Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
23 Aralık 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ORTODOKSLUK a. Din. Ortodoks kiliselerin öğretilerinin tümü.

—ANSİKL. Ortodoksluk, ilk hıristiyanlıkla ve özellikle Kilise babaları dönemiyle derin bir bağlılığı sürdüregelmiştir. Ortodoksluk inancının kuralları, I. binyıl'da, İsa’nın hikmetine açıklık ve kesinlik kazandırmak ve onu korumak amacıyla Doğu’da toplanmış olan yedi Kilise birliği konsili'nce ortaya konulmuş olan kurallardır. Ortodoksluk, temelinde, İsa'nın eserinde ve özellikle onun kişiliğinde, ölüme ve cehenneme karşı kazanılan zaferi, henüz gizli, "kutsallığa bürülü” olan "yeni yaradılışın, daha doğrusu yenilenmiş, biçim değiştirmiş yaradılışın başlangıcını övüp yüceltir. İsa’nın, Ruhülku- düs’ün enerjisiyle dolu, dolayısıyla hem tanrılaşmış, hem de tanrılaştırıcı insanlığı, insanlara kutsamalar aracılığıyla ulaşır. Doğu kilisesi bu kutsamalara "hikmetler” adını verir. Teslisin Birliği dogması, Ortodoks tanrıbiliminin ve dolayısıyla antropolojisinin (çünkü insan "Tanrı’nın benzeri"dir) en can alıcı noktasıdır. Onun anlamı, birlikle çeşitliliğin, mutlak içinde birbiriyle uyuşmasıdır: tek bir tanrısal "öz”, üç uknum içinde vardır: tanrısallığın "kaynağı" ve “ilkesi" Baba ile onun Söz’ü ve Ruh’u. Bu varoluş tarzı (birlik ve çeşitlilik), Kilise aracılığıyla insan yaşamının temeli ve amacı durumuna gelir. Herkese açık olan insanın “tanrılaşması" deneyimi, her şeyden önce ayin içinde gerçekleşir. Ayin düzeni, Tanrı saltanatının gelişini hissettirir. Ayinin ayrılmaz bir parçası olan ikonalar, temsil ettikleri kişilerin oradaki varlığı aracılığıyla Tanrı’nın varlığına tanıklık ederler. Bu paradoksal "tanrılaştırma”, ortodoks düşüncenin en özgün yanını oluşturur: "olumsuz tanrıbilim”, yani Tanrı konusunda her türlü sınırlayıcı kavramı reddeden tanrıbilim. Doğal olarak, Ortodoks kilisesi kendisini “İsa’nın bedeni" (kudasçı anlamda) olarak görür. Piskoposu çevresinde toplanan yerel Kilise, “bir ve kutsal” Kilise’nin belli bir yerdeki görünüşüdür. Zaman ve mekân içinde bütün kardeş cemaatler, aynı kutsama biçiminin birliği içinde özdeşleşirler. “Kutsal Ruh'un taşıyıcıları” olan müminler hep birlikte, gerçeğin sorumlu bekçileridir; tanrıbilimsel araştırmada ve öğretimde önemli bir rolleri vardır; bu rol bazen “ruhaniler"in kâhince tanıklığında anlatımını bulur. Demek ki, magisterium’luk ancak Tanrı’nın kavmi ve bunun "gerçek sezgisi”yle sıkı bağlılığı içinde tanımlanabilir. Bu iman birliği, “mutabakat merkezleri", "öncelik merkezleri” çevresinde örgütlenir. Piskopos, bu merkezlerden aldığı özel "koruyuculuk” göreviyle, yerel Kiliseler’in birliğine hizmet eder. Böylece, birtakım "münferit” kiliseler kurulmuştur. Bu Kiliseler’in başına genellikle “patrik” adı verilir. Başlangıçta, her “patriklik” bir kültüre tekabül etmekteydi (Roma çevresinde latin, İstanbul çevresinde rurn, Antakya [Antiokheia] çevresinde sami, İskenderiye çevresinde nil kültürü). Günümüzde, "münferit Kiliseler" genellikle ulusal Kiliseler’dir. XI. yy.’daki ayrılıktan beri, Ortodoksluk, onursal önceliği İstanbul patriğine vermiştir.

Kaynak: Büyük Larousse