KALABALIK a. (ar. ğalebe'den).
1. Aynı yerde toplanmış insan yığını: Miting alanında büyük bir kalabalık vardı. Kalabalıkta kaybolmak. Kalabalığı yarmak.
2. Gereksiz ve karışık şeyler topluluğu: Eşya kalabalığı.
3. Kalabalık etmek, bir yerde gereksiz olarak bulunmak, orada yer doldurmaktan başka işe yaramamak: Kalabalık etmeyin, bir kenara çekilin. Şu sehpaları kaldırın, orada kalabalık ediyor sıf. Çok sayıda insan bulunan yer için kullanılır: Otobüsler bu saatte çok kalabalıktır.
Kaynak: Büyük Larousse