Arama

Gezegenler - Uranüs - Tek Mesaj #8

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Mart 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
URANÜS
Güneş'e Ort. Uzk.: 19,194 AB= 2,871x109 km
Güneş'e En Büyük Uzk.: 20,017 AB= 2,995x109km
Güneş'e En Küçük Uzk.: 18,371 AB= 2,748x109km
Yörünge Dış Merkezliği: 0,0429
Ortalama Yörünge Hızı: 6,83 km/sn
Ad:  ur10.jpg
Gösterim: 1176
Boyut:  19.1 KB

Yörünge (Yıldızıl) Dönemi: 84,099 yıl
Kavuşum (Sinodik) Dönemi: 370 gün
Dönme Dönemi: 17,24 saat
Ekvatorun Yörüngeye Eğikliği: 97,86°
Yörüngenin Ekliptiğe Eğimi: 0,77°
Ekvator Çapı: 51.118 km = 4,007 Dünya çapı
Kütle: 8,682x1025kg = 14,53 Dünya kütlesi
Ortalama Yoğunluk: 1318 kg/m3
Kurtulma Hızı: 21,3 km/sn
Yüzey Çekim İvmesi: (Yer=1) 0,90
Yansıtma Gücü: 0,56
Bulut Tepelerinde Ortalama Sıcaklık: -218°C= 55°K

Uranüs, Güneş sisteminin Güneş'ten yakınlık sırasına göre 7. gezegenidir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir. Jüpiter, Satürn ve Neptün ile birlikte Gaz devleri sınıfına girmektedir.

URANÜS NASIL OLUŞTU?

Önerilen bir teoriye göre, Uranüs'ün ilk oluşum aşamaları, Jüpiter ve Satürn'e oranla daha uzun sürmüştür. Çevresindeki parçacık sayısının düşük olması sonucu uzun zaman alan çekirdek oluşumu süresince, çevresindeki hidrojen ve helyumun önemli bir miktarı yıldızlararası ortama kaçmıştır.

Sonuç olarak Uranüs, çevresinden daha az hidrojen ve helyum yakalayabilmiştir. Ancak bu teorinin açıklamakta zorluk çektiği önemli bir ayrıntı bulunmaktadır. Eğer Uranüs bugünkü izlenen konumunda oluşmuşsa, bu uzaklıktaki seyrek maddeden bugünkü kütlesine ulaşabilmesi için geçmesi gereken süre, Güneş sisteminin yaşını geçmektedir.

Bu sorun Uranüs'ün, Güneş bulutsusunun daha iç bölgesinde oluştuğu varsayımı ile aşılabilmektedir. Bu koşulu dikkate alan diğer bir teoriye göre, Uranüs, Güneş'ten 4 AB uzaklıkta oluşmaya başlamıştır. Bu uzaklıkta yeterince büyük çekirdeği oluşarak, ilk aşamayı geçmiş, ancak ikinci aşamayı tamamlayamadan, ön-Jüpiter ön-Satürn'ün birleşik çekim etkisiyle, bugün izlenen daha geniş yörüngesine yerleşmiştir. Yeni yörüngesi civarındaki düşük parçacık yoğunluğu nedeniyle yeterince hidrojen ve helyum yakalayamamış ve gelişimini sona erdirmiştir.
Ad:  ur1.jpg
Gösterim: 1467
Boyut:  7.9 KB

URANÜS'ÜN KEŞFİ

Uranüs, 13 Mart 1781 tarihinde Alman kökenli İngiliz astronom William Herschel tarafından, kendi yaptığı teleskopla tesadüfen keşfedilmiştir. Herschel, bu tarihte yaptığı tarama gözlemleri sırasında, yıldız haritalarında yer almayan sönük bir cisim görmüş ve başlangıçta oldukça uzak bir kuyruklu yıldız olarak yorumlamıştır. Ancak 1781 yılı sonuna kadar sürdürdüğü gözlemleri sonucunda, bu cismin yörüngesinin çembere çok yakın ve Satürn yörüngesinin de dışında yer aldığını görmüştür. Halbuki kuyruklu yıldızların yörüngeleri oldukça basık elipslerdir ve görünür olmaya başladıkları anda Güneş'e çok yakındırlar. Herschel, bu gözlemleri sonucunda Güneş sisteminin 7. gezegenini keşfettiğini anlamış ve Güneş sisteminin o tarihte bilinen sınırlarını 9,5 AB'den (Satürn'ün Güneş'e uzaklığı), 19,2 AB'ye (Uranüs'ün Güneş'e uzaklığı) çıkarmıştır (AB=Yer-Güneş uzaklığı). Aslında Uranüs, bu keşiften önce çok sayıda gözlemci tarafından görülmüş ancak sönük bir yıldız olarak yorumlanmıştır.

Karşı-konum anında Yer'den bakıldığında, ancak insan gözünün alt limiti olan 6 kadirdir. Kadir; parlaklık ölçüsü birimidir, negatif, 0 ve pozitif olabilir ve parlaklık, pozitiften negatife doğru kaydıkça artmaktadır. Uranüs, bu nedenle 1670-1781 tarihleri arasında oluşturulan yirmiye yakın haritada bir yıldız olarak noktalanmıştır. Uzun bir zaman aralığında izlendiğinde, Uranüs'ün yavaş yörünge hareketinin (Yer'den bakıldığında sabit yıldızlara göre yılda ~4°) bir takım tedirginlik etkileri altında kaldığı görülmüştür. Yer'deki modern ve büyük teleskoplarla bakıldığında Uranüs, sisli ve belirgin yüzey şekli göstermeyen yeşil-mavi renklerde görünür. Yer'den görünen açısal çapları, büyük uzaklıkları nedeniyle çok küçüktür. Karşı-konum anında Yer'den bakıldığında Uranüs 4" açısal çap altında görülmektedir.

URANÜS'ÜN ATMOSFERİ
Ad:  Ur3.jpg
Gösterim: 1249
Boyut:  22.1 KB

Voyager 2 uzay aracı, Ocak 1986'da Uranüs'e yakın geçişini gerçekleştirdiğinde, bilim adamları, Uranüs atmosferindeki bulutların detaylarını görebilmeyi umut ediyorlardı. Elde edilen bu yakın plan görüntülerde, Uranüs'ün atmosferinin neredeyse pürüzsüz ve bulut içermeyen bir yapıya sahip olduğu anlaşılmıştır. Voyager 2 verileri, Uranüs atmosferinin %82,5 oranında hidrojenden ve %15,2 oranında helyumdan oluştuğunu göstermiştir. Bunlara ek olarak %2,3 metan (CH4) bulunmaktadır ve bu metan bolluğu, Jüpiter ve Satürn atmosferinde izlenen metan oranından 10 kat daha fazladır.

Metan, Güneş ışığındaki uzun dalga boylarını daha fazla soğurma özelliğine sahiptir. Bu nedenle Uranüs'ün üst atmosfer katmanlarından yansıyan Güneş ışığı, daha fazla kısa dalga boyları içermekte ve izlenen yeşil mavi rengi oluşturmaktadır.

Uranüs'ün üst atmosfer katmanlarındaki sıcaklığın -218°C olduğu belirlenmiştir. Bu sıcaklıkta amonyak(NH3) ve su buharı katılaşarak donmaktadır. Dolayısıyla uzun bir zaman önce Uranüs atmosferinde yer alan amonyak(NH3) ve su(H2O) katılaşarak iç bölgelere doğru inmiştir.

Sonuç olarak bugün Uranüs atmosferinde amonyak ve su oranı yok denecek kadar azdır. Bu moleküllerin, Jüpiter ve Satürn bulutlarını oluşturan ana bileşikler olduğunu hatırlayacak olursak, Uranüs atmosferinde neden bulut yapısı gözlenemediğini daha kolay anlarız. Uranüs atmosferinde bazen izlenen zayıf bulutların kökeni, yeterli basınç altında damlacıklar halinde yoğunlaşabilen metandan gelmektedir.

kaynak: "Encyclopedia of the Solar System"
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM