Arama

Yıldız Nedir? (Uzay) - Tek Mesaj #4

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Yıldız Nedir ?


Yıldızlar, evrene saçılmış yanan gaz toplarıdır. Hem ısı, hem de ışık saçarak milyonlarca yıl yaşarlar. Geceleri gökyüzüne bakıldığında birer inci gibi dururlar.
Yıldızlar nükleer füzyon adı verilen bir süreç ile enerji üretir. En soğuk yıldızlar loş ve kırmızı, en sıcak olanlar ise mavi ve beyaz ışık saçarlandır. En soğuk yıldızların yüzeylerindeki sıcaklık yaklaşık 3.500, en sıcak yıldızların yüzeylerindeki sıcaklık ise 40.000 derecedir.
Toz ve gaz yer çekimi sayesinde birbirine çekildiğinde ve büyük bir füme meydana getirdiklerinde yeni bir yıldız doğar. Nükleer füzyon meydana gelinceye kadar ısınır ve gökyüzünde yeni bir yıldız daha belirir.
Yıldızlar, tüm yakıtlarını kullandıkları ve harcadıkları zaman yok olurlar. Ancak bu süreç milyonlarca yıl sürer. Yıldızlar yok olmalarının sonlarına doğru nükleer füzyona güç verecek hidrojenden mahrum kalmaya başlar. Böylelikçe soğur ve kırmızı bir yıldız halini alır.

Yıldızlar Nasıl Oluşur?


Galaksinin bir bölgesindeki hidrojen yoğunluklu gaz kümesi, kendi etrafında dönerken, gravitasyonel çekim etkisiyle etraflarındaki gaz bileşiklerini de çeken küme, bir süre sonra içe doğru çöker ve muazzam derecede ısınarak parlamaya başlar. Bu esnada küre halini alan küme,yıldız olmuştur.
Yıldızlar enerjilerini nükleer füzyon denilen elemetlerin birbirine dönüşümü ile sağlarlar. Dört hidrojen çekirdeği birleşerek bir helyum atomunu oluşturur. Burada dört hidrojenin kütlesi bir helyumun kütlesinden yüzde 0,7 oranında daha büyüktür. Birleşme sonucunda ortaya çıkan bu fark dışarıya, kabaca söylersek ısı ve ışık ile yayılır.
Ad:  yildizlarin yasam.png
Gösterim: 3141
Boyut:  59.1 KB


Isı ve Işık Oluşumu:


ykumesi Bir demir parçasını ısıtırsak bir süre sonra parlamaya yani dışarıya ışık ve ısı yaymaya başlar. Bunun nedeni, şudur: Isıyı alan atom bir süre sonra son yörüngelerindeki bir ya da birkaç elektronunun bir üst yörüngeye fırlamasına engel olamaz. Üst yörüngelere geçen elektronlardan ötürü atom kararsız hale gelir. Bu dengesizlikten kurtulmak için üst yörüngeye fırlamış elektronunu geri eski yerine çeker. Eski yerine geçen elektron bu sırada dışarıya ısı ve ışık yayar. Yıldızların ışık ve ısı yayması da buna benzer.

Yıldızların Yaşlanması ve Sonu:


Yıldız hidrojen yakıtını tükettiğinde sonu gelmiştir. Bu durumda yıldız büzülür. Sıcakjlığı çok yükselen yıldız bu defa helyum(He) atomlarını üçlü alfa süreci denilen süreç sonunda karbona çevirmeye başlar. Üçlü alfa süreci şudur: İki He atomu birleşerek bir Berilyum (Be) atomunu oluşturur. Oluşan Be bir He atomunu daha yakalayarak C’na çevirir.Bu esnada yıldızın sıcaklığı 100 milyon derece gibi dayanamayacağı dereceye çıkan yıldız genişlemeye başlar. Güneş’de bu süreç sonunda yarıçapı 100 kat büyüyerek bir kırmızı deve dönecektir. Bu durumda Dünya’yı da içine alacak kadar büyüyecektir.

Bu süreci izleyen dönemde merkezindeki helyumu bitiren yıldız, bir karbon atomuyla bir helyum atomu birleşerek oksijene dönüşüm başlar. Bu esnada dışarıya muazzam bir enerji fışkırması gerçekleşir. Bu da yıldızın kararsız hale gelmesi demektir. Kararsız hale gelen yıldız dış katmanlarını uzaya püskürtür. Geriye yıldızın önceki kütlesinin yüzde onunu oluşturan karbon çekirdek kalır. Önceki dev yıldız artık soğumaya başlayan bir gaz bulutudur. Bu bulutun merkezinde ise beyaz cüce bulunur. Bu da artık yılıdızın sonu olacaktır.

Yıldızların Patlaması


1. Hafif Patlama: Gezegenimsi Nebula (Bulutsu). Kırmızı dev yıldızlarının dış katmanlarını atması
2. Güçlü Patlama: Nova Bir çift yıldız sisteminin patlaması
3. Yıkıcı Patlama: Süpernova Bir yıldızın dış katmanlarını fırlatması

Gezegenimsi Bulutsu


Normal bir yıldız Güneş gibi ölür ve arkasında bir gaz bulutu bırakır. İki yüzyıl önce William Herschel keşfetmiş olduğu gezegen disklerine benzeyen bu bulutlara "gezegenimsi bulutsu" adını vermiştir. Gezegenimsi bulutsular, yıldızın evriminden dolayı atmosferini yıldızlararası ortama bırakmış olduğu yapılardır. Günümüzde, bir yıldızın, gezegenimsi bulutsu safhasına geçmesinin iki adımda gerçekleştiği bilinir. Yıldız dev safhasındayken kütlesinin büyük bir bölümünü yoğun yıldız rüzgarlarıyla yıldızlararası ortama bırakır. Belli bir süre sonra ortamın geçirgen bir hale gelmesiyle yıldızın kor bölgesi ortaya çıkar. Merkezde sıcak bir yıldız ve bunun etrafında oluşan bir bulutsu, gezegenimsi bulutsuyu meydana getirir.
Gezegenimsi bulutsuların merkezinde yer alan yıldız saf helyumdan meydana gelmiştir. Yıldız kütle kaybederken, yıldızın çekirdeğinin etrafında yer alan hidrojen kabuğu yıldızlararası ortama doğru sürüklenir ve bu hidrojen kabuğunun altında yer alan helyum kabuğu ortaya çıkar. Gezegenimsi bulutsunun meydana gelmesiyle merkezde bulunan yıldızın koru bir beyaz cüce olmaya başlar. Yıldız beyaz cüce olurken içe doğru çökümü, yıldızın çekirdeğinin etrafında bulunan helyumun daha çok sıkışmasına ve belli bir aşamadan sonrada patlamasına yol açar. Enerjinin hızlı bir şekilde çevreye saçılması, yıldızın dev boyutlara gelmesi ve helyumca zengin dış kabuğunun yıldızlararası ortama karışmasına neden olur. Böylece ortamda yıldız tarafından atılan ikinci gezegenimsi bulutsu meydana gelir. Bilinen gezegenimsi bulutsulardan Abell 30 ve Abell 78 in merkezi yıldızları tekrar beyaz cüce olmaya çalışmaktadırlar.

Nova


Bazen, gökyüzünde daha önce zorlukla görülen bir yıldızın, birkaç ay veya yıl gibi kısa bir sürede, yeni bir yıldız gibi parladığı gözlenmiştir. Galaksimizde nova (yeni yıldız) denilen bu gök cisimlerinden her yıl ancak 10-40 arasında ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Dünyadan, bunların yılda ancak 2-3 tanesi görülebilmektedir. Bir novanın parlaklığı, bir veya iki gün içinde, aniden 8 veya 10 kadir yükselebilir ve sonra, arada küçük salınımlarla birlikte, 3 veya 4 hafta içinde azalarak, bir ile on yılda eski haline geldiği gözlenir. Bu sırada parlaklık, Güneş’inkinin 100000 katına çıkabilir. Tüm nova türlerinin, birisi ak cüce olan bir yıldız çiftinden oluştuğu anlaşılmaktadır. Kütlesi daha büyük olan yıldız evrimini daha çabuk tamamlayacağı için, ak cüce, çiftin kütlesi daha büyük olan yıldızıdır. Ak cüceye eşlik eden yıldız ise, ana koldan ayrılma veya kızıl dev evresine varmış bulunmaktadır. Bu yıldızın yüzey tabakalarından ayrılan madde, ak cücenin çekim bölgesine akar. Viskoz ve türbülanslı enerji kaybı ile, bu madde akışı, ak cüce yüzeyi etrafında bir spiral oluşturur.
Ad:  nova.jpg
Gösterim: 1546
Boyut:  54.5 KB


Nova patlaması ak cüce yüzeyinde toplanmakta olan madde içinde olur. Burada artan sıcaklık ve basınç, hidrojen için termonükleer füzyon şartlarına ulaşır. Bunun yol açtığı fışkırma, veya madde kaçış olayı, o kadar şiddetlidir ki, ak cüceye birleşmek üzere toplanan maddenin % 50 – 90 kısmı sistemden kaçar. Parlaklıkta gözlenen büyük artış, dışa doğru genişlemekte olan maddenin ışıyan yüzeyinin çok büyümesinden kaynaklanır. Madde soğuyunca, çok şiddetlide olsa, bu olay yavaşlar ve sistemin yapısı fazla değişmez. Bu şekilde, yıldızlar arasındaki madde akışı belki 10000 ila 100000 yıl sürebilir. Klasik bir nova sisteminde, ak cüceye böyle madde püskürmesi gerideki yıldızda yeter madde kalmayana kadar, belki 500 kere tekrarlanabilir.

Ak cüce yıldız yüzeyinde hidrojen edinmesinden kaynaklanan olağanüstü çekirdeksel patlama. Ak cüce Güneş benzeri bir yıldızdır, nükleer yakıtını tükettikten sonra kırmızı dev olur. Yıldız bu aşamada çok genişler. Ancak beyaz cüce olurken içe doğru çöker, çekirdeğinin etrafında bulunan helyum iyice sıkılaşır ve belli bir süre sonra bir patlama gerçekleşir; dış katmanları uzaya savrulur, geriye kalan kütle beyaz (ak) cücedir. Ak cüce yıldızların özellikleri: Tamamen karbon çekirdeğinden oluşur. Dünya’nın boyutundadır ama Güneş’in kütlesine sahiptir. Yoğunlukları yaklaşık 2×109 kilogram/metreküpdür. Yüzey sıcaklığı 100.000 °C’dır. Gökyüzünün en parlak yıldızı unvanına sahip Sirius’a yakın bulunan Sirius-B yakından gözlemlenebilen ilk beyaz cücedir. Bu yıldızlar soğumaya devam ederken sürekli büyürler. 100 ya da 200 milyon yıl süren ışımaları sonlandığında kara cüceye dönüşürler.

Süpernova


Süpernovalar, ani ve çok büyük bir ışık şiddeti artması ile kendini gösteren yıldız patlamalarıdır. Toplam ışıma gücü, bazı hallerde, Güneşinkinin 1010 katını bulur. Bir süpernova patlamasında yayınlanan enerjinin yaklaşık 1050 erg olduğu gözlemlere dayanarak hesaplanmıştır. Çekirdeğin kütlesinin birkaç güneş kütlesinden büyük olduğu durumlarda meydana gelir. Kırmızı Dev evresi sırasında çekirdekte demir üretimi gerçekleşir. Demirin yakılamaması nedeniyle çekirdek kısmı çöker. Bu durumda sıcaklık milyarlarca dereceye yükselir. Eğer demir çekirdek çok yoğun bir hal alırsa bu durumda elektronlar çok yüksek enerjilere ulaşarak atomik çekirdeğin içine girmeye çalışır. Proton ve elektronlar birlikte nötron ve nötrinoları oluştururlar.
Ad:  supernova.jpg
Gösterim: 1377
Boyut:  68.1 KB

Elektronlar kaybolurlar. Bu durumda elektron dejenerasyon basıncı artık bulunmaz. Çekirdek şiddetli bir biçimde çöker (büzülür). Nötrinolar kaçarak enerjiyi dışarıya taşırlar. Nötronlar merkeze doğru yaklaşık 0.1-0.2 c hızlarına ulaşarak düşerler. Bu çökme 1 saniyeden biraz daha fazla zamanda gerçekleşir. Pauli Prensibi nötronlar için etkin olmaya başlar. Nötrinoların bazıları bilardo topu gibi dışarıya doğru dağılırlar. Bu hareket sırasında beraberinde madde taşıyarak muhteşem bir patlamayı gerçekleştirirler.
Ad:  supernova1.jpg
Gösterim: 1473
Boyut:  32.6 KB

Modern astronomik bulgular, dünyamızdaki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur. Evrende ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş sistemimiz ise demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek bir yapıya sahip değildir. Demir ancak Güneş’ten çok daha büyük yıldızlarda birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. İşte bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır. Demir madeni Dünya’da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla süpernovalardan taşınarak gelmiştir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 14 Şubat 2017 15:42
SİLENTİUM EST AURUM