Arama


Avatarı yok
OneNight
Yasaklı
27 Şubat 2016       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Ticaret mahkemesince iflasına karar verilen bir borçlunun (müflisin), haczedilebilen bütün malvarlığının cebri icra yolu ile paraya çevrilip, bundan bilinen bütün alacaklıların tatmin edilmesini sağlanması [1] iflas olarak tanımlanmıştır.

İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesinde, işverenin iflası halinde, ücret alacağının öncelikle ödenmesi için, masa mallarının satışı sonucu elde edilen paradan, rehin alacakları, masa alacakları, devlet alacakları ve özel yasalarla ayrıcalığı kabul edilmiş alacakların ödenmesinden sonraki ilk sırada, işçi alacaklarına imtiyaz tanınmıştır ve adi alacaklar içinde bulunan işçi alacakları, bunlar içinde imtiyazlı alacak olup birinci sırada yer almaktadır.

Söz konusu madde kapsamda kabul edilen ve imtiyazlı alacak olarak birinci sırada ödenecek işçi alacakları, iflasın açılmasından evvelki bir yıl içinde doğmuş olan kanun ve sözleşmelerden kaynaklanan ücret ve parayla ölçülebilen menfaatler, ihbar ve kıdem tazminatlarıdır.

Bununla birlikte, işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dâhil alacakları hükmünden dolayı imtiyazlı alacak kapsamına alınan işçi alacakları, iflasın açılmasından önceki bir yıllık süreye ilişkin ücret ve diğer haklar olup, daha önce doğmuş olan alacakların imtiyazlı alacak olarak kabul edilerek öncelikle ödenmesi söz konusu değildir [2]. Bununla beraber işverenin iflasından sonraki döneme ilişkin ücret alacağı “iflas alacağı” olmayıp “masa alacağı”dır. Bu sebeple Kanun’un 248’inci maddesi gereği iflas sonrası döneme ilişkin ücret alacağının borçlusu, bizzat iflas masası olduğundan, masa alacağı olarak iflas masasınca bütün iflas alacaklarından önce ödenecektir.

İflas masasının masa mallarını satışından elde ettiği paradan, öncelikle rehinli alacaklar, masa alacakları, bir malın aynından doğan amme alacakları (bina, arazi vergisi gibi) ve özel yasalarda kabul edilmiş imtiyazlı alacaklar ödendikten sonra işçi hak ve alacakları ödeneceği için işverenin iflası halinde işçi alacakları için İcra ve İflas Kanunu’nda getirilen güvencenin yeterli olduğunu söylemek güçtür [3].

Bu durumda rehinli alacaklar, masa alacakları, bir amme alacakları gibi imtiyazlı alacaklar ödendikten sonra işçi alacaklarına sıra gelmektedir. Çoğu zaman işçi alacaklarının ödenmesine yetecek miktar kalmamakta ve işçiler hiçbir şey alamamaktadırlar. Bu anlamda işverenin iflasında en çok işçiler mağdur olmaktadırlar. Bu nedenle yasa maddesinde, işçi ücret ve tazminatlarının öncelikle ödenmesi yönünde yeniden düzenleme yapılması yerinde olur düşüncesindeyiz.