GÜNEŞ LEKELERİ
Güneş lekeleri, manyetik alanın gözle görülür etkilerinin, en uzun zamandır (2000 yıl öncesinden beri) bilinen örneklerinden biridir. Büyükleri değişken olmakla birlikte, en büyüklerinin çapı, yaklaşık 50.000 km kadardır. Ortalama olarak birer Dünya boyutundaki bu lekelerin bir kısmını çıplak gözle görmek mümkün. Işıkküre üzerinde küçük, karanlık alanlar olmalarının nedeni, gerçekten koyu olmaları değildir. Ancak, üzerinde yer aldıkları ışıkküreden, daha düşük sıcaklığa sahip olmalarıdır. Bunun da nedeni, yine kuvvetli manyetik alanlardır.
Lekeler, güçlü manyetik alan bölgelerinde ortaya çıkıyor. Bu bölgelerin nispeten soğuk olmasının nedeni, manyetik kuvvetlerin, alt tabakadaki konveksiyon bölgesinde bulunan sıcak gazların yukarıya çıkmasını engellemesidir. Genellikle, gruplar halinde ortaya çıkan lekelerin ömrü, birkaç saatten birkaç aya kadar değişiyor.
Güneş lekelerinin belirli bölgelerde ve belirli aralıklarla artıp azalan sayıları, Güneş'in etkin bir dönemde olup olmadığının, en büyük ipucunu sağlar. Manyetik etkinliğin çok olduğu dönemler, doğal olarak lekelerin de sayılarının artığı dönemlere karşılık geliyor.
Güneş lekeleriyle ilgili kaynakların geçmişi, (İÖ 1. yy)da Çin'e uzanıyor. 17. yy başlarında teleskopla görülmüş olmalarına rağmen Alman gökbilimci Samuel Schwabe, 1826'da kayıt tutmaya başlayıncaya dek, kimse sistematik bir sayım yapmadı. 1843'e gelindiğinde Schwabe, yaklaşık on yıllık bir dönemde, lekelerin sayısının, minimumdan maksimuma çıkıp, yeniden minimuma indiğini açıklayacak kadar kendine güveniyordu.
1915'e gelindiğinde ise, Amerikalı gökbilimci George E. Hale ve Kaliforniya'daki Mount Wilson Gözlemevindeki meslektaşları, lekelerin genellikle çiftler halinde görüldüğünü, Güneş'in ekvatoruna aşağı yukarı paralel dizildiklerini ve her çiftin iki yarısında da, zıt manyetik kutupluluk olduğunu gösterdi. Ayrıca, Güneş'in kuzey yarıküresindeki tüm leke çiftlerinin aynı yönelimde, güney yarımküredeki tüm çiftlerin de buna zıt yönelimde olduğunu saptadılar. Açıkça görüldüğü üzere, lekelerin düzeni, Güneş'in kuzey-güney ana manyetik alanının iç tarafından doğrudan etkileniyor.

Ortalama olarak 11 yılda bir, Güneş'in genel manyetik kutupluluğu tamamen tersine çevriliyor. Kuzey manyetik kutbu, güney kutbu olurken, güney kutbu da, kuzey kutbuna dönüyor. Dolayısıyla Güneş'in başlangıçtaki yönelimine döndüğü tam bir manyetik Güneş çevrimi, ortalama 22 yıl alıyor. Sürecin tümünü hiç kimse tam olarak anlamıyor. Güneş lekesi döngüsünün insan yaşamı üzerinde doğrudan etkileri olduğuna ilişkin kanıtlar olması nedeniyle, bu belirsizlik talihsiz bir durum. Maunder minimumu dönemini, göz önüne alın. Kayıtlar 1645-1715 arasındaki ürkütücü dönemde, Güneş yüzeyinde hiç leke olmadığını gösteriyor.
O dönemdeki pek çok Güneş bilimcisi gibi Eddy de, Güneş leke sayılarındaki değişimlerin Yer iklimiyle ilişkili olduğu konusunda ikna olmamıştı. 70 yıl süren minimum döneminde, ağaçların büyüme halkaları üzerindeki veriler inceledi. Bu ağaçlar, söz konusu dönemden önceki ve sonraki dönemlere ait ağaçlardan dikkat çekici ölçüde daha fazla karbon 14 içeriyordu. Bu da, o dönemde Dünya'ya daha yüksek miktarlarda kozmik ışınım ulaştığı anlamına geliyordu. Manyetik açıdan etkin Güneş, aldığımız kozmik ışını azaltıyor. Dolayısıyla Eddy, arada bir bağlantı olduğusonucuna vardı. Eddy'nin araştırması, 1460-1550arasında bir diğer Güneş lekesi kıtlığına dikkat çekti. Bu olayı, Maunder'in tarihleriyle yan yana getiren uzmanlar, bu uzun süren minimum dönemlerinin, Avrupa'da ve diğer yerlerde Küçük Buzul Çağı (1400-1850) olarak bilinen, çok soğuk dönemle çakıştığını fark ettiler. Güneş lekelerinin sayısındaki değişiklik, insanların yaşamı için önemli olan çeşitli olgulara da yansır. Güneş lekelerinin en büyük değerlerini aldığı yıllarda ağaçların daha hızlı büyüdüğü bilinmektedir. Güneş lekelerinin sayısı ile buğday fiyatları arasında da, benzer korelasyon var gibidir. Güneş lekeleri ne denli küçükse, buğdayın fiyatı o denli yüksek olmaktadır. Bu durum, zayıf Güneş lekeleri yıllarında daha az buğday yetiştiği için fiyatın yükseldiği iddia edilerek açıklanabilir.
kaynak: Teknik ve Bilim