Arama

Sultan Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SULTAN a. (ar. sut(Sn). Sünniliği benimsemiş tüm İslam hükümdarları gibi os- manlı padişahlarına, onların kız ve erkek çocuklarına, anneleri ve kadınlarına da özgü unvan. (Bk. ansikl. böl.)

—Esk. Sultan-ı çerh, sultan-ı encüm, güneş. || Sultan-ı dervişan, Hz. Muhammet. || Sultan-ı rum, osmanlı padişahı.

—Esk. giy. Eskiden Avrupa'da işlemeli kumaştan yapılan, önden açık uzun giysiye verilen ad.

—Tar. Sultan kethüdası, Osmanlı devletinde padişahlarla şehzadelerin evlendirilen kızlarının dairelerine ilişkin işlerine bakan görevli. (Bu işe genellikle yaşlı ve dindar, güvenilir kişiler atanırdı. “Kâhya" da denen sultan kethüdası, görevli olduğu yerin gelir ve giderleriyle ilgilenir, resmi dairelerdeki işlerini kovalar, ayrıca da güvenliğinden sorumlu tutulurdu. Bu görev saltanat kaldırılana kadar sürdü.)

—Tasav. Bektaşilerin bazı büyüklerine verdikleri ad.

—ANSİKL. Tar Süryanice iktidar anlamındaki "sultana”dan arapçaya geçen ve başlangıçta soyut iktidarı ifade eden "sultan" sözcüğü, XI. yy.’dan başlayarak kişisel bir unvan biçimine dönüştü. Gazneli ve büveyhi hükümdarları tarafından kullanılmasına karşın, "sultan” unvanını gerçek bir hükümdar unvanı durumuna getiren, bu unvanı paralarında ilk kez kullanan büyük Selçuklu sultanı Tuğrul Bey’ dir. Suriye ve Kirman'daki yerel Selçuklu hanedanları ile atabey hanedanlarının sultan unvanını kullanmadıkları görülmektedir. Sultan unvanı Büyük Selçukluların çöküşünden sonra Harizmşahlar ve Kılıç Arslan ll'den başlayarak da Anadolu Selçukluları tarafından kullanıldı. Sultan unvanını veren Bağdat halifelerinin çöküşünden sonra pek çok İslam hükümdarının bu unvanı sahiplendiği görülmektedir. Harizmşahlar dışında Sünni hükümdarların kullandığı sultan unvanına, Memluklar özel bir önem verdiler. Şii İran'da ise, hükümdarların benimsemediği sultan unvanı, yüksek rütbeli subaylar, valiler tarafından kullanılıyordu.
Osmanlı hükümdarları, başlangıçta "bey" unvanını kullanıyorlardı. Bayezit l'in Kahire'deki halifeden sultanlık menşuru aldığı ileri sürülür. İstanbul'u fetheden Mehmet II, “sultan ül-berreyni ve’l bahreyn" (iki karanın ve iki denizin sultanı) unvanını kullanıyordu. Sultan unvanı, Osmanlılar’da "padişah" ve "hünkâr” unvanları kadar yaygın kullanılmamakla birlikte, resmi yazışmalarda hükümdarın adından önce gelen "sultan bin sultan” (sultan oğlu sultan) deyiminde olduğu gibi önemli yer tutardı. Osmanlılar’da sultan unvanının şehzadeler, XVI. yy.'dan başlayarak padişah ve şehzadelerin kızları için kullanıldığı görülmektedir. Padişahların annelerine de “valide sultan" denirdi. Padişah ve şehzadeler için kullanıldığında sultan sözcüğü adın önünde, prensesler için kullanıldığında ise arkasında yer alırdı. XIX. yy.'da şehzadelerin sultan unvanını kullanmaları yasaklandı. Günümüzde Fas ve Zanzibar gibi İslam ülkelerinde hükümdar unvanı olarak kullanılmaktadır.


Kaynak: Büyük Larousse