Arama

Ahmed Eflâkî - Tek Mesaj #2

Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
28 Mart 2016       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Ahmed Eflaki’nin Menakıbül Arifin eseri hakkında bilgi

Ahmed Eflaki’nin (Ö. 761/1360) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Mevlevi tarikatı hakkında en geniş bilgileri ihtiva eden Farsça eseri. Eflâkî bu kitabını iki defa kaleme al­mıştır. Şeyhi Arif Çelebi’nin emri üzerine 718’de (1318) başladığı eserinin ilk redak­siyonunu bir yıl içinde bitirmiş ve onu Menâkıbü’I-ârifîn ve merâtibü’l kâşifîn diye adlandırmıştır. Bir taslak niteli­ğinde olan bu çalışmasını derlediği yeni malzeme ile genişleterek 754’te (1353) tamamlamış ve bu defa kitaba Menâkıbü’l-ârifîn adını vermiştir. Eflâkî, ismini belirtmeden Risâle-i Feridun Sipehsâlar’dan başka Sultan Veled’in Velednâme, Rebabnâme, intihânâme ve Maârifi, Bahâeddin Veled’in Maârifi, Şems-i Tebrîzî’nin Makâlât’ı ve Mevlânâ Celâ­leddîn-i Rûmî’nin Fîhi mâ fîh ve Mektûbât’ını kaynak olarak kullanmıştır. Bir girişle on bölümden (fasıl) ibaret olan bu ikinci redaksiyonda ilk dokuz bölüm sıra­sıyla Mevlânâ’nın babası Sultânül ulemâ Bahâeddin Veled’in, Seyyid Burhâneddin Muhakkık-i Tirmizî’nin, Mevlânâ Celâled­dîn-i Rûmî’nin, Şems-i Tebrîzi’nin, Selâhaddîn-i Zerkûb’un, Hüsâmeddin Çelebi’nin, Sultan Veled’in, Arif Çelebi’nin ve Şemseddin Emîr Âbid’in hal tercüme­lerine ayrılmış, onuncu bölüm Mevlânâ ve etrafındakilerin çocukları ile tarikat şecerelerine tahsis edilmiştir.

Büyük bir kısmı derleme niteliğinde ol­masına rağmen Menâkıbü’l-‘ârifîn’de Mevlânâ ve etrafındakiler hakkında oldu­ğu kadar Anadolu’nun o dönemdeki tarihî, dinî, içtimaî ve iktisadî durumuna dair çok önemli bilgilerin verildiği görülmek­tedir. Ayrıca eserde bölgenin mimarlık tarihi, halıcılık, mûsiki sanatları hakkın­da oldukça ilgi çekici kayıtlara rastlan­maktadır. Kitapta derleme bilgilerin ya­nında müellifin bizzat görerek veya du­yarak elde ettiği bilgiler de bulunmakta­dır. Eser, dönemin tasavvufî âdâb ve me­rasimlerini yansıtması açısından da özel bir öneme sahiptir.

Menâkıbü’l-ârifîn ilk defa bir yazma nüshasına dayanılarak Sevânih-i Ömrî-i Hazret-i Mevlânâ Rûmî Müsemmâ be-Menâkıbü’l-ârifîn adıyla Hin­distan’da basılmış, ikinci ve ilmî neşri ise Türkiye’deki en eski yazma­lardan faydalanılarak iki cilt halinde Tah­sin Yazıcı tarafından gerçekleştirilmiştir. Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ekleme ve çıkarmalarla eseri Sevâkıbü’l-Menâkıb adıyla Farsça olarak yeniden kaleme almıştır.

Kitabın Türkçe ter­cümeleri şunlardır:

1. Zâhid b. Arif tara­fından Mahzenü’l-esrâr adıyla 803’te (1400-1401) yapılan tercüme. Oldukça sa­de bir dille gerçekleştirilen bu çeviride an­laşılması güç bazı parçalar atlanmış, bazı manzum parçalar ise nesre çevrilmiştir.Gevrekzâde Hasan, Tercüme-i Menâkıbü’l-ârifîn.
2. Manzum kısımlar dışında eserin tam tercümesi olup 1795’te ta­mamlanmıştır.

3. Abdülbâki Nasır Dede, Tercüme-i Menâkıbü’l-ârifîn (Tercü­me-i Eflâkî). Çeviriye 1793’te başlanmış, 1797’de bitirilmiştir.
4. Tahsin Yazıcı, Ariflerin Menkıbeleri. Eser bütünüyle ele alınıp değerlen­dirilmiş, metni tahlil ve tenkit edilmiştir.

Eserin eksik tercümelerinin önemlileri arasında Kemal Ahmed Dede’nin Tercü­me-i Menâkıbı Sultânü’l-ulemâ ve Mevlânâ Ceîâleddîn Muhammed ve Hulefâ-yı îşân adıyla yapılan manzum çevirisi, Naci Fikret Baştak’ın, Clement Huart’ın Fransızca çevirisinden İstanbul Üniversitesi Kütüphanesindeki bir yaz­ması ile karşılaştırarak yaptığı baştan üç bölümün tercümesi sayılabilir. Abdülvehhâb es-Sâbûni’nin Sevâkıbü’l-Menakıb’ını Senâî mahlaslı Derviş Halil Tercüme-i Sevâkıbü’l-Menâkıb, Derviş Mahmud Mesnevîhan Tercüme-i Sevâkıb adıyla Türkçe’ye çevirmiştir.
Menâkıbü’l-‘ârifîn, Clement Huart tarafından Les saints de s derviches toumeurs adıyla iki cilt halinde Fransız­ca’ya, James William Redhouse tarafından bir kısmı İngilizce’­ye çevrilmiş ve mütercimin Mesnevi tercümesinin baş tarafına eklenmiştir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ