Arama

Mutlak Nedir? - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Ocak 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MUTLAK, -kı sıf. (ar. ıtlak ları mutfak).
1. Hiçbir kısıtlama, hiçbir istisna, hiçbir ödün kabul etmeyen şey için kullanılır; kesin, salt; Doktor mutlak bir istirahat verdi.
2. En uç noktaya ulaşan bir özellik, bir durum için kullanılır; eksiksiz, tam, salt: Mutlak özgürlük. Mutlak güzellik.
3. Hiçbir sınırlamaya bağlı olmayan bir güç, bu gücü elinde bulunduran kimse için kullanılır: Ülkenin mutlak hâkimi.

—Esk
1. Serbest bırakılmış, salıverilmiş.
2. Mutlak-ül-inan, dizgini, yuları salıverilmiş, serbest, hür. || Mutlak-ûl-vücud, beden, gövde.


—Dy. Mutlak bloksistem, elle ya da otomatik olarak çalıştırılan ve kapalı durumdaki semaforu geçmeyi kesin olarak yasaklayan işaretleme sistemi. || Mutlak durma işareti, kapalı konumda bulunduğunda mutlak bir durmayı bildiren işaret. (Bu işaret ancak, trenlerin seyrinden sorumlu bir görevlinin izniyle ve kesinlikle uyulması gereken özel koşullara göre geçilebilir.)

—Huk. Mutlak butlan - BUTLAN. || Mutlak haklar, sahibine en geniş yetkiler sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar.

—Mekan. Mutlak hareket, SALT" hareket'in eşanlamlısı.

—Ölçbil. Mutlak ölçü aleti, değişmezleri, yalnız temel büyüklüklere dayanan ölçümlerle belirlenebilen ölçü aleti. (Bir mutlak aygıt, basit bir karşılaştırmayla elde edilebilecek göreli ölçüye karşıt olarak, bir mutlak ölçü verir.)

♦ a Fels. Sonsuz, zamana bağlı olmayan ve belirtici değeri her felsefeye göre değişen özlük. (Bk. ansikt. böl.)

be. Kesinlikte, mutlaka: Yarın mutlak yola çıkmalısın.

—ANSİKL. Fels. Bütün öteki filozoflardan çok Hegel, mutlakı özel bir yere koyar. Şöyle der: "Yalnız mutlak doğrudur", "yalnız doğru mutlaktır" (Tinin görüngübilimi [Phânomenologie des Geistes], “Giriş"). Öyleyse mutlak, dünyadan uzakta değildir; insanın onun ardından koşması, onu “bir kuş gibi ökse kurarak" yakalaması gerekmez; çünkü başlangıçtan beri mutlak, “varolduğu ve şimdi de bizim yanımızda kendinde ve kendi için varolmak istediği” (ay. ypt.) için, gereksiz bir çabadır bu. Hegel'e göre hıristiyanlık bunu, "Mutlak'ı Tin, yani çağdaş döneme ve bu dönemin dinine ilişkin en yüksek kavram olarak açıklayan tasarının içinde" (ay. ypt., "Önsöz") dile getirmektedir. Öyleyse mutlakın kendi hakkında söylediği şeye, deneyin kulak vermesi gerekir; bu nedenle “mutlakın ne olduğunu göstermek" demek, "mutlakı açıklamak ve onun öz açıklamasını yapmak” demektir (Wissenschatt der Log[Mantık bilimi],"Öz", 3, 1). Buna göre "somut gerçeklik ”, mutlakın kendini "kendi için ortaya koymasına" yarayan "mutlak edim"den başka bir şey değildir.

Kaynak: Büyük Larousse