KARINCALANMAK gçz. f.
1. Bir şeyden söz ederken, üzerine karıncalar üşüşmek: Şeker karıncalanmış.
2. Bacakları, eli vb. karıncalanmak, birbirine yakın, çok sayıdaki nokta üzerinde iğnelenme hissetmek.
3. Madenlerde döküm sırasında ya da pas nedeniyle yer yer ve küçük delikler oluşmak.
4. Bir kimsenin kafası, beyni, düşünceleri karıncalanmak, aşırı zihin yorgunluğundan dolayı düşünemez olmak, bir şeyi kavrayamamak, anlayamamak.
Kaynak: Büyük Larousse