Arama

Kanıt Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Şubat 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KANIT, -tı a. Bir olayı, bir olguyu, bir şeyin varlığını, gerçekleştiğini kanıtlamaya yarayan şey; delil: Sağlam bir kanıt bulmak. Suçlu olduğuna ilişkin hiçbir kanıt yok. Kanıtları ortadan kaldırmak.

—Huk. Dava konusu olayı kanıtlamaya yarayan araç. (Eşanl. DELİL.) [Bk. ansikl. böl.] || Kanıtların saptanması, incelenmesine sıra gelmemiş ya da sonradan açılacak davada ileri sürülecek kanıtların kaybolmaması için mahkeme aracılığıyla alınan önlem. (Bk. ansikl. böl.) || Kesin kanıt, yargıca takdir yetkisi bırakmayan, yargıcı bağlayan kanıt. (Bk. ansikl. böl.) |j Takdiri kanıt, yargıca değerlendirme yetkisi bırakan, onu kesin olarak bağlamayan kanıt. (Bk. ansikl. böl.)

—Mant. Bir fonksiyonun uygulandığı ve bu fonksiyon için bir değeri bulunan özlük.

—ANSİKL. Huk. Bir davada iddia ve savunmanın dayandırıldığı olayların gerçekliği kanıtlarla ortaya konur. Kanıtın konusu maddi olaylardır; hukuk kurallarının kanıtlanmasına gerek yoktur. Bu kuralları yargıç kendiliğinden araştırarak uygulamak durumundadır. Buna karşılık davanın dayandığı maddi olayların kanıtlarla ortaya çıkarılması, gerçek olduğunun kanıtlanması gerekir. Bir davada taraflar ancak anlaşamadıkları maddi olaylar konusunda kanıt göstermek durumundadırlar. Taraflar arasında çekişmeli olmayan olaylar için kanıt gösterilmesine gerek yoktur Yasalara göre, anlaşmazlık tonusu kimi olaylar ancak belirli kanıtlarla kanıtlanabilir. Örneğin beş bin lirayı geçen alacak iddialarının ancak senetle kanıtlanabilmesi yasal bir zorunluktur (Huk. us. muh. k. md. 288). Kanıtlar, kesin ve takdiri olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kesin kanıtlara "yasal kanıtlar” da denir. Bu kanıtların ayırıcı özelliği, yargıcı bağlaması, ona takdir hakkı vermemesidir. Yargıç, kesin kanıtlarla kanıtlanmış bir olayı doğru kabul etmek ve ona göre karar vermek durumundadır. Kesin kanıtlar şunlardır: ikrar, senet, yemin, kesin hüküm. Takdiri kanıtların yargıcı bağlayıcı niteliği yoktur; yargıç bu tür kanıtları özgürce değerlendirebilir. Örneğin, tanığın yaptığı açıklama, yargıcı bağlamaz; bu açıklamaya aykırı bir karar verebilir. Takdiri kanıtlar şunlardır: tanık, bilirkişi, keşif vb.

Kanıtların saptanması, mahkeme aracılığıyla yapılan bir işlemdir, ancak bir dava değildir. Kanıtların saptanmasının konusu yalnızca maddi olaylardır. Örneğin, bir trafik kazasında otomobili hasara uğrayan kişi, zararın giderimini dava etmeden önce, otomobilinin kaza sonundaki maddi durumunun ve uğradığı zararın neler olduğunun önceden saptanmasını isteyebilir. Aksi halde zararını kanıtlaması için açılacak davaya kadar otomobili hasar görmüş durumda tutmak zorunda kalır. Otomobil onarıldıktan sonra, hasarın ve bundan doğan zararın saptanması güçleşmiş olur. Kanıtların saptanması için mahkemeye dilekçeyle başvurulur. Dava açılmadan önce kanıtların saptanması en çabuk ve en az giderle bu saptamayı yapabilecek mahkemeden istenir. Dava açıldıktan sonra da kanıtların saptanması istenebilir. Bu durumda başvurulacak mahkeme, davaya bakan mahkemedir; başka bir mahkeme o davaya ilişkin kanıtların saptanması için kara, veremez. Kanıtların saptanmasına ilişkin karar, son karar olmadığından temyiz edilemez. Ancak, karşı taraf bu karara itiraz edebilir. Bu itiraz kanıtların saptanmasına ilişkin kararı vermiş olan yargıç tarafından karara bağlanır.

KANIT sıf. (ar. kunût'tan kânıf). Esk. Umutsuz, umut kesmiş, kederli.
Kaynak: Büyük Larousse

SİLENTİUM EST AURUM