PERVAZ a. (fars. pervâz). Kapı ve pencere boşluklarını ya da şömineleri çevreleyen, ahşap, taş, mermer ya da başka gereçlerden taşkın kenarlık. (Kapı ya da pencerede, kasanın sıvayla birleştiği çizgiyi örtort, silmeli ya da düz bir kenarlıktır. Şöminelerde de, mermer ya da ahşap pervazlar kullanılmaktadır.)

—Esk.
1. Kanat açma; uçma.
2. Pervaz etmek. uçmak: "... çiçeklerin, otların arasından bir kelebek gibi pervaz ederek geçti" (H. Z. Uşaklıgil).
3. Hücre.
4. Dolap.

—Ciltç. Kitap kapaklarının iç yüzünde, mukavvanın kenarına koşut bir çerçeve oluşturan tıraşlanmış deri parçası.

—Marangl Kimi yapı ve mobilya öğeleri nın çevresine ya da birleşme çizgisine uzunlamasına eklenen ince, dar tahta (Pervaz marangozlukta, basit çakma dolap kapaklarının çevresine, ahşap tavan kenarlarına ve tahtaların birleşme çizgisi üzerine çakılır; ayrıca bezeme amacıyla da kullanılabilir. Kenarları düz ya da kor- donlu olabilir.)

—Nalbantl. Kenar pervazı, nalın iç kenarının tırnağa doğru yatırılan bölümü.

—Süslem.sant. Yazı levhalarının kenarlarına yapılan süsleme. (Bu süsleme renkli boyalarla yapılabileceği gibi tek renkli kâğıt yapıştırılarak da (tek pervaz] elde edilebilirdi. Tek pervazın yanına başka bir renkte ikinci bir kâğıt yapıştırıldığında buna çift pervaz denirdi.)

—ferz. Giysilerde kenar temizlemek amacıyla ya(ca, kol, etek kenarlarına yüzden dikilip tersine katlanarak tutturulan dar kumaş parçası. (Yaka, kol pervazlarının giyayarlanabilir palalı gemi pervanesi sinin kesimine uygun olması gerekir. Giysinin kenarını kasmaması, esnemesi için daha çok verev kumaştan pervaz kesilir. Etek pervazının verev kumaştan olması gerekmez, dar ve uzun bir şeritten oluşur. Etek pervazı olarak ekstrafor da kullanılır.)

♦ sıf. "Uçan", "uçucu" anlamında bileşik sözcükler oluşturur: "bâlâ-pervaz (yüksekten uçan; atıp tutan, çok atan), bûlend -pervaz (iddiacı) vb,