EMEKTAR
MsXLabs.org & TDK, Türk Dil Kurumu
1. Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse):
- Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu. -R. N. Güntekin.
2. mec. Çok kullanılmış, eski:
- Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. -Ç. Altan.