RÜCU, -u a. (ar. rücCT). Esk.
1. Geri dönme
2. Düşüncesinden cayma, vazgeçme
3. Rücu etmek, bir söz ya da karardan geri dönmek; dönmek: Aslına rücu etti.
—Bank. Rücu edilemeyen ikraz, ödünç verici için ödünç alıcıya rücu etme hakkı bulunmayan uluslararası finansman işle mi. || Hamiline rücu hakkı, bir poliçe hamilinin, poliçenin ödenmesini sağlamak ya da bu yolda bir güvence elde etmek amacıyla imza sahiplerine karşı giriştiği eylem.
—Ed. Söylenen bir sözden dönmüş gibi yaparak' anlamı güçlendirme yolundaki bedi sanatı. (Bir yargıyı izleyen “yok", "da ğil", "galat ettim”, “hayır" gibi sözcüklerden sonra daha kapsamlı bir yargı dile getirilir: "Makber, makber değil bir türbe; türbe değil bir mabet; mabet değil bir küre.." [Abdülhak Hamit Tarhan].)
—Esk. coğ. Rücu-ı bahr, denizlerin çekilmesi; cezir.
—Huk. Rücu hakkı, geri dönme hakkı. (Bir kişinin alacaklısına ödediği şeyi, bir başkasından istemeye hakkı olması. Bu hak, rücu eden kişi ile kendisine rücu olunacak kişi arasındaki hukuksal ilişkiye dayanır. Borçlar kanunu’nun bazı maddelerinde rücu hakkıyla ilgili düzenlemeler vardır. Örneğin haksız fiil, kefalet vb.) || Zaman-ı rücu -CAYMA TAZMİNATI,
—isi. huk. Rücu an il vasi, miras bırakanın ölümüne kadar vasiyetinden cayması.
—Huk. Rüçhan hakkı, öncelik hakkı; bir hakkın, başka haklara göre önceliğinin olması.
Kaynak: Büyük Larousse