Arama

Gezegenler - Jüpiter - Tek Mesaj #14

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
27 Mart 2016       Mesaj #14
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  1.jpg
Gösterim: 548
Boyut:  15.7 KB
UYDU: EUROPA

Jüpiter'e uzaklık sırasına göre ikinci Galileo uydusu olan Europa, Güneş Sistemi'nin, en pürüzsüz yüzeyine sahip cismidir. Europa’nın çapı, Io'nun çapından 530 km daha küçüktür. Yaklaşık, Ay boyutlarında olan uydunun, yüzey şekillerinin yüksekliği, birkaç yüz metreyi geçmemektedir. Yüzeyinde, neredeyse hiç krater bulunmamaktadır. Yüzeyde izlenen hakim yapılar; Galileo görüntülerinde detayları izlenen şeritler ve koyu renkli çatlaklardır. Io gibi Europa’da sadece boyutlarına bakıldığında; jeolojik olarak etkinliği sona ermiş olması beklenen, ancak bu kuralı bozan bir cisimdir.

Buz Yüzeyin Altında: Okyanus
Voyager 1 ve 2 araçları, Europa'ya yeterince yakın geçiş yapamamıştır. Dolayısıyla, Europa hakkındaki detaylı bilgilerimizin çoğu, Galileo gözlemlerinden kaynaklanmaktadır. Uzay araçlarıyla yapılan ziyaretler öncesinde, Yer'den yapılan tayfsal gözlemlerle, Europa yüzeyinin hemen hemen tamamının donmuş su ile kaplı olduğu biliniyordu. Gözlemler bu yapının saf su buzu üzerinde, ince taneli dağınık su kristallerinden oluştuğunu göstermiştir.

Uydunun, çok az oksijen içeren atmosferi ise, Dünya'nın atmosferinden milyon kere daha incedir. Son verilerin yardımıyla, Europa'nın yüzey sıcaklığının yaklaşık –190 °C olduğu ve bu nedenle de soğuk su kaynakları ve çok büyük buz kütlelerinin bulunduğu anlaşılmıştır. İşte Europa'nın bu buzlarla kaplı yüzeyinin altında, sıvı sudan oluşan, Güneş Sistemi'nin en büyük okyanusunun olduğu düşünülmektedir.
Ad:  europa3.jpg
Gösterim: 529
Boyut:  26.5 KB


Galileo görüntüleri, Europa'nın yüzeyinde ve iç katmanlarında, sürekli devam eden jeolojik aktivitelerin olduğunu yansıtan, ciddi deliller barındırmaktadır. Buzlarla kaplı yüzeyindeki tektonik hareketlerin sonucunda, yüzeyin sürekli olarak yenilendiği de anlaşılmaktadır. Kısaca Europa, her zaman genç bir yüzeye sahiptir.

Yap-Boz Buz Blokları
İlk bakışta beyaz ve yumuşak gibi görünen Europa'nın yüzeyi, yapıştırılmış kırık bir bardağı anımsatmaktadır. Öyleki buzlar çoğu yerde birbirine göre hareketli büyük parçalara ayrılmış; ancak yine de bir yap-boz gibi birbirleriyle uyumludur. Küçük bloklar, görünmeyen bir denizde yüzen buzdağlarına benzemektedir. Çoğu bloklar da, devrik durumdadır. Buradan, Europa'da gelişen bir jeolojik aktivite olduğu görülmektedir. Bu görüntü, buz kabuğun belki de sıvı suyla desteklendiğinin bir kanıtıdır.

Europa'nın yüzeyinde, belirlenmiş sadece birkaç büyük krater vardır. Bunun en önemli nedeni, Jüpiter'in görkemli çekim etkisiyle, Europa yüzeyinin çok sayıda küçük göktaşından özellikle de kuyrukluyıldızlardan korunmasıdır. Başka bir sebebi de, sahip olduğu aktiviteyle yüzeyinin sürekli yenilenmesidir. Yüzeydeki aktiviteye sebep olan, kuşkusuz Jüpiter'in büyük çekim gücüdür. Diğer uyduların da bu çekime katkıları, Europa'yı değişik yönlerden etkilemektedir. Bu durum, yüzeyde genişleme ve büzülmelere neden olduğu için gel-git etkisi adını alır.

Uydunun, Güneş'ten çok uzak olmasına rağmen; Jüpiter'in yarattığı gel-git etkilerinin, suyu sıvı halde tutmaya yetecek kadar sıcaklık sağlayabileceği bilinmektedir. Gel-git etkileri sonucu yükseklik, uydunun her iki tarafında yaklaşık 500 metreyi bulmaktadır. Europa yüzeyindeki bu devamlı büzülmeler, kabukta kırılmalar olana kadar devam edebiliyor. Bu şekildeki günlük aktivite, sürtünme sonucu ısı yaratıyor ve bu etkiler ise, sıvı okyanusun üzerindeki buz kabuğu etkileyerek, yapıştırılmış kırık bardak görüntüsünü oluşturmaktadır.

Yüzey Ayrıntıları

Her hangi bir Europa görüntüsüne, yakından bakıldığında, yüzeyinde, kırmızımsı bantlarla, beyaz ve açık sarı bölgeler görülmektedir. Bu görünüş, yüzeyin, karmaşık ve tektonik olarak iki jeolojik bölgeye ayrılmış olduğunu göstermektedir. Çizgiler, çatlaklar(yarıklar) ve sırtlar, tektonik özellikleri temsil ederken; lekeler, karmaşık özellikleri veren, bozuk ve karmaşık alanları göstermektedir.
Beyaz ve açık sarı bölgelerse, donmuş ince buz tabakasıdır. Bantların kırmızımsı rengi, tam olarak bilinmese de; demir veya sülfür bileşiklerinden ileri geldiği düşünülmektedir.

Europa'da Yaşam?
Eğer kabuğun altında gerçekten sıvı sudan oluşan bir okyanus varsa; Europa'da her hangi bir şekildeki yaşam olasılığı nedir? Yaşamı, besleyici bir çevre, özel bir kimya ve enerji kaynağı gerektirir. Galileo Uzay aracından elde edilenler; gelgit çatlamalarının, doğal ortam ayarlarını destekleyen fiziksel koşulların Europa'da sağlanabileceğini göstermektedir.

Bilindiği gibi Dünya'nın en soğuk bölgesi Antartika'dır. Buradaki Vostok Gölü, bir takım özellikler bakımından Europa’ya benzer bir bölge olduğundan araştırma konusudur. 1974'te bir grup bilim adamı, bu bölgede çeşitli çalışmalara başlamıştır. Buz tabakasındaki hareketler, gölü, yüzeydeki çok düşük sıcaklıklardan korumaktadır. Bir yandan da jeotermal ısının, sıvı suyu korumasını sağlamaktadır. Vostok Gölü araştırması sonucunda, buzun altında çok sayıda mikroorganizma bulunmuştur. Bunlardan çoğu; bakteriler, mantarlar, sporlar ve polenler gibi tanınabilir canlılardır. Fakat daha önce hiç tanımlanmamış mikroorganizmalar da mevcuttu. Bu durum, Europa'da yaşamın olabileceği konusunda umut ışığı olmuştur.
Ad:  europa2.jpg
Gösterim: 250
Boyut:  45.8 KB

Yaşam Alanları

Europa'nın yüzeyle bağlantılı okyanus modeli, yaşam için gerekli ortamı sağlayabilecek fiziksel özelliklere, sahip gözükmektedir. Ancak okyanusun, yüzeyden kalın bir buz tabakasıyla izole edilmiş olması da, yaşam için daha az elverişli bir ortam yaratmaktadır. Bu durumda ekosistem, oksijen ve Güneş ışığından izole edilmiş olmaktadır.

Suda, Europa'nın içinden ve dışından kaynaklanan maddeler bulunmaktadır. Örneğin kuyrukluyıldızdan kaynaklanan maddeler; arkalarında görülebilir turuncu kahverengi doğrusal çatlaklar ve kaotik erime boyunca izler bırakırlar. Europa'nın buz yüzeyi, Jüpiter'in manyetosferinden kaynaklanan yüklü taneciklerle bombalanmıştır ve bu tanecikler, buzun içine karışmıştır. Kuyruklu yıldız kaynaklı maddelerse, yüzeye inerek; organik ve diğer maddelerle yüzeyde tortu oluşturur.

Yüzeyin birkaç santim içindeki organizmalar, Güneş'in morötesi ışınımı yüzünden ölür. Ancak yeterli Güneş ışığı da, fotosentez olayının gerçekleşmesini sağlayacak biçimde, yüzeyden birkaç metre aşağıya gidebilir. Böyle bir çatlağın her gün açılıp kapanmasıyla, (Dünya'daki gel-git bölgelerindeki gibi), göreli olarak sıcak su, yukarı ve aşağıya hareket eder. Böyle uygun bölgelerin de, zengin bir yaşamsal ekolojiyi destekleyebileceği düşünülmektedir. Olası bitkiler, Güneş ışığından dolayı yüzeye yakın bölgede yerleşmiş olabilirler. Diğer organizmalar, çatlakların duvarlarını kapamış ve günlük akışı engelliyordur.
Europa'nın steril olduğu kanıtlansa bile, karmaşık jeofiziksel süreç, jeolojik ve dinamik olaylarla olan ilişki, Europa’yı, Güneş sistemi’ndeki en aktif ve heyecan verici uydulardan biri yapmaya devam edecektir.

Gelecekteki Görevler
Tüm bu fiziksel modelleri ve yaşam olasılıklarını araştırmak üzere, 2008 yılında NASA tarafından bir uçuş planlanıyor. 2010 yılının ortalarında, Jüpiter yörüngesinde incelemelere başlayacak olan uzay aracı, 2011 sonlarına doğru da, Europa etrafındaki yörüngesinde araştırmalarını sürdürecektir.

kaynak: "Buzun Altındaki Yeni Dünya Jüpiter’in Uydusu Europa"
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM