SÖYLEM a. Bir düşünce biçiminin yazılı ya da sözlü anlatımı; bir kuramla, bir öğretiyle vb. ilgili olan bilimsel yazıların, konuşmaların tümü: Reformcu söylem. Marxçı söylem
—Bilkur. Bir nesneyi yorumlamayı ve/ ya da tanımlamayı amaçlayan, düzenlenmiş göstergeler bütünü.
—Dilbil. Dilin birey tarafından gerçekleştirilmesi. (Saussure'ün verdiği anlamda söz.) || Cümle sınırlarını aşan, cümle dizilerinin birbirlerine bağlanma kurallan açısından ele alınan sözce || Söylem çözümlemesi, cümleden büyük bir sözceyi (söylem), üretim koşullarına indirgeyerek inceleyen dilbilime yardımcı dal. (Bk. ansikl. böl.)
—Mant. Özgül ve özyeterli bir mantıkla birbirine bağlı, kaçınılmaz olarak doğal bir dilin anlamına girmeyen kural ve yasalardan oluşan ve maddi ya da kavramsal nesneler üzerine bilgiler veren sözceler topluluğu. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Dilbil. Söylem çözümlemesi. Bu deyim, dilbilimle başla tarih ve toplumbilim olmak üzere öteki insan bilimlerinin kaynaşmasından Fransa'da doğan özel bir alanı belirtir. 1968 nisanında Saint Cloud'da yapılan birinci siyasal sözlükbilim kolokyumunda fransız dilbilimci Jean Dubois, ABD'Iİ dilbilimci Z. Harris'in Discourse analysis (1952) adlı bir yazısından kalkarak söylem çözümlemesi boyutunu açtı.
Bir söylem üretim koşullarına indirgenmeden de çözümlenebilir: çünkü söylem her zaman kurumsal çerçeveler, ideolojik araçlar, belli bir toplumsal öbekte güç dengeleriyle vb nitelenen tarihsel bir konjonktürde yer alan bir bildirişim durumunda bulunur.
Söylem çözümlemesinde, bütüncenin düzenini ortaya çıkarmaya yarayacak söz- dizimsel yöntemler de kullanılır. Eşdeğerlilik ya da Harris'in önerdiği dönüşümlere dayanarak, temel kavramın değişik kullanımlarında aynı sözdizimsel yerde bulunduğu gözlemlenebilir. Böylece eşdeğerlilik sınıfları, yani aynı çevreyle tanımlanan öğelerin paradigmaları ortaya çıkar. Bu yolla da, söylem ya da söylemleri özetleyen bir ya da birçok temel cümleye ulaşılır.
Sözce betimlemelerinin yanı sıra söylem çözümlemesi, söylemde konuşucunun izini taşıyan öğelerle de ilgilenir. Örneğin, Benveniste'in, sözcelemenin biçimsel aygıtı dediği ben/sen adılları, fiil zamanları ya da kiplikler bu çerçevede yer alır.
Söylem çözümlemesi, çeşitli alanlardaki soruların, hatta dilbilimin bile sorularına yanıt veren bir alan durumuna gelmiştir. Geleneksel olarak bir cümle dilbilgisiyle sınırlanan sözdizim bir söylem dilbilgisine dönüşme eğilimindedir. Sözlükbilim ve istatistik dalı olan sözlükölçüm sözcelerne- ye giderek büyük bir yer vermektedir. Anglosakson edimbilimi çerçevesinde çalışan kimi anlambilimdler de gerekçelemenin söylemsel incelemesine yönelmektedir. Bildirişim kuramıysa, siyasal bildirilerin çözülmesinde söylem çözümlemesinin katkılarından yararlanmayı bilmiştir.
—Mant. Logische Syntax der Sprache (Dilin mantıksal sözdlzimi) [1934] adlı yapıtında Carnap, söylemin maddi biçimi ve biçimsel biçimi arasında temel bir ayrım yapar (örneğin "5 bir şey değil bir sayıdır” sözcesi maddi biçimde buna karşılık “5 bir şey adı değil bir sayı adıdır” sözcesi biçimsel biçimde bir söylemdir). Carnap'a göre felsefi karışıklıkların çoğu maddi biçimin kullanılmasından doğar ve sözce lerin biçimsel biçime çevrilmesinin önemli bir tedavi etkisi vardır; örneğin yukardaki örnekte maddi söylem biçiminin kullanılması, İnsanı yanlış görüşlere sürükler (sayı kavramı, belli bir dile ilişkin sözdizimsel bir kavram olduğu halde, mutlak bir kavram durumuna getirilir ve sayılar gibi bir şe yin varlığına inanmak eğilimi gösterilir)
Kaynak: Büyük Larousse