Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Aralık 2015       Mesaj #34
Safi - avatarı
SMD MiSiM
NAMAZ a. (fars. namaz).
1. Müslümanların Tanrı'ya ibadet biçimi. (Bk. ansikl. böl.)
2. Namaz bezi, kadınların, namaz kılarken başlarına örttükleri örtü. || Namaz kıldırmak, toplu olarak namaz kılarken, imamlık etmek. || Namaz kılmak, namaz ibadetini yerine getirmek. || Namaz seccadesi, üzerinde namaz kılınan bir tür küçük kilim ya da dokuma. || Namaza durmak, namaz kılmak: Hemen aptes alıp namaza durmuştu. |[ Namazı kılınmak, cenaze namazı kılınmak; ölmüş olmak. || Namazında, niyazında, dini görevlerini aksatmayan, kendi halinde kimseler için kullanılır: Namazında niyazında sessiz bir adamdı.

—Esk. Namaz-güzar, sürekli namaz kılan kimse. || Namaz-ı pişin, öğle namazı. || Namaz-ı şam, akşam namazı.

—Giy. Namaz örtüsü, kadınların namaz kılarken başlarına örttükleri tülbent, krep vb kumaşlardan yapılmış örtü. (Genellikle iki değirmi büyüklüğünde kumaştan yapılır, çevresi dantel, oya vb. ile süslenir. Eskiden çevresine kelimei şahadet ya da bir beyit yazılmış olanları makbul sayılırdı. Baskı tekniğiyle desenlendirilenleri de vardır.)

—isi. Korku namazı, sel baskını, yer sarsıntısı gibi olağanüstü durumlarda nöbetleşe kılınan namaz. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Ergin ve aklı yerinde olan kadın ve erkek her müslümanın günde beş vakit namaz kılması, ayrıca erkeklerin haftada bir kez cuma namazı kılmaları farzdır. Bayram namazlarıyla yatsı namazının arkasından kılınan vitir namazı vacip, farz namazlardan önce ve sonra kılınan namazlar da sünnet'tir.
Hz. Muhammet, peygamber olduktan sonra güneş doğmadan önce ve battıktan sonra iki vakit namaz kılardı. Ağırlıklı görüşe göre Hicret'ten bir buçuk yıl kadar önce meydana gelen miraç- olayı sırasında beş vakit namaz farz kılındı, islamın şartları denilen beş temel dinsel görev arasında namaz, kelimei şahadetten sonra en önemli ibadeti oluşturur. Kuran' da namaz (salat) sözcüğü, tekil ya da çoğul olarak 82 kez yinelenir; bütün hadis kitaplarında da özel başlıklar altında bu konuya oldukça geniş yer verilir.

Namazın farzları. Harhangi bir namaza başlamadan önce yerine getirilmesi gereken koşullara namazın şartlan, namaza başladıktan sonra yapılması gerekli olanlara da namazın rükünleri denir.
A) Şartları:
1. hadesten taharet, aptes almak (AFTES, GUSÜL);
2. necasetten taharet, bedeni, giysileri ve namaz kılınan yeri temiz tutmak:
3. setr-i avret, erkeklerin en az göbekten aşağı ve dizden yukarıyı, kadınların da yüz, eller ve ayaklar dışındaki tüm bedenlerini kapatmaları;
4. istlkbal-i kıble, kıbleye dönerek namaza durma;
5. vakit, farz ve vacip namazları belirlenmiş olan vakitlerinde kılmak;
6. niyet, hangi namaz kılmıyorsa onun için içten ya da sözlü olarak niyet etmek.

B) Rükünleri:

1. iftitah tekbiri, namaza "Allahuekber" diyerek başlamak;
2. kıyam, geçerli bir özür olmadıkça namazın her rekâtını ayakta kılmak;
3. kıraj', her rekâtta Kuran’dan bir ya da birkaç ayet okumak (her rekâtta Fatiha suresi'ni okumak ve bütün sünnet namazlarla farzların ilk iki rekâtlarında “zamm-ı sure” denilen bir ya da birkaç ayet okumak vaciptir);
4. rükû, her rekâtın kıraatından sonra vücudun belden yukarısı yere paralel olacak şekilde eğilmek (bu durumdayken üç kez “sübhane rabbiyel-azîm" demek sünnettir);
5. sücud, rükûdan doğrulduktan sorya dizleri, elleri ve başı yere koyarak iki kez secde yapmak;
6. ka'dei âhire, namazın sonunda en az "et-tahiyyat" duasını okuyacak kadar oturmak ("et-tahiyyat” duasını okumak vacip, ardından "salli” ve “barik" dualarını okumak sünnet, namazı sağa ve sola selam vererek bitirmek vaciptir).

Namazlann rekât sayıları. Sabah namazı: iki rekât sünnet, iki rekât farz; öğle namazı: dört rekât ilk sünnet, dört rekât farz, iki rekât son sünnet; ikindi namazı: dört rekât sünnet, dört rekât farz; akşam namazı: üç rekât farz, iki rekât, sünnet; yatsı namazı: dört rekât ilk sünnet, dört rekât farz, iki rekât son sünnet, üç rekât vacip vitir; cuma namazı: dört rekât ilk sünnet, (hutbe okunduktan sonra) iki rekât farz, dört rekât son sünnet; bayram namazları: (hutbeden önce) iki rekât. Cenaze namazı, rükûu ve secdesi olmayan, ayakta kılınan bir farz namazdır. Bunlardan başka, namaz kılınması haram olan üç vakit (güneş doğarken, öğleden önce güneş tam ortadayken ve güneş batarken) dışında, isteğe bağlı olarak ve yalnızca sevap kazanmak amacıyla kılınan namazlara nafile denir. Yalnızca ramazan aylarında her gün yatsı namasından sonra vitir namazından önce kılınan yirmi rekâtlı namaza teravi namazı denir.
Namaz şöyle kılınır: aptes aldıktan sonra kıbleye dönülür; hangi namaz kılınacaksa ona niyet edilir; eller kulak memelerine kadar kaldırılarak "Allahuekber” denir (kadınlar ellerini omuzlarına kadar kaldırırlar). Sağ el sol elin bileğini tutar durumda göbeğin altından el bağlanır (kadınlar göğüslerinin üstünden el bağlarlar). Sırasıyla "sübhaneke" duası, Fatiha ve zammı sure okunur (farz namazlann üçüncü ve dördüncü rekâtlarında zamm-ı sure okunmaz). Namaz cemaatle kılmıyorsa yalnızca imam Fatiha ve zammı sure okur Ardından 'Allahuekber” denilerek rükûya gidilir; eller dizkapakları üstüne konur ve bu durumdayken üç kez "sübhane rabbiyelazîm" denir. “Semiallahü li men hamideh” diyerek doğrulduktan sonra "Rabbenâ leke'l-hamd, allahuekber" denilerek secdeye gidilir. Sırasıyla dizler, eller ve iki el arasında alın ve burun yere değdirilir. Bu durumdayken üç kez "Sübhane rabbiyel'âlâ" denir "Allahuekber” diyerek oturulur; beklemeden yine tekbir ile ikinci kez secde yapılır Böylece birinci rekât tamamlanmış olur. Secdeden sonra tekbir ile ikinci rekâta kalkılır Fatiha ve zammı sure okunur Birinci rekâtta olduğu gibi rükû ve secdeler yapıldıktan sonra diz üstü oturulur, eller dizkapakları üzerine konur. Namaz iki rekât- lıysa "et-tahiyyat", "salli" ve “barik” duaları okunduktan sonra sağa ve sola selam verilerek namaz tamamlanır; üç ya da dört rekâtlıysa ayağa kalkılarak yukarıda anlatıldığı şekilde kalan rekâtlar kılınır.
Namazdayken aptes bozulması. Konuşmak, sesli gülmek, dinsel bir duygulanmadan dolayı olmaksızın ağlamak, göğsü kıbleden başka yöne çevirmek, selam vermek, selam almak, yazılı bir metin okumak, yemek, içmek, ayetleri anlamları bozulacak ölçüde yanlış okumak, ağız dolusu kusmak gibi bazı durumlar namazın bozulmasına yol açar. Bundan başka, namazı bozmamakla birlikte namazın adabına aykın ve mekruh sayılan bazı durumlar da vardır. Bu durumlar, namazı bozan davranışlar, namazın vacipleri ve sünnetleri gibi konular fıkıh ve ilmihal kitaplarında geniş olarak işlenir.
Cuma ve bayram namazları dışındaki namazlar camide, evde ya da açık alanlarda, tek başına ya da topluca kılınabilir. Teravi dışındaki sünnetler toplu kılınmaz. Vaktinde kılınmayan farzlarla vitir namazının daha sonra istenilen bir zamanda kaza edilmesi gerekir. Cuma ve bayram namazları kaza edilmez. Kadınlar, aybaşı ve lohusalık kanamaları yüzünden kılamadıkları namazları kaza etmezler.
İslam inancına göre namaz dinin direğidir. İhlasla (içtenlikle) kılınan namaz insanı her türlü kötülükten alıkoyar (Kuran, 29, 45). Bu nedenle namaz kılmamak büyük bir günahtır, insan, ayakta duramayacak kadar hasta ya da sakatsa oturarak, oturamıyorsa yatarak ima ile (baş hareketleriyle) kılar; bunu da yapamıyorsa kazaya bırakabilir. Nisa suresi’nin 101.-102. ayetlerinde savaş sırasında namazın nasıl kılınacağı bildirilmiştir.

Korku namazı. Musibetlerin doğuracağı zararı önlemek amacıyla zaman yitirmeden her müslümanın görev yerine dönmesini sağlamak için vakit namazlarının kılınmasında özel bir yöntem uygulanır. Buna göre müslümanların ileri gelenlerinden biri imam olur. Öteki müslümanlardan bir bölümü bu imamla birlikte namaza başlarken kalanları görev yerinde bulunurlar. Bunlar namazın yarısını kıldıktan sonra görev yerine giderler; bu kez ötekiler gelir ve namazın ikinci yarısını imamla birlikte kılarlar Arkadan birinci grup gelir ve namazın kalan bölümünü imamsız ve kıraatsız kılarlar. Bunlar yerlerine döner, ikinci grup gelir ve kılamadıkları ilk rekâtları imamsız, ancak kıraatla kılarlar. Böylece hepsi de namazlarını tamamlamış olurlar. Olay, hiçbiri iti görev yerini bırakamayacağı ölçüde (savaş gibi) tehlikeliyse namaz ertelenebilir.

Kaynak: Büyük Larousse