PASLANMAK gçz. f.
1. Kimi metal ya da alaşımlardan söz ederken, havadan, sudan, tuzlu sudan vb. etkilenerek üzerinde pas oluşmak, oksitlenmek: Kapının kilidi paslanmış. Çelik tencereler genellikle paslanmıyor.
2. Bir kimseden söz ederken, işsizlik, tembellik, hareketsizlik gibi nedenlerle uyuşup kalmak, canlılığını yitirmek, işe yaramaz duruma gelmek: Burada oturmaktan paslandık, kalkın dışarıya çıkalım, istediği gibi çalışamamaktan yetenekleri giderek paslanıyor.
♦ paslandırmak ettirg. f. Bir şeyi pas landırmak, onun paslanmasına yol açmak.
—Metalürj. Demirli bir metali, demir bir eşyayı paslandırmak, bu metal ya da eşyanın yüzeyinde pas oluşturmak.
Kaynak: Büyük Larousse