Arama

Renk Nedir? - Tek Mesaj #2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
RENK a. (fars. reng).
1. Bir kaynaktan yayımlanan ya da doğrudan (bir kaynağın rengi, alevler vb.) ya da kendisi ışık kaynağı olmayan bir cisimle etkileştikten sonra (bir cismin rengi) algılanan bir ışığın göz üzerindeki izleniminden kaynaklanan duyum.
2. a. (yalın) + rengi, o şeyin rengini belidmek için kullanılır: Gül rengi bir elbise.
3. Günlük dilde siyah, gri ve beyaza karşıt olan: Renk lekeleri. Resme biraz renk katmak.
4. Boyarmadde: Renkleri öğütmek, ezmek.
5. Yüz rengi, beniz: Bugün rengin çok soluk.
6. Bir durumun görünümü, özelliği, niteliği: Meselenin rengi giderek değişiyor.
7. Bir şeydeki canlılık, pırıltı, neşe: Onunla hayatımıza biraz renk geldi.
8. Bir anlatımda, bir üslupta kendine özgü yeni bir hava: Şiirimize yeni bir renk getirdi.
9. Bir partinin, bir kimsenin siyasi eğiliminin kendine özgü niteliği: Çok uzun konuştuk, ama rengini bir türlü belli etmedi.
10. Renk almak, bir şey söz konusuysa, yeni bir renk kazanmak: Önce böyle değildi, güneşte kalınca bu rengi aldı.
  • Renk cümbüşü, değişik renklerin iç iç geçerek oluşturduğu bir karışım.
  • Renk renk, değişik renklerde, çok renklı: Renk renk çiçekler.
  • (Bir şeye) renk katmak, renk vermek, bir şeyi tekdüzelikten kudararak ona canlılık, hareketlilik kazandırmak: Fıkralarıyla toplantımıza renk verdiler.
  • Renk vermek, rengini belli etmek, düşüncelerini, duygularını, amacını vb. açığa vurmak (genellikle olumsuz kullanılır): O kolay kolay renk vermez, hiçbir şey olmamış gibi davranır Ne kolay renk veriyorsun, biraz soğukkanlı olsana.
  • Rengi atmak, kaçmak, uçmak, renkli bir şeyin rengi solmak: Perdelerin rengi attı; söz konusu bir kimseyse, üzüntü, heyecan ya da korku gibi nedenlerle benzi sararmak: Birden bizi karşısında görünce rengi attı.
  • Rengi yerine gelmek, yüzünden sağlığının düzeldiği anlaşılmak.
  • Renkten renge girmek, aşırı ölçüde utanmak, yüzü bir kıpkırmızı, bir sapsarı kesilmek.
—Esk. Hile, düzen, dalavere.
  • Reng-amiz, rengârenk, çeşitli renklerde.
  • Reng-aver, hilekâr, dalavereci.
—Ask. Sınıf rengi, birliklerdeki çeşitli sınıfları birbirinden ayırmak amacıyla giysilerin bazı bölümlerine takılan ve üniformanınkinden farklı olan renk.

—Astrofiz. Renk artığı, bir yıldızın renk indisi ile aynı tayf tipindeki yıldızların ortalama renk indisi arasındaki fark. (Yıldızlar arası odamın kırmızılaşmasından ya da yıldız atmosferinin özelliklerinden kaynaklanır)
  • Renk indisi, bir gökcisminin fotoğraf kadiri ile görsel kadiri arasındaki fark; daha genel olarak, belli dalga boylarındaki iki tayf bölgesine ilişkin kadirler arasındaki fark.
—Bot. ve Çiçek. Renk yitimi, ışık görmedikleri için klorofil oluşturamayan ve genellikle düğüm aralarını aşırı biçimde uzatıp yapraklarını küçülten bitkilerin durumu.

—Boyac. Çevre renkleri, göze hoş görünmesi için belirli bir yerin çeşitli yüzeylerine vurulan, boyalarla elde edilen renkler.
  • işaret ya da güvenlik renkleri, işyerlerinde genellikle boyalar aracılığı ile çeşitli yüzeylere uygulanan ve çalışanları bazı tehlikelere karşı uyarmak, onlara dolaşım yollarını göstermek ve özellikle güvenlik düzeneklerini ve olası yardım postalarını işaret etmek amacını güden renkler.
  • işlevsel renkler, belirli bir işyerinin yüzeylerine boyalar aracılığı ile uygulanan ve göz zevkini ve çalışanların verimini adırmak için kullanılan renkler.
—Ceb. Yönsüz bir grafın renk sayısı, bu grafın köşelerini, bitişik iki köşe aynı renkte olmamak üzere değişik n renkle renklendirmek için gerekli olan en küçük doğal n sayısı. (Her düzlem grafın 4 renkle renklendirilebileceği tanıtlanmıştır.)

—Foto. Renk hâkimiyeti, renkli bir fototipte baskın renk tonu, jj Renk sıcaklığı, renk derecelerini belirten sistem: bu sistemde mired (İngilizce Micro-Reciprocal Degree deyiminin ilk harflerinden oluşan terim) ölçeği kullanılır ve 1 mired = 522922 dır 1K

—Foto, ve Matbaac. Renk ayrımı, ofset baskı tekniğinde, renkli bir orijinali baskıya hazırlamak için fotomekanik yolla ya da skaner (elektronik renk ayrımı makinesi) yardımıyla tramlayarak dört ana renge (sarı, macenta, siyan, siyah) ayırmak işlemi. Renk ayrımı günümüzde öteki baskı tekniklerinde de kullanılmaktadır.

—Güz. sant Bir tabloda ressam tarafından kullanılan boya; boyaların birbiriyle karıştırılmasıyla bir tabloda elde edilen etki.

—Metalürj. Tav renkleri, çelik parçalarır ısıtma sırasında aldığı değişik renk ve ton lar.

—Müz. Çeşitli çalgı tınılarını bir araya ge tirme biçimi.
  • Bir sesi, öbürlerinden ayır etmeyi sağlayan özellik, tını, karakter.
—Oftalmol. Renkkörlüğü
  • DALTONİZM Renkkörü, renkkörlüğü hastalığına tutul muş olan kimse için kullanılır.
—Opt. Bir ışık kaynağının renk sıcaklığı, göz önüne alınan kaynağın yayımladığı ışığın tayf bileşimiyle hemen aynı bileşimde bir ışık yayımlayan akkor haldeki bir kara cismin sıcaklığı.

—Orman san. Renk değişimi, özellikle organik bir etkenin (mantar) neden olduğu bir bozulmadan sonra bir odunun olağan rengindeki değişim.

—Oy. Renge gitmek, kâğıt oyunlarının kimisinde (poker, briç vb.) kırmızı ve siyah olan iki renkli kâğıtların türlerinden (kupa, karo, maça, sinek) herhangi birini elde bir dizi olarak tutmaya çalışmak
  • Renge oynamak, rulet oyununda kırmızı ya da siyah üzerine oynamak.
—Petr. san. Arıtılmış petrol ürünlerinin ayırtedici özelliklerinden biri
  • Renk, gidermek, bir benzinin, bir petrol ürününün, bir yağlama yağının rengini, renk giderme işlemiyle açmak.
—Petrokim., Tekst, ve Yağ. mad. Renk giderme, işlenmiş bir ürünün rengini iyileştirmek için, o üründeki renkli ayrışmz maddelerini ve doğal pigmentleri giden me. (Renk giderme, bir boyarmadde sof ğurmasıyla [hayvan siyahı] ya da bir kimi yasal yükseltgenme-ındirgenme etkisiyle [renk giderici klorür] uygulanır.)

—Sesbilg. Bir sesin, izlenimsel ölçütlere göre belirlenmiş algılanma özelliği.

—Şarapç. Renk atmak, kırmızı ya da rozfe şaraptan söz edilirken, yükseltgen bir ortamda yıllanma sonucu kırmızı-sarı bir renk almak.

—Ted. Renk tedavisi, renkli ışınlar kullanılarak bazı hastalıkların tedavi edilmesi. (Kırmızı ışık antidepresif, mavi-mor ışık sakinleştirici özellik taşımaktadır) [Eşanl. KROMO TERAPİ]

—Tekst. Bir kumaşa boyama yoluyla kgızandırılan özellik.
  • Ana renk, boyacılıkta, kimi kez diğer renklerin türetildiği renkleri belirtmede kullanılan terim.
  • Sağlam renk, zamanla solmayan renk.
  • Zayıf renk, kumaş üzerine iyi tikse olmamış ve kullanıldıkça ya da yıkandıkça solan renk.
—Tem. parç. Hadronların taşıdığı ve kuvvetli etkileşimleri yöneten fizİKsel bir yükün uzlaşmalı ve imgesel adı.

—Yağ. mad. Renk gidermek, besin ve sanayi yağlarının rengini uzaklaştırmak.

-renkler çoğl. a. Bine. At yarışlarında bir kişi, kuruluş ya da ahıra bağlı atların jokey üniformaları. (Aynı renk ve işaretleri taşıyan bu jokeylerin ve atların bağlı olduğu yere "eküri" de denir.)

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Mayıs 2017 22:06