SIRF be. (ar şırf).
1. Yalnız, salt, ancak: Sırt bu kitabı alabilmek için tüm kitapçıları dolaştım. Sırf kendinizi düşünüyorsunuz,
2. Tümüyle, baştan aşağı: İddiaları sırf hayal mahsulü.
—İsi. huk. Sırf mahlut, Osmanlı devletinde ölen kişinin mirasçılarının, miras ya da tapu yoluyla geçen hakkı kabul etmemeleri. (Bu durumda mal hazîneye kalırdı.)
Kaynak: Büyük Larousse