir çevrimden yararlanan soğutma donanımı. (Bk. ansikl. böl.)
—Teknol. Çöp sıkıştırma, boşaltılan çöpleri özel makinelerle olabildiğince sıkıştırmaya dayanan yöntem. (Bu işlem denetimli boşaltma alanındaki son yeniliklerden biridir Sıkıştırılmış çöp katmanlarının yüksekliği 12 m’ye ulaşabilir. Bu durumda, çöpler havasız ortamda bir dönüşüme uğrar; bu da, sonradan gerikazanılabilen, metan bakımından zengin bir gazın açığa çıkmasına neden olur.)
—Yapış. Zamk filminin sertleşme sürecinde, yapıştırılacak yüzeyleri basınç yoluyla iyice tespit etmeye dayanan yapıştırma evresi.
—ANSİKL. Bayınd. Sıkıştırma işlemi, bir agreganın görünür hacmini azaltmayı, dolguları oturtmayı ve zeminle temel için daha yüksek bir dayanım elde etmeyi sağlar. Zemindeki su oranı Procter deneyiyle belirlenen optimal bir değere ulaştığında yoğunluk en yüksek değeri bulur.
Genellikle özdevinimli olan sıkıştırma makineleri kendi ağırlıklarıyla (toprağı yoğuran tekerlekli sıkıştırıcılar, tokmak ayaklı silindirler) ya da titreşim (titreştirerek sıkıştıran silindirler, titreşimli plaklar) ve içtitreşim uygulayarak çalışırlar; bir tokmaktan ya da kimi zaman serbestçe düşen bir kütlenin yarattığı darbeden de yararlanılır.
—Elektron, ve Telekom. Sıkıştırma ve genleştirme'nın amacı, işaret gücünün, gürültü gücüne oranını, işaretin en zayıf olduğu anlarda artırmaktır; bu işlemler yayın gücünde önemli bir ekonomi yapmaya olanak verdikleri uzun mesafeli telefon tekniğinde hemen hemen sistematiktir. Yükselteçlerin kazancı bir yasaya göre ve işlenecek işaretlerin yapısına bağlı olarak belirlenen bir zaman değişmeziyle değişir; ses işaretleri için zaman değişmezinin süresi, bir hecenin süresi düzeyindedir.
—Isıl. mot. Doğrudan püskürtmeli bir Diesel motorunda sıkıştırma, yakıt karışımının tutuşmasını sağlar. Benzin motorlarındaysa yanma odasındaki gazların sıcaklığını artırır ve aynı zamanda yanmanın kimyasal koşullarını değiştirir. Çevre sıcaklığında patlayıcı olmayan karışımlar sı- kıştırıldıklarında patlayıcı duruma gelirler. Öte yandan yanma hızlanır ve sıcaklık artar; böylece iyi bir ısı verimi sağlanır. Son olarak, daha yüksek bir sıkıştırma oranı, pistonun hızını yükseltir ve böylece, birim kütle başına büyük güç elde etmek için gerekli koşul olan motorun rejim hızını artırmaya olanak verir. Sıkıştırma oranı, büyük ölçüde, kullanılan yakıtın oktan sayısına bağlı olan vuruntu olayı ile sınırlıdır.
—Patol. Sıkıştırma hem organın kendisini, hem komşu organları etkileyebilir. Kanalların ya da damarların sıkıştırılması sıvıların dolaşımını güçleştirir ve uç taraftaki yollarda genişlemeye neden olur. Sinirlerin sıkıştırılması, gittikçe artan ağrılara ve sonunda felçlere neden olur. Organların sıkıştırılması çalışmalarını engeller. Kol ve bacaklarda sıkıştırma belirtileri özellikle kanı durdurmak için konan bir bağdan ya da alçıdan sonra ortaya çıkar, şişlik, morluk ve karıncalanma yapar. Sıkıştırma kaldırılmazsa kangren meydana gelebilir Bacaklarda sıkıştırma belirtileri leğendeki bir ura bağlı olabilir; mediastindeki organların urla ya da göğüs içinde su toplanmasıyla sıkıştırılması, solunum güçlüğü, ağrılar, öksürük, yutma güçlüğü, ses kısıklığı ve göğüs kafesi toplardamarlarında şişkinlik yapar. Karın içi organların sıkışması ağrılara, bağırsak bozukluklarına ve idrar etme bozukluklarına neden olur. Kafatası içi ya da omurga içi urlar ve su toplanması ise ağır sinirsel bozukluklara (yarı felç, paraplejiler, koma vb.) neden olur.
—Soğut, san Buhar sıkıştırmalı çevrim. En basit biçimiyle böyle bir çevrim dört evreden oluşur; soğutucu akışkanın düşük basınçta ve düşük sıcaklıkta buharlaşması, meydana gelen buharın sıkıştırılması, bu buharın yüksek basınçta sıvılaştırılması ve sıvının genişlemesi. Daha düşük sıcaklıklarda soğutma yapabilmek için birkaç sıkıştırma ve genişleme aşamasından oluşan daha karmaşık çevrimlerden yararlanılır.
• Buhar sıkıştırmalı makine. Böyle bir donanımda soğutucu akışkan, buharlaştırıcı adı verilen bir ısı değiştiricisinde, hal değişimi için gerekli ısıyı soğutulacak ortamdan çekerek buharlaşır. Buhar, bir kompresör'le emilerek, bir dış akışkanla (hava ya da su) soğutulan ikinci bir ısı değiştiricisine (kondansör) yüksek basınçta ve sıcaklıkta basılır ve burada soğuyarak yoğuşur Bu doymuş sıvı, bir soğutucu akışkan deposu'nda toplandıktan sonra bir genişleme valti' nden geçişi sırasında daralmayla bir genişlemeye uğrar ve bu sırada soğuyarak kısmen buharlaşır, ardından da buharlaştırıcıya girer.
Kaynak: Büyük Larousse