SUSUZ sıf.
1. Suyu çekilmiş bir akarsu; su akmayan bir çeşme için kullanılır.
2. Nemsiz, kuru: Susuz topraklar.
3. Suyu olmayan ya da suyu çok azalmış bir şey için kullanılır: Susuz limon, portakal.
4. Yağmursuz, kurak geçen bir zaman dilimi için kullanılır: Bu yıl susuz bir yaz geçirdik.
5. Su içme gereksinimi duyan insan ya da hayvan için kullanılır: Hayvan kaç gündür susuz, ona su verin.
6. Çoğul iyelik ekiyle yüklem olarak kullanıldığında, kullanma suyunun bulunmadığını belirtir: Üç gündür susuzuz, sularımız akmıyor.

♦ be.
1. Su içmeden, su almadan, su olmadan: Susuz yaşanmaz. Çiçekleri susuz bırakmak. Sular kesilince üç gün susuz kaldık.
2. Su katmadan; sek: Rakıyı susuz içmek.