Arama

Kama Nedir? - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KAMA a. (ermenice kam, çividen).
1. Esk. sil. iki yanı keskin, sivri uçlu, enlice, bıçak türünde silah. (Kın içinde belde taşınır. Daha çok Kuzey KafkasyalIlar, özellikle Gürcüler ve Çerkezler tarafından kullanılır.)
2. Kütüğü yarmak için kullanılan sivri uçlu, yassı ve enli çivi; takoz.

—Aktar. Kancalı kama, ince tarafında bir kanca taşıyan, metal kama. || Taş kaldırma kaması, kesme taşları aktarmak ve yerleştirmek için kullanılan kama.

—Al. tak. Bir takımın sapını, yuva içinde sıkıştırmaya yarayan takoz.

—Ask. Kama düzeni, bir tank bölüğünde bir takımın ileride iki takımın geride ya da bir tankın ileride iki tankın geride, komutan tankının merkezde bulunduğu düzen.

—Ayakkc. Kalıp kaması, bir ayakkabı kalıbını genişletme amacıyla kullanılan ağaç parçası.

— Bot ve potin kalıplarının orta kısmı.

—Bayınd. Kamalı ve kapaklı barajlarda kapama öğesi olarak kullanılan, üst kısmı elle kavranabilecek biçimde inceltilmiş ya da işlenmiş ağaç ya da hafif metalden parça. (Bk. ansikl. böl.)

—Bür. ger. Durak kaması, daktilo tarafından seçilen noktalarda (paragraf başı, sütun vb.) satırı durdurmak için bir daktilo makinesinin şaryosuna yerleştirilmiş hareketli metal mandal.

—Denizbil. ve Hidrol. Tuzlu kama, bir ırmağın ağzında, deniz suyunun ırmak suyunun altına girmesi (ırmağın yukarı kesimine doğru, deniz suyu hafif eğimli bir haloklin ile ırmak suyundan ayrılır). [Bk. ansikl. böl.]

—Denize. Bir kaplama tahtasını sökmede, bir payandanın cundasını istenilen yere sıkıştırmada kullanılan ucu sivri üçgen biçiminde ağaç siğil.

— Makara saçanlarını, piyanlarını ve piyan ligadoralarını berkitmek için araya sokulan siğil.

—Dökme. Burgu ağacTna bazı yörelerde verilen ad.

—El sant. Bakırcı tezgâhındaki oyuklara örsleri sıkıştırmak amacıyla kullanılan, konik kesilmiş ağaç parçası.

—Foto. Duyarlıkölçüm kaması, ışıkölçüm ve duyarlıkölçümde, ışığın geçişinde, bilinen bir yasaya göre gittikçe artan bir değişim elde etmek için kullanılan, genellikle düzlemsel öğe.

—Mad. oc. Kayağantaşları yarmak için kullanılan ağaç parçası. (Bk. ansikl. böl.) || Yarıklı ve köşeli bir ankraj cıvatasının ağız uçlarını açmaya yarayan metal parça. || Yuvarlak bir ağaç parçasını 25 mm kalınlığında koşut biçme çizgileriyle biçerek elde edilen işlenmemiş tahta. (Kamalar tahkimat malzemesi olarak kamalama işleminde kullanılır; gönyesine getirilmiş tahtalara göre daha ucuzdur.)

—Mak. san. iki parça arasına, ya aralarında belli bir açıklık bulundurmak ya da aralarındaki boşluğu doldurmak ve bu parçaları birleştirmek için konan bir tür takoz. || iki eşmerkezli parçanın birlikte dönmesini sağlayan genellikle prizmasal metal parça. (Milin doğurucusu boyunca açılan bir yuvaya, yüksekliğinin yarısına kadar geçirilen kama daha sonra dış parçanın [makara, küçük eş dişli vb.] deliğinde oluşturulan bir kanal içine kaydırılır.) || Ayarlı kama, devinim halindeki bir parçanın aşınma boşluğunu almak için, sürme vidalarıyla ve sıkıştırma karşı somunuyla yer değiştirebilen ince takoz. || Düzeçleme kaması, bir mobilyanın ya da makinenin ayakları altına dengeleme amacıyla konan parçaların her biri. || itici kama, redüktör koninin penceresine sokulduktan sonra bu koniyi takılı olduğu takım taşıyıcı koniden ayırmak amacıyla üzerine vurulan eğik kenarlı takım.

—Marangl. Dülgerlikte ve marangozlukta delikli ve zıvanalı bir geçmeyi sabitleştirmek için kullanılan, sert ağaçtan yapılmış, genellikle kare kesitli, piramit biçiminde ahşap parça. (Birleştirmenin işlevine göre bir ya da iki kama kullanılır. Saplamayla karıştırılmamalıdır.) || Kama açısı, Diş AÇISi’nın eşanlamlısı. || Kavrama kaması, kavramaları birleştirmek ve sıkıştırmak için kullanılan kama. || Rende kaması, rende tığını sıkıştırmaya ve sabitleştirmeye yarayan rende öğesi. || Yıldırım birleştirme kaması, yıldırım birleştirmede iki parçayı bağlamada kullanılan kama. || Zıvana kaması, zıvana dili ve yuvasına dik olarak açılmış deliğe çakılan ve birleştirmeyi sağlamlaştıran ahşap çivi.

—Matbaac. Tipo kalıbındaki matbaa karakterlerini tahta parçalar yardımıyla sıkıştırmakta kullanılan, kenarlarından biri eğik olarak planyalanmış tahta takoz.

—Nalbantl. Kama başlı buz mıhı, başın 'üst bölümü keskin bir kama biçiminde olan ve buzlu zemin için çakılan mıh.

—Ormanc. Ağaçların kesiminde ve yarılıp küçük parçalar haline getirilmesinde kullanılan çok keskin açılı prizma biçiminde metal ya da çok sert odun pârçası.

—Oy. Kama basmak, çocuk oyunlarında sayı kazanmak.

—Bazı çocuk oyunlarında birkaç turdan oluşan oyunun bir turunu tamamlayıp puan almak.

—Polim. Bir enjeksiyon kalıbında kalıp boşluğu öğesi; koni biçimindeki iki kama, bir taşıyıcı üzerinde bulunur. (Kamalı bir kalıbın önemi, özellikle az bir kuvvetle kapatılabilmesinden kaynaklanır.)

—Sil. Ateşli silahlarda namlunun arka boşluğunu kapamaya yarayan çelik blok. (Bk. ansikl. böl.) || Kama patlaması, atış sırasında top kamasının kaza ile açılması. (Kama patlaması, kamanın ateşlemeden önce tümüyle kapatılmamasından ileri gelir. Bunu önlemek için, kama açık kaldığında ateşlemeyi engelleyen bir emniyet tertibatı vardır.) || Kama yastığı, kamadan doldurulan silahlarda kapağın yanlarından gaz kaçmasını önleyen düzenek. || Oynak kama, bir ateşli silahın, ateşleme iğnesine bağlı olan kaması; bu kamanın hare tuzlu kama keti, silahı doldurmayı, namluyu açıp kapamayı ve fişekleri çıkarmayı sağlar. || Yarı otomatik kama, topun geri tepmesiyle açılan, dolmasıyla kendiliğinden kapanan kama türü; genellikle uçaksavar toplarında kullanılır.

—Teknol. Kamayla bağlamak -KAMALAMAK'ın eşanlamlısı.

—Yerbil. Kalınlığı, yatay aralıklara göre azalan ve sonunda yok olan tortul bir katmanın özel görünümü.

—ANSİKL. Bayınd. Elle kumanda edilen kamalar bir yandan tabandaki bir çıkıntıya, öte yandan da yatay başlığa dayanır. Bu başlık açık konumdaki kapakların üst bölümünü birbirine bağlar. Kamalar yan yana yerleştirildiğinde, hemen hemen su sızdırmaz bir baraj oluşturur. Debi çok fazla yükseldiğinde kamaların tümü kaldırılır ve kapaklar baraj tabanına yatırılır; böy- lece, baraj tamamen ortadan kaldırılarak kabaran suyun anaforsuz akması sağlanır. Suların hızlı bir biçimde kabardığı durumlarda, barajı bu yöntemle kaldırma işlemi tehlikeli olabilir.

—Denizbil. Tuzlu kama, gelgit hafif olduğunda ya da hiç olmadığında, tatlısu tuzlu kamanın üstünde akar ve genellikle rengi aracılığıyla çevresinden ayrılan bir ' 'ayla'' biçiminde denize yayılır. Tuzlu kama; ırmak debisinin artmasına ya da ek- otomatik 7,62 FN tüfeği silmesine bağlı olarak yukarı ya da aşağı kamasın ın şematik kesiti kesime doğru akar. Kamanın yüzeyinde, tatlısu belli bir miktarda tuzlu suyu sürükler ve bunun sonucunda, dipte denizden ırmağın yukarı kesimine doğru bir dengeleme akıntısı gerçekleşir. Bu koşullar, ırmağın getirdiği gereçlerin çökelmesini ve ırmak ağzında bir setin oluşmasını kolaylaştırır; bu koşullar, suyun çekildiği dönemlerde ırmak içinde acısuların yükselmesini açıklar. Eğer gelgit önemli boyutlardaysa tuzlu su ve tatlısu karışımı, gelgitin saatlerine bağlı olarak değişik koşullarda gerçekleşir ve incelenmeleri ilgili eş- tuzlulukların belirlenmesini gerektirir.

—Mad. oc. Takozlarla birlikte kullanılan kama, çıkarılacak kayaçları parçalamayı sağlar. Mermer ve kayağantaş çıkarılırken kesilecek blokun düzlemine yerleştirilmiş birçok kama kimi zaman aynı anda kullanılır. Kamaların tümünü aynı anda sıkıştırarak düzenli ve gittikçe artan biçimde taşa gerilim verilir.

—Sil. Ağızdan dolan ateşli silahlarda, atım yatağı arkadan "kama" denilen çok kalın bir parçayla kapalıydı. Bunun dış yüzü kubbe biçimindeydi ve ucunda kama düğmesi denilen bir çıkıntı bulunuyordu. Kamadan dolan ateşli silahlarda kama bir manşonla takviye edilmişti. Yüz Yıl savaşlarımda kullanılan ilk İngiliz topları kamadan doldurulurdu, fakat kapak çok ilkel olduğu için alevli gazların arkaya doğru püskürmesini engelleyemezdi. Onun içindir ki kısa bir süre sonra, yani XV. yy.’da bu yöntem terk edildi ve toplar ağızdan doldurulmaya başlandı. Topların tekrar bütün Avrupa'da kamadan doldurulmasına ancak 1866 Avusturya-Prusya savaşımdan sonra dönüldü.
Menşuri (köşeli, prizma) kamalarda, namlunun eksenine dik olan yuvanın arkasında bir delik bulunur; bu yuvada köşeli bir parça hareket eder ve bu parça kama açık olduğunda namlunun atım yatağında yer alır, böylece de merminin yatağa girmesine olanak verir. Daha önceleri sevk barutunun geri kaçması için kullanılan duyun yerine, günümüzde kamanın içine sokulan tıkayıcı halka kullanılır.
Vidalı kamalarda, bir kama vidası, bir plastik tıkayıcı ve bu vidanın ters yönde dönmesini ya da zamansız ateşlemeyi önlemek için emniyet düzeneği bulunur Kama vidası, üç tane burgulu ve üç tane de düz bölümü bulunan aralıklı burgulu bir vidadır; kama somunu ise vida ile aynı yapıya sahiptir. Böylece bu iki parça birbirine kolayca geçer ya da ayrılır.
Günümüzde, topların tümü yarı otomatik kamayla donatılmıştır. Portatif silahlarda bir tırnağa bağlı olan kama, kurma levyesiyle nişancı tarafından hareket ettirilir. Otomatik silahlarda bu hareketi gerçekleştirmek için, gazların bir pistonla kamaya aktarılan etkisinden yararlanılır.

KAMA
a. (çerkezce söze.). Tar Osmanlı sarayında aynı kuşaktan ya da yaşıt olan saraylıların bir araya geldiklerinde konuşma izni istemek için kullandıkları terim. (Yaşıt saraylılar arasında bir söyleyeceği olan, önce bu sözcüğü kullanır ve ancak dinleyici durumunda bulunanlar da aynı terimle karşılık verdikten sonra konuşmasına başlayabilirdi. Karşıdakiler "kama” demedikçe konuşmaya başlamak çok ayıp, hatta saray göreneklerine aykırı sayılırdı.)

KAMA,
Rusya'da ırmak, Volga'nın kolu; 2 032 km. Rus ovasının doğu bölümüne ve Ural dağlarının batı yamaçlarına yayılan 521 700 km2’lik bir alanı akaçlar. Kama'nın suları kışın kabarıktır: nisan ile haziran arasındaki karların erimesiyle sular kabarır; buz birikmesi kasım ile nisan arasında olur. Kütüklerin yüzdürülmesinde ve altı düz mavnalarla maden filizlerinin taşınmasında yararlanılan Kama, elektrik üretimi için donatılmıştır. Kama üzerinde üç önemli santral vardır: Perm'in aşağı kesiminde (504 MW), Votkinsk’te (1 000 MW), Nijnekamsk’ta (1 200 MW). Nijnekamsk santralı'nın yakınında Kama sanayi kompleksi (kamyonlar), Naberejnıye Çelnıy (Tataristan Özerk Cumhuriyeti) kentinin doğmasına yol açmıştır.

KAMA
, hint Aşk tanrısı. Brahmana'lara göre, Yaradan'ın zihninde yalnızlıktan kurtulma isteğini uyandırdığına göre, tanrıların en eskisi olması gerekir. Şiva’nın Parvati'ye âşık olmasına da yol açmıştır. Bir papağana binmiş ve şekerkamışından bir yayla ucunda demir yerine lotus goncası bulunan oklar kuşanmış yakışıklı bir delikanlı biçiminde gösterilir. Eşi, şehvet tanrıçası Rati'dir.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM