MUHABBET, -tl a. (ar. muhabbet).
1. Sevgi: Büyükanne torununu muhabbetle kucakladı.
2. içtenlikle ve dostça yapılan konuşma; sohbet, yarenlik: Muhabbetinize ben de katılabilir miyim? Birkaç kadehten sonra muhabbet iyice koyulaştı.
3. Muhabbet beslemek, birine karşı sevgi ve yakınlık duymak. || Muhabbet etmek, dostça, şuradan buradan konuşmak, sohbet etmek. || Muhabbet tellalı, kadınla erkek arasında yasadışı ilişkiler kurulmasına aracılık etmeyi iş edinmiş kimse.
—Esk. Muhabbet-âmiz, sevgiyle, dostlukla, sevgi belirtisi olan. || Muhabbet-ârâ, sevgiyle süslenmiş, sevgiyle süsleyen. || Muhabbet-hane, bir çeşit karışık desenli işleme. || Muhabbetkâr, sevgi gösteren, seven. || Muhabbet-ullah, Tanrı sevgisi. || Muhabbet-zede, sevgi yüzünden belaya uğramış. || Muhabbet-i ebedi, sonsuz sevgi.
Kaynak: Büyük Larousse