OMUZLAMAK g. f.
1. Bir şeyi omuzlamak, onu omzuna almak; omzunu dayayıp onu itmek: Sandalyeleri üst üste koyup omuzladı. Kapıyı omuzlayarak açmak.
2. Bir işi, bir görevi vb. omuzlamak, onu üzerine almak, yüklenmek: Bir sorumluluğu hep birlikte omuzlamak.
3. Arg. Bir şeyi omuzlamak, sırtlayıp kaçmak, çalmak.
—Denize. Dalgayı omuzlamak, bir gemiden söz ederken, dalgayı baş omuzluğa alarak seyretmek.
Kaynak: Büyük Larousse