Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
16:03, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cuma, 05 Aralık 2025 - 16:03
Arama
MaviKaranlık Forum
Türkiye'deki Kanyonlar - Yazılı Kanyon
-
Tek Mesaj #1
Baturalp
Ziyaretçi
3 Nisan 2016
Mesaj
#1
Ziyaretçi
Kralların yolu Yazılı Kanyon
Isparta'nın Sütçüler ilçesine 10 km mesafede bulunan Yazılı Kanyon, herkesin rahatlıkla ve keyifle yürüyebileceği bir tabiat parkıdır.
Sütçüler, Isparta ilinin güneydoğusunda yer alan;
Konya, Antalya
ve
Burdur
illerine sınırı olan ilçedir. 1938 yılında ilçe olan Sütçüler ilçe merkezinin nüfusu 2014 yılı nüfus sayımına göre 2.661'dir.
Dedegöl
Dağları,
Anamas
Dağları'yla kol kala verip
Yılanlı
Ovası ve
Kovada
Gölü'yle Isparta'da buluşur. Bu buluşmanın gayesi, Sütçüler ilçesinin sınırlarını çizmektir. İlçe adını, göçle büyük şehirlere giden ve orada sütçülükle uğraşan insanları nedeniyle almıştır. Elbette, bunda
Yörükler
den kalan geleneklerin ve coğrafyanın etkisi de inkâr edilemez.
Mâzisi M.Ö. 200 yıllarına kadar giden Sütçüler, Adada olarak adlandırılan antik şehrin Pisidya bölgesinde;
Pysidya Pamphiline
bölgeleri arasında yer almaktadır. Bu eski yerleşim mıntıkasına, Helenistik dönemde en parlak yıllarını yaşarken, hâlen ayakta bulunan mabetler, meclis binaları, anfi tiyatrolar yapılmıştır. Adada’dan Alanya’ya kadar uzanan kral yolu bugün de konumunu muhafaza etmektedir.
Arkeoloji literatüründe ismi Adada olarak geçen kentin hakiki adının
Pavlu
olabileceği iddialar arasındadır. Yörenin Türklerin eline geçmesinden sonra Pavlu ismi uzun süre kullanılmıştır. Bunun yanı sıra Pavlu Pavlika adları ile anılan yöre, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonraki yıllarda zaman zaman Türklerin eline geçmişse de, kesin fetih tarihi 1224
Alaaddin Keykubat
zamanına rastlar. Bu dönemde Atabey başta olmak üzere Isparta
Eğirdir
Selçuklular'ın elindedir. 1300 yıllarında Hamitoğulları Beyliği Eğirdir’de kurulana kadar Sütçüler Selçuklular'ın elinde kalmıştır. Bu 70-80 yıllık dönemden günümüze Selçuklu eseri olarak sadece
Seferağa Camisi
kalmıştır. Daha sonra Hamitoğlu Beyliği bütün toprakları ile birlikte Osmanlı hâkimiyetine girer. Burası Osmanlılar zamanında bir süre
"Kara Bavlu"
olarak da anılmıştır.
Aynı coğrafya, ayağına kadar gelen konuklarını mutlu etmeden bırakmaz. Kimini
Adada
antik şehrinde gezdirir, kimini düğün alayına katar, kiminin eline bir demet çiçek verir, kimini alabalık sofrasında ağırlar, kimini de Yazılı Kanyon'da sulara sokar. Yazılı Kanyon'a varan bir yolcuysanız, gözünüzü önce bir yalıçapkını alır. Bu rengârenk kuş, akarsuyun sığ yerlerinde avlayacağı balık gölgeleri arar; bulamazsa yanınızdan geçip gider. Sonra Kanyon, antik Kral Yolu'nun taşlarını gösterir size. O taşları, geçmişten kalan bir hazine, bir yadigâr gibi saklar. Bir sincap bir ağaçtan yere atlar, size şöyle bir bakar ve telaşla koşarak uzaklaşır. Tabiat parkının girişinde, sık sık Kanyon'a gelen dağcıların kaya tırmanışı çalışmaları için kurdukları kamp çadırlarını görürsünüz. Arama kurtarma ekipleri ile izciler de buradan eksik olmaz.
Kayanın üzerindeki şiir
Ülkemizdeki en güzel yürüyüş parkurlarından biri Kanyon'un girişine giden yol üzerindedir. Patikalarında kızılağaçların, saçlı meşelerin, deli zeytinlerin, defnelerin, mersinlerin yanı sıra ilerlerken, aşağıda akan Göksu size eşlik eder. Sonbaharda kanyon, göz alıcı bir ışıkla yıkanır. Sararmış yapraklar, akarken uçuk mavileşen sularla yanyana gelir. İlkbaharda, beyaz sırtlı ağaçkakanların takırtısı baştankaraların, sinekkapanların, ötleğenlerin, bülbüllerin ötüşlerine karışır. Çevresi, kuş gözlemcileri için bir vaha gibidir. Yazılı Kanyon'un derinliği 100 ile 400 metre arasında değişir.
600 hektarlık bir alanı kaplayan tabiat parkında yürürken karşılaşacağınız kaya yazıtı, Kanyon'a da adını verir. Yol yapımı sırasında bir bölümü tahrip olmuştur ama üzerindeki şiirde köle olarak doğup, ünlü bir filozof olarak ölen
Epiktetos
'tan bahsedilir:
"Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek:
Yalnızca benliğinde hür olan kişidir özgür insan
Kendi doğasındadır hürriyetinin ölçüsü
Ve kararında samimiyse,
Yüreğindeyse dürüstlük, işte bu asil yapar kişiyi
Ve bunlarla yücelir insan, hatalarla değil."
Yazılı kayada adı geçen Epiktetos, MS 55 yılında Frigya'nın
Hierapolis
kentinde doğmuştu. Ona göre, fizikî yapı, görünüş veya doğarken kazanılan sosyal konum, insan iradesinin dışında geliştiği için bir üstünlük olarak kabul edilemezdi.
Kral yolunun üzerinde bir anıt
Beklenmedik bir biçimde, bir yaşama felsefesi olarak karşınıza çıkan bu mısraları okuduktan sonra,
Göksu
'nun kıyısından 45 dakikalık bir yürüyüşle yemyeşil bir açıklığa varacaksınız. Mevsim ilkbaharsa, kendinizi bir çiçek tarlasında bulacaksınız. Mevsim yaz ise, isteyen, kayaların içinde oluşan doğal havuzların buz gibi sularına kendini bıraksın; isteyen çimenlerin kokusuyla uyusun, isteyen de yüzyılları devirdiği halde hâlâ ayakta duran âbide çınarların görkemli dallarına tırmansın.
Yazılı Kanyon'da tabiatın hayat döngüsünü takip etmek de mümkündür: Ağlardan dünyaya dağılan yavru sarı örümcekler, gökkuşağı kanatlı kelebekler, sulara fırlatılan serpme ağlara takılan alabalıklar, yaprakları kırmızı bir kaplan postunu andıran bitkiler, yılanyastıkları, siklamenler, zakkumlar... Kızıl akbaba ya da yabankeçisi görürseniz ne denli şanslı olduğunuzu bilin ama tavşan, tilki veya keklikler de her an karşınıza çıkabilir.
Bu Tabiat Parkı, antik çağın
efsanevî Kral Yolu
'nun geçtiği yerlerden biri. Eskiden at arabalarıyla da geçilebilen bu eski
Roma Yolu
, bir asır öncesine kadar yöredeki köylüler tarafından kullanılıyormuş. Aziz Paulus'un Anadolu'da geçtiği yollar son senelerde şöhret kazandığı için, burası da
Likya Yolu
'yla birlikte popüler bir uzun yürüyüş rotası haline geldi. Bu yüzden en beklenmedik yerde, elinde bu yolun haritasıyla dolaşan turistlere rastlamanız mümkündür. Bir de sakız ağaçlarına, yabangüllerine, anemonlara.
Kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 16:03
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...