Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kapı ile İlgili atasözleri ve anlamları

İçinde "kapı" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları.
  • Kapı arkası bile gurbet: (atasözünün anlamı) Bir insan evinden pek uzağa gitmese de ayrıldıktan sonra gurbette sayılır.
  • Kapını iyi kapa komşunu hırsız etme: Malını mülkünü güvenceye al, bir şeyin çalınırsa komşuna hırsızlık yapmış gözüyle bakma.

İlgili deyimler ve anlamları

İçinde "kapı" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları.
  • (Bir şeyden) Kapı açmak: (deyiminin anlamı) 1. Bir şeyin sözünü etmek. 2. Fiyat vermek.
  • Kapı ağzı: 1. Kapı yanı. 2. İpucu.
  • Kapı almak (yapmak): Tavla oyununda bir hanede iki pul toplamak.
  • Kapı baca açık: Korunmasız (yer).
  • Kapı dışarı etmek: Kovmak, dışarı atmak.
  • Kapı duvar: Çalındığı halde açılmayan kapı.
  • Kapı gibi: İri vücutlu, iri yarı kimse.
  • Kapı kadar: Eni ve uzunluğu çok olan.
  • Kapı kapamaca: Evde kimse kalmamak üzere.
  • Kapı kapı dolaşmak: 1. Her yere uğramak, ev ev gezmek. 2. Her devlet dairesine başvurmak.
  • Kapı (bir) komşu: Bitişikte oturan komşu.
  • Kapı mandalı: İşe karıştırılmayan, kendisine önem verilmeyen kimse.
  • Kapı tutmak: İşe yada hizmete girmek.
  • Kapı yapmak: 1. Bir şey istemek yada söylemek 2. Ev gezmesi yapmak. 3. Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul koymak.
  • Kapı yoldaşı: Aynı hizmette bulunan hizmet arkadaşlarının birbirine göre durumu.
  • Kapıdan çevirmek: Bir kimseyi kabul etmemek, içeri almamak.
  • Kapıdan kovsan (kovulsa) bacadan girer (düşer): Yüzsüz olduğu için kovulsa da yine gelir.
  • Kapının ipini çekip gitmek: Evden çıkıp bir daha uğramamak.
  • (Şu kadar) Kapının pinini çekmek: O kadar eve yada yere uğramak.
  • (Birinin) Kapısı açık: Konuksever.
  • Kapısı açık sofrası meydanda: Kimseden gizlisi olmayan, konuksever, misafirperver.
  • Kapısı olmak: ... kadar para gerektirmek.
  • (Birisinin) Kapısına düşmek: Muhtaç olmak.
  • Kapısına kilit vurmak: Bir yerin çalışmasına son vermek.
  • Kapısında büyümek: Bir kimsenin yanında büyüyüp yetişmiş olmak.
  • (Birinin) Kapısını aşındırmak: Onun yanına sık sık gitmek.
  • (Birinin) Kapısını çalmak: (Birine) Başvurmak.
  • Kapısını yapmak → Kapı yapmak.
  • Kapısının köpeği olmak: Birine köle gibi bağlı olmak.
  • Kapıya bacaya çıkmamak: Evden dışarı çıkmamak.
  • Kapıya dayanmak: 1. Gelip çatmak. 2. Bir şey elde etmek için bir yeri zorlamak. 3. Kapıya yanaşmak.
  • Kapıyı açmak: 1. Başlamak. 2. Bir işte başkalarına örmek olmak üzere ilk hareketi yapmak.
  • Kapıyı büyük açmak: Çok masraflı bir işe girişmek yada hesapsız harcamak.
  • Kapıyı dışarıdan kapa! Defol git.
  • Kapıyı kırıp odun etmek: Çok sıkışık bir durumdan kurtulmak için en değerli malını feda etmek.




SİLENTİUM EST AURUM