kaçırmak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)

1 . Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak:
"Büyükçe bir kız hemen onu kucaklayıp mektebin avlusuna kaçırmıştı."- O. C. Kaygılı.
2 . Bir işi belirlenen zamanda yapamamak.
3 . Zor kullanarak yanında götürmek.
4 . Yararlanamamak; bir daha ele geçmemek üzere yitirmek.
5 . Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak.
6 . Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak.
7 . Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak.
8 . Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek:
"Birkaç damlacık derken ya fazla kaçırırsam."- H. R. Gürpınar.
"Kulübün yemeğinde biraz fazlaca kaçırmıştım."- H. Taner.
9 . Sızdırmak.
10 . (-e durum ekiyle kullanılan fiil) İstemeyerek abdestini yapmak.
11 . (nesne almayan fiil) Delirmek.
12 . Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek.
13 . (-i durum ekiyle kullanılan fiil) Birini veya bir şeyi göstermemek.
14 . spor Yarışan bir koşucu diğer bir koşucu tarafından hızla geçilip arayı açmak.
15 . spor Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek.