Arama

Yasak Nedir? - Tek Mesaj #3

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Mart 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YASAK a.
1. Bir toplulukta, bir yerde vb. yasalar, yönetmelikler, toplumsal kurallar, kurumlar (din, ahlak vb.) tarafından, yapılmasına izin verilmeyen şey: Yasaklarla dolu bir hayat. Bir yasağı kaldırmak. Darbeciler sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Dinin yasakları. (Bk. ansikl. böl. Sos. antropol.)
2. Fiil + mak + yasaktır, bir eylem izin verilmediğini, onun yasaklandığını anlatır (resmi kalıp tümce): Sigara içmek yasaktır. Burada yüzmek yasaktır.
3. (Bir şeyi) yasak etmek, onu yasaklamak. || Yasak olmak, bir şeyin yapılması yasaklanmak, yapılmaması istenmek. || Yasak savmak, bir nesneden söz ederken, bir gereksinimi şimdilik, şöyle böyle karşılamak: Bu elbiseyle birkaç ay daha yasak savanz; bir kimseden söz ederken, bir işi hatır belasına istemeye istemeye üstünkörü yapmak: Oturup çalışma değil, seninkisi yasak savma. || Sokağa çıkma yasağı, evden çıkılmasını geçici olarak yasaklayan askeri bir uygulama ya da güvenlik önlemi.

—Huk. Bir eylemin yapılmasına hukuk ku- rallannca getirilen engel. || Yasak süresi, kimi işlemlerin yapılmasının yasaklanmış olduğu süre || Evlenme yasağı, yasada öngörülen yakın akrabalar arasında evlenme* sözleşmesi yapılmasına izin verilmemesi.

—Tar. içki yasağı, ABD'de 1919'la 1933 arasında alkollü içkilerin yasaklanması. (Bk. ansikl. böl.)

♦ sıf.
1. Yapılmaması istenmiş, buyrulmuş olan; memnu: Yasak kitaplar listesi.
2. Yasak aşk, hukukça, dinsel ve töre sel yönden sakıncalı görülen aşk.

—Cez. huk. Yasak hakların geri verilmesi, kamu hizmetlerinden yasaklılık ve ce za mahkûmiyetinden doğan öteki ehliyetsizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayan kurum. (Bk. ansikl. böl.)

—Din. Yasak meyve, cennette Tanrı'nın yasaklamış olmasına karşın Âdem ile Havva'nın bu yasağı unutarak yedikleri meyve. (Bk. ansikl. böl.)

—Fiz. ve Astrofiz. Yasak geçiş, enerji düzeyleri arasındaki, olağan koşullarda eleme kurallanna uymayan bir kuvarıtal geçiş için kullanılır. (Bu kurallar, sorunun bakışım özelliklerinden kaynaklanan korunum yasalannı belirtir) || Yasak tayf çizgisi, bu geçişe denk düşen ve geçiş yasak olduğundan, olağan koşullarda, sözkonusu sistemin tayfında yer almayan tayf çizgisi. (Bilinen fiziksel koşullarda, yasak tayf çizgileri görünmez. Bu arada bunlar Evren'in, yoğunluğu son derece düşük kimi bölgelerine [yıldızlararası ortamın bulutsular, güneş tacı] ilişkin tayflarda gözlemlenebilir.)

—Huk. Yasak bölge — ASKERİ YASAK BÖLGE*

—Verg. huk. Yasak mallar listesi, gümrüklerde, ülkeye giriş ya da çıkışı yasaklanan malları kapsayan liste.

—ANSİKL. Cez. huk. Sürekli olarak kamu hizmetlerinden yasaklılık ile öteki ehliyetsizlikler, asli ceza olabileceği gibi, başka bir cezanın yasal sonucu olarak da verilmiş olabilir. Ehliyetsizlik cezaları, mahkûmiyetten kaynaklanmak koşuluyla her ne şekilde olursa olsun kişinin ehliyetlerini kısıtlayan yaptırım ve önlemleri kapsar. Ör neğin, mahkûmiyet nedeniyle belirli bir mesleği yapamama gibi. Memnu hakların iadesi, hükümlünün bulunduğu ağır ceza mahkemesinden istenir. Ancak, bu istemde bulununabilmesi için yasa bazı koşulların varlığını aramıştır:
1. Asli cezanın ortadan kalkması (asli ceza, infaz, af, zamanaşımı gibi nedenlerle ortadan kalkmış olabilir).
2. Belirli bir sürenin geçme si. Yasaklılık ya da ehliyetsizlikler asli ce zaya bağlı olmaksızın verilmişse bu süre hükmün kesinleştiği tarihten başlayarak beş yıldır. Yasaklılık asli cezaya bağlı ise, süre infazın sona ermesinden başlayarak yine beş yıldır. Bu koşulların varlığı durumunda istenebilecek memnu hakların iadesine karar verilebilmesi de iki koşula bağlıdır: 1. hükümlünün iyi hali; 2. mahkûmiyet borçlarının ödenmiş olması.

—Din. Hıristiyanlıkta, Havva’nın Âdem’e bu meyveyi yedirmesi “asli günah” diye nitelendirilir ve bu olayın bütün insanların suçlu doğmalarına yol açtığına inanılır. Tevrat’ta yasak meyveyi kadına (Havva) yılanın, Âdem’e de kadının yedirdiği belirtilirse de (Tekvin, 3), Kuran’da Havva'yı da, Âdem’i de bu konuda aldatanın şeytan olduğu anlatılır (II, 36). Özellikle bir ayette (XX, 120) şeytanın Âdem’e seslenerek "Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve eskimeyen hükümdarlığı göstereyim mi?” sözleriyle onu aldattığının açıklanması, ilk günaha kadının neden olduğu yolundaki hıristiyan inancının -İslam dinine göre- yanlışlığını ortaya koyar. Ayrıca, İslam dininde bu olayın bütün insanları suçlu kıldığı biçimindeki inanç da benimsenmez. Kuran, Âdem'in bu günahı unutkanlığı nedeniyle işlediğini (XX, 115), eşi ile birlikte pişman olduğunu, Tanrı'ya yalvardığını (VIII, 23) ve tövbesinin kabul edildiğini bildirir (II, 37).

—Sok antropol. Bütün dinler uyulması gereken belirli yasaklar getirir. Ancak her yerde örneğin siyaset ve aile alanlarında dinsel olmayan yasaklar da vardır. Melanezya'da olduğu gibi, şefin kişiliğiyle ilgili yasaklamalar (tabu .kavramı bu yasaklamalardan başlayarak gelişmiştir) ya da her toplumda farklı bir biçimde tanımlanan yakınıyla yatmayı yasaklayan evrensel evlilik yasaklamalan bu tür yasaklardandır.
. Maddi nesne canlı varlık, edim, yer, zamansal alan, konum, dile getirme vb. her şey yasaklanabilir. Örneğin beslenme yasakları (müslümanlar için domuz eti yeme yasağı), cinsel ilişki yasakları (birçok geleneksel toplumda toplumsal yaşama giriş gibi bazı dönemler boyunca ya da ce naze töreni ya da tapınma ayinleri sırasında), dolaşım yasakları (insansal olmayan özlüklerin, "mülkü” olan filanca yerde yürümek), temas yasaklan (belirli bir nesne ye dokunmak), söz yasakları vb. gibi yasaklar vardır. Birbirleriyle birleştirilebilen bu yasaklar sürekli de, geçici de olabilir (bir ayin dönemini ya da rahip, şef gibi kişilerin koşulunu kapsayabilir).
Yasaklar, kendilerini getiren özlüğe göre ayrılabilir. Bu özlük kimi zaman belli bir öznedir (bir tann, bir ruh, bir tapınmayı kuran bir güç), kimi zaman da bu türlü bir yasağı koyan ya da bu yasağın nedenini açıklayan hiçbir etmen yoktur (bazı top- lumlarda, kadınların yiyecek maddesi dövdükleri havaneli üzerine erkeklerin oturması yasaktır [örneğin afrika toplumları]).
Her yasağın çiğnenmesi bir yaptırıma yol açar. Bu yaptırım, yasağa uyulmamasına “öfkelenen” bir etmen tarafından "gönderilebileceği" gibi kökeninde aracı bir güç bulunmadan, kendiliğinden içkin bir yaptırım da olabilir (örneğin toplumsal grupta içkin bir yasa tarafından yasaklanan yakınıyla yatma). Bu yaptırımlar genellikle ya yasağın çiğneyicisi olan bireye, ya da onun mahalle, soysop, aile, torunlar gibi bağlı bulunduğu gruplarından birine zarar veren mutsuzluk, hastalık ve ölümlere dayanır.
Bir yasağın çiğnenmesi günah kavramıyla karıştırılmamalıdır. Gelenek toplum- larda yaptırım, yasakta içkin olarak kabul edilir ve yasağı çiğneyenin niyetinden bağımsız olarak harekete geçer. Toplumsal düzenin etkili bir denetim ve koruma aracı olan yasak, basit ahlak buyruğunu aşar. Geleneksel toplumlarda yasağın çiğnenmesi bir yanılgı olarak değil, zararlı etkilerini geçersiz kılmak için kendiliğinden onarım yöntemleri (özellikle kurbanlar) gerektiren bir edim olarak görülür. .

—far. Kilise çevreleri tarafından XIX. yy. başlarında istenmeye başlanan içki yasağı, önce yirmi yedi eyalette yürürlüğe girdi, daha sonra Anayasa’da yapılan on sekizinci değişiklik ile bütün ABD’yi kapsamına aldı (ocak 1919). Yasağın uygulaması, % 5 alkol içeren her tür içkinin satışını yasaklayan bir yasayla belirlendi (ekim 1919). Ancak "kuru rejim" aktif bir kaçakçılığa ve netlerle dr/lar arasında gerçek bir siyasal savaşıma yol açtı. Çalışma kapasitesini ve ücretlilerin satınalma gücünü artırmak için benimsenen yasak amacına ulaşamadı, Franklin Roosevelt, yirmi birinci değişiklik ile yasağı kaldırttı (1933). [içki yasağı Norveç’te 1919'dan 1926’ya, Finlandiya'da da 1919’dan 1932’ye kadar uygulandı ] ( İÇKİ yasağı.)

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM