PUT, -tu a. (fars. büf).
1. Tanrısal bir varlığı, maddi bir biçimde (resim, heykel) temsil eden ve ona, sanki o varlığın kendisiymişçesine tapılan nesne; sanem: Taş, tahta, bronz put. Puta tapma. Pagan ta-
pınakların putları.
2. Bir kimsenin, bir topluluğun tutkulu bir sevgi ya da hayranlık duyduğu, yücelttiği kimse: Edebiyat dünyasında putları yıkmak
3. Haç.
4. Put gibi, sessiz, hiç kımıldamadan: Put gibi durmak. || Put kesilmek, sessiz, kımıltısız bir duruma girerek olduğu gibi kalmak: Kötü haberi duyunca hepimiz put kesilmiştik.
PUT a. Dökme Üç ya da dört tel ipeğin bûkûlmesiyle elde edilen iplik.
Kaynak: Büyük Larousse