Arama

Mucize Nedir? - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Ocak 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MUCİZE a (ar murcize).
1. Tanrısal bir müdahale olarak yorumlanan olay. (Bk. ansikl. böl. Dintar. ve Ed.)
2. Hayranlık uyandıran, şaşırtıcı, olağandışı durum ya da olay; tansık.
3. Bir tamlayanla birlikte, kendi türünde olağanüstü olan şey, harika: Parthenon bir mimarlık mucizesidir. Teknolojinin son mucizesi. Tıbbın mucizeleri.
4. Şaşılacak rastlantı, beklenmedik şans: Bir mucize onu ölümden kurtardı. Oradan kurtulmamız bir mucizeydi.
5. Mucize kabilinden, düşünülmeyen, beklenilmeyen bir biçimde: Mucize kabilinden sağ kaldık.

—Ikonogr. Mucizelerin betimlenmesi hıristiyan ikonografisinde sık işlenen temalardandır: İsa’nın (Kana'nm düğünü, Mucizevi günah, Ekmeklerin çoğalması, iyileşme, dirilme..) ya da azizlerin mucizeleri (belli başlı azizlerin ikonografi bölümlerine bakınız).

—ikt. iktisadi mucize, bazı ülkelerin ekonomisinde görülen ve ikinci Dünya savaşı'nı izleyen yılların bir özelliğini oluşturan son derece hızlı kalkınma. (Önce Almanya Federal Cumhuriyeti’nde gerçekleşti rildi ve 1955'e doğru Wirtschaftswunder deyiminin doğmasına yol açtı; arkadan İtalya, Avusturya, Japonya, Brezilya gibi ülkelerde görüldü.)

♦ sıf. Etkisi şaşırtıcı, beklenmedik olan şeyi belirtir: Mucize çözüm. Mucize ilaç.

—ANSİKL. Din tar. Doğaüstü olaylar, An- tikçağ’da dindar insanın yaşamının bir parçasıydı, inananların mucizeler karşısındaki tutumlarını anlamak ve mucize yazarlarının samimiyetini kabul etmek için bu olguyu göz önünde tutmak gerekir Örneğin, eski Yunan ve Roma'da, tıp tanrısı Asklepios’un Epidauros kutsal kentinde gerçekleştirdiği ileri sürülen 80 dolayında mucizevi iyileştirmenin öyküsü vardır. Sonraki dönem haham edebiyatında olduğu gibi, Kutsal Kitap edebiyatında da, Tanrı'nın seçtiği halk için tercihini belirten doğaüstü olaylarla dolu birçok öykü yer alır. Mucize ancak din açısından kavranıp yorumlanabilir, ne bilimsel, ne de felsefi bir kavramdır, inananlar için mucize, Tanrı'nın müdahalesi demektir. Peygamberler dışındaki insanların benzerini yapmaktan aciz olmaları ya da doğa yasalarına göre açıklama olanağı bulunmamaları dolayısıyla bu adı alan mucize, İslam kelam biliminde genellikle "Peygamber olduğunu açıklayan kişinin buna inanmayanlara meydan okuduğu bir sırada Tanrı’nın yardım ve izni ile, doğa yasalarına aykırı olarak gerçekleştirdiği olay" biçiminde tanımlanır.
Buna göre:
1. mucizenin olağanüstü bir nitelik taşıması gerekir;
2. mucize, yalnızca peygamberlere özgüdür; evliyaların gösterdikleri olağanüstü olaya keramet; sıradan insanlarda gözlenen olağanüstü durumlara istidrac denir;
3. mucize, aslında peygamberlerin değil Tanrı’ nın işidir; bu nedenle peygamberler her istediklerinde mucize gerçekleşmez; bu, Tanrı'nın dilemesine bağlıdır;
4. mucizenin amacı, peygamberin başkalarından farklı olduğunu göstererek ululuk taslaması değil, inançsızlara karşı peygamberliğini kanıtlamasıdır.
Kuran'da peygamberlerin mucize gösterebilecekleri kabul edilir ve bu konuda birçok örneğe yer verilir: Musa peygamberin asası ile büyücüleri yenmesi (XX. 16 -20, 65-70), Süleyman peygamberin birçok canlıyı yönetimi altına alması ve onlarla konuşup anlaşması (XXXIV, 12-14), Saba kraliçesinin sarayını bir anda huzuruna taşıtması (XXVII, 28-44), İbrahim peygamberin, içine atıldığı ateşten yanmadan kurtulması (XXI, 68-69), İsa peygamberinmşifasız hastaları iyileştirmesi (III, 49), bu örneklerden bazılarıdır.

Hz. Muhammet’in gösterdiği mucizeleri kelam bilginleri başlıca üç bölüme ayırırlar:
1. her dönemdeki insanlara seslenen, "sürekli mucizesi": Kuran. Buna aklı ya da manevi mucize denir;
2. kendi dönemindeki insanların gözlemiş oldukları mucizeler. Bunlara hissi mucize denir;
3. Peygamberin geçmişte olduğunu ya da gelecekte olacağını bildirdiği olaylara ilişkin mucizeler. Bunlara da haberi mucize denir.
İslam bilginlerine göre Kuran, hem insanların başka bir benzerini gerçekleştirmekten aciz olduğu edebi üstünlüğü, hem de doğru, iyi ve güzel olan bütün yüksek değerleri, insanların dünya ve ahiret mutluluklarının yollarını gösteren içeriği ve anlamı açısından eşsiz bir kitaptır. Bu nedenle Kuran Hz. Muhammet'in en büyük mucizesi sayılır ve bu niteliğinin kıyamete kadar süreceğine inanılır.
Kuran’da isra suresinin ilk ayetinde Hz. Muhammet'in miraç mucizesinden, Kamer suresinin ilk ayetinde de ayı iki parçaya bölme mucizesinden söz edilir. Bu iki mucize birçok hadiste daha ayrıntılı olarak anlatılır. Kuran'da Hz. Muhammet’in mucizeleri hakkında başka bilgi yoktur. Ancak hadislerde çeşitli mucizelerden söz edilir. Hz. Muhammet'in dilsiz çocuğu konuşturması, ancak bir kişiye yetecek kadar az olan suya elini batırması üzerine parmaklarından su fışkırması ve bu suyla yanındakilerin aptes alması, büyük bir kalabalıkla birlikte konuk olduğu evin yemeğini herkesi doyuracak şekilde çoğaltması, üstünde hutbe okuduğu hurma kütüğünü bırakarak minberde hutbe okuması üzerine hurma kütüğünün üzüntüden inlemesi ve Hz. Muhammet’in onu eliyle sıvazlayarak susturması, mezarlarda kabir azabı görenleri saptaması hadis kitaplarında yer alan mucizelerinden bazılarıdır. Ayrıca Hz. Muhammet’in gelecekten haber verdiğini belirten hadisler de vardır: örneğin Yemen, Irak, Şam, İstanbul gibi ülke ya da kentlerin müslümanla- rın eline geçeceğini, İran ve Bizans imparatorluklarının yıkılacağını önceden bildirmiştir.

—Ed. Türk edebiyatında naat, miraciye, hilye, siyer gibi dinsel yapıtlarda dinsel mucizelerden söz edilir. Divanlarda, mesnevilerde telmih, teşbih gibi söz sanatlarıyla da mucizelere değinilir. Velilerin, bulundukları yerden başka bir yere bir anda ulaşmaları (tayyi mekân), su üzerinde yürüme, duvara binip yürütme, hayvanlarla konuşma, hayvan donuna girme gibi olağanüstülükleri ise mucize değil, "keramet" diye adlandırılır. Bunlar menakıpname’lerde anlatılmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse