SÜKÛT, -tu a. (ar. sükut).
1. Susma, konuşmama: Söz gümüş ise sükût altındır (atasözü).
2. Sükût etmek, susmak. || Sükût hakkı, susmalık, sus payı. || Sükût ikrardan getir, bir suçlamada susmak onu kabul etmek demektir. || Sükûtla geçiştirmek, konuşulması, sözü edilmesi gerekli bir şey üzerinde durmamak, onu atlatmaya çalışmak.
—Müz. - ES.
—Radiletiş. Sükût bölgesi, ÖLÜ BÖLGEnin eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse