ISMARLAMAK g. f.
1. (Bir kimseye, bir yerde herhangi bir yemeği ya da içeceği istemek; sipariş vermek: Bir ressama tablo ısmarlamak, içki olarak kırmızı şarap mı ısmarlamıştınız? Ismarladığım kitapları en kısa zamanda gönderecekmiş.
2. (Bir kimseye) bir şey ısmarlamak, onun parasini ödemek: Hadi size bira ısmarlayayım, içkileri kim ısmarlıyor?
3. (Bir kimseye) bir şey ısmarlamak, bir kimse sözkonu- suysa, bir kimseden bir şeyi (giysi, ayakkabı vb.) kendi ölçülerine ve seçtiği bir modele uygun olarak yapmasını istemek: Ayakkabıcıya ayakkabı ısmarlamak. Terziye elbise ısmarlamak.
4. Bir kimseyi bir kimseye ısmarlamak, onu, onun gözetimine, korumasına bırakmak; emanet etmek: Çocukları sana ısmarlıyorum.
5. Yörs. Bir kimseyi ısmarlamak, onu çağırmak.
6. Esk. Bir kimseye bir şey ısmarlamak, tembih etmek: "Eğer oğlancıklar nesne döktüyse ısmarlayam dahi elmeyeler ve evi arı tutalar" (El Ferec badeş-şidde, XV. yy)
♦ ısmarlanmak edilg. f. Bir kimseden bir şeyin yapılması ya da getirmesi istenmek.
♦ ısmarlatmak ettirg. f. Bir şeyi bir kimseye ısmarlatmak, o
şeyi o kimsenin yapmasını, teslim etmesini, getirmesini sağlamak; o şeyin parasını ona ödetmek: Bunları ısmarlattığı halde almaktan vazgeçti. içkileri ona ısmarlattık.
Kaynak: Büyük Larousse