MUTASAVVIF a. (ar. mutasavvıf). Tasavvuf düşüncesini ve yaşamını benimseyen kişi. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Kuramsal olarak, tanrısal hikmeti ve sırları çözmeye çalışan, uygulamada kişisel benliğini yok ederek (fena) Tanrı varlığında sonsuzluk (ebedilik) kazanmayı (baka) amaçlayan ve bütün eylemlerini bu amaca yönelten kişiye "mutasavvıf" denir Bu anlamda mutasavvıf ile sufi (ya da sofi) eşanlamlıdır. Ancak, bir başka anlayış ve tanıma göre, tasavvuf yaşamına bağlanana "sufi", bunun yanında tasavvufun bilimsel ve kuramsal konularıyla da uğraşanlara “mutasavvıf" denilir. Tasavvuf düşünce ve yaşamını Hz. Peygamber dönemine (570-632) götürmek, tarikatlarda bir gelenekse de ilk büyük mutasavvıflar VII. ve VIII. yy.’da yetiştiler. Bunların en ünlüleri arasında İbrahim bin Ethem, Davudı Tâi, Belhi, Maruf-el Kerhi, Bişr-el Hafi, Zünnunı Mısri, Beyazid Bistami sayılabilir. Daha sonra yetişen Harisi Muhasibi, Ebu Talip Mekki, Kuşeyri, Gazali gibi mutasavvıf bilginler, özellikle Sünni eğilimli tasavvuf düşüncesinin gelişmesinde büyük rol oynadılar. Bu mutasavvıfların ardından yetişen ibnülarabi, Molla Cami, Sadrettin Konevi, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Mevlana gibi ünlü mutasavvıflar tasavvuf düşünce ve uygulamasının yeni boyutlar kazanmasında, tasavvufun yayılmasında önemli ölçüde etkili oldular.
Mutasavvıfların bir bölümü, tasavvuf düşünce ve yaşamının yabancı etkilerden korunması ve Kuran ve sünnet ilkeleri ile uyuşmasına büyük özen gösterirken, özellikle IX. yüzyıldan başlayarak bazı mutasavvıflar bir ölçüde hıristiyan mistisizmi, yeniplatonculuk, İran ve hint dinleri gibi yabancı kültürlerin de etkisinde kaldılar.
Kaynak: Büyük Larousse