Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Nisan 2016       Mesaj #14
Safi - avatarı
SMD MiSiM
1961 Anayasası
1. 1961 Anayasası, bir tarafı, 27 Mayıs darbesini yapan Millî Birlik Komitesi ve diğer tarafı Temsilciler Meclisinden oluşan kurucu Meclis tarafından hazırlanmıştır. Daha sonra Anayasa tasarısı halkoylamasıyla kabul edilmiştir.
2. 1961 Anayasası, halkçılık ve devletçilik ilkelerini kabul etmemiş, milliyetçilik ilkesini ise “millî devlet” şeklinde kabul etmiştir.
3. 1961 Anayasası, sosyal devlet ilkesini ilk defa kabul etmiştir.
4. 1961 Anayasası sosyal ve ekonomik haklar ve ödevleri ilk defa anayasal düzeyde tanıyan Anayasadır.
5. 1961 Anayasası, iki meclisli bir parlâmento kurmuştur. Cumhuriyet döneminde ikinci meclis kuran tek Anayasa budur. Bu ikinci meclisin adı Cumhuriyet Senatosudur. (Uyarı: 1876 Kanun-u Esasîde iki meclisli bir parlâmento kurmuştu).
6. Cumhurbaşkanı yedi yıllık bir süre için TBMM üyeleri arasında TBMM tarafından seçiliyordu. Aynı kişinin arka arkaya iki defa seçilmesi yasaktı.
7. 1961 Anayasası ilk defa Yüksek Hakimler Kurulunu kurmuştur.
8. 1961 Anayasası ilk defa Anayasa Mahkemesini kurmuştur.
9. 1961 Anayasası döneminde 12 Mart 1971 tarihinde sivil yönetime ordunun kısmî bir müdahalesi olmuştur.
10. 12 Mart döneminde (1971-1973) yılında 1961 Anayasası pek çok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler, temel hak ve hürriyetleri sınırlandırmaya, yürütme organını güçlendirmeye, yargı denetimi zayıflatmaya yönelik değişikliklerdir.
11. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ilk defa 1961 Anayasasında 1971 yılında yapılan değişikliklerle kurulmuştur.
12. 1961 Anayasası, 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askerî darbe sonucu yıkılmıştır.
Yasama yetkisi Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak iki meclis arasında bölüşülmüştür. Parlamenter sistem uygulanmıştır.
Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu (1960). Kalkınma ve yıllık planları hazırlar.
27 Mayıs 1960 müdahalesiyle birlikte geçici bir anayasa düzeni kurulmuş ve meclisin yetkileri ile donatılmış Milli Birlik Komitesi (MBK) oluşturulmuştur. MBK, Kurucu Meclisin askeri kanadını oluştururken Danışma Meclisi sivil kanadı oluşturuyordu. Bu komitenin kurduğu Kurucu Meclis anayasa ve seçim kanunlarını yapmakla görevlendirilmiştir. Kurucu Meclis üyelerinin bir bölümü iki dereceli seçimle seçilen üyelerden, bir bölümü siyasal partilerin kendi seçtikleri temsilcilerden, diğer bölümü de çeşitli kuruluşların (üniversiteler, barolar, yargı organları gibi) temsilcilerden oluşmuştur. Üyelerin bir bölümü de Devlet Başkanı ve Milli Birlik Komitesi tarafından seçilmişti.
Anayasanın üstünlüğü:
Anayasanın 8. maddesi ile anayasaya aykırı kanunların çıkartılamayacağı, uygulanamayacağı belirtildikten sonra, Anayasanın yasama, yürütme ve yargı organları ile idareyi ve kişileri bağladığı belirtilerek Anayasanın üstünlüğü gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kurulan yargısal denetim mekanizması ile önemli bir güvence sistemi getirecek anayasanın üstünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır. Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi:
Yasa yapma yetkisi TBMM, yargı yetkisi Mahkemelere ve yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Yargı erkinin bağımsızlığı ile pratik önem kazanmaktadır.
Devlet iktidarının paylaşımı:
İki meclis sistemi getirilmiştir. Buna göre meclis yani yasama organı Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak ikiye ayrılmıştır. Genel idare içinde özerk yönetimle, kendi kendilerini yönetme yetkisine sahip kuruluşların yapılanmasına izin vermektedir. Örneğin; üniversiteler ve radyo televizyon idarelerinin konumu bu kapsamdaydı.
Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmesi:
Siyasi partiler güvenceli bir hukuki statüye kavuşturulmuştur. Sendikalar hakkında düzenlemeler iş hukukun gelişimi ve demokratik esaslara uyumu açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Özerk statüye sahip kamu kuruluşları kurulmuştur.
Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi:
Önceden izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapma hakkı getirilmiştir. Temel hak ve hürriyetler, anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Bu madde ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ağırlaştırılmıştır. 1961 anayasası ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması, yargısal denetime tabii kılınacak önemli bir gelişme sağlanmıştır.
Sosyal devlet:
Amaç sosyal adaleti, barışı ve toplumsal dengeyi sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için devlet aktif olarak ekonomik ve sosyal hayata müdahale ederek sosyal devlet anlayışını uygulamakla yükümlüdür.
Parlamenter sistem;
yasama ve yürütmenin yumuşak bir şekilde ayrıldığı sistemdir. Yarı doğrudan demokrasilerde görülür. En önemli aracı referandum. Referandum, Anayasal değişikliklerin halk oyuna sunulmasıdır.
A. 1961 Anayasasının Hükümleri
1961 Anayasası, “anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı” ilkesini (m. açıkça kabul eden katı bir anayasadır.
Genel Esaslar.
1961 Anayasasının “Genel Esaslar” başlığını taşıyan birinci kısmında devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri gibi temel ilkeler düzenlenmiştir. Devletin şekli konusunda bir yenilik yoktur. Devlet şekli, cumhuriyettir (m.1). Cumhuriyetin nitelikleri konusunda ise 1961
Temel Hak ve Özgürlükler.
1961 Anayasasında temel hak ve özgürlükler ikinci kısımda düzenlenmiştir. Bu kısmın birinci bölümünde temel hak ve özgürlüklere ilişkin genel hükümler, ikinci bölümde kişinin hakları ve ödevleri, üçüncü bölümde sosyal ve iktisadî haklar ve ödevler, dördüncü bölümde ise siyasî haklar ve ödevler düzenlenmiştir. Sosyal hak ve ödevler, ilk defa sistematik olarak 1961 Anayasasında düzenlenmiştir. Bu 1961 Anayasasının önemli bir yeniliğidir. 1961 Anayasasının, 1924 Anayasasına göre, temel hak ve özgürlüklere daha geniş bir yer verdiği hemen gözlemlenmektedir. Keza bu Anayasa temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmasını oldukça güvenceli bir sisteme bağlamıştır.
Yasama Organı.
1961 Anayasası 1924 Anayasasından farklı olarak “çift-meclis sistemi”ni kabul etmiştir (61 AY, m.63). Ancak bu konuda ilk değildir; çünkü yukarıda gördüğümüz gibi 1876 Kanun-u Esasîsi de iki meclisli bir parlâmento kurmuştu.
1961 Anayasasına göre “yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir” (m.5). TBMM, “Millet Meclisi” ve “Cumhuriyet Senatosu” isimli iki ayrı meclisten kurulmuştur (m.63). Millet Meclisi, genel oyla seçilen 450 milletvekilinden oluşur (m.67). Cumhuriyet Senatosu ise üç çeşit üyeden oluşmuştur. 150 adet olan birinci grup üyeler halk tarafından; 15 adet olan ikinci grup üyeler ise Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. İlk iki grup üyelerin görev süresi altı yıldır. Üçüncü grup üyeler ise ömür boyu görev yapar. Ana yasa bunlara “tabiî üyeler” ismini demektedir. Bunlar da kendi içinde iki gruba ayrılır. Bunlardan birincisi 13 Aralık 1960 tarih ve 157 sayılı Kanunun altında adları bulunan Millî Birlik Komitesi başkan ve üyeleridir. İkincisi ise eski Cumhurbaşkanlarıdır.
Cumhuriyet Senatosuna üye seçilebilmek için kırk yaşını doldurmuş olmak ve yüksek öğrenim yapmış olmak şartı aranmıştır (m.72). Buna karşılık milletvekili seçilebilmek için otuz yaşını bitirmiş olmak ve Türkçe okuyup yazmak koşulları yeterlidir (m.68). Milletvekillerinin görev süresi dört yıldır (m.69). Seçimler dört yılda bir yapılır. Cumhuriyet Senatosu üyelerinin (tabii üyeler dışındakiler) görev süresi ise altı yıldır (m.73). Ancak Cumhuriyet Senatosu seçimleri altı yılda bir değil, iki yılda bir yapılır. Her seçimde, Cumhuriyet Senatosu üyelerinin üçte biri yenilenir (m.73).
Millet Meclisinin yetkileri, Cumhuriyet Senatosunun yetkilerinden genellikle daha ağır basmaktadır. Hükûmet, Cumhuriyet Senatosuna karşı değil, Millet Meclisine karşı sorumludur. Güven oylaması sadece Millet Meclisinde yapılır (m.103). Cumhuriyet Senatosunun güvensizlik oyuyla hükûmeti düşürme yetkisi yoktur. Bütçe kanununun kabulünde son söz Millet Meclisine aittir (m.94). Kanun kabul etme sürecinde de son söz esas itibarıyla Millet Meclisine aittir. Ancak kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesinde Cumhuriyet Senatosunun da çok önemli yetkileri vardır. 1961 Anayasasına göre TBMM’nin kanun kabul etmesinin oldukça uzun ve karışık bir usûlü vardır. Anayasanın değiştirilmesi usûlünde Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu eşit yetkilerle donatılmıştır. Anayasanın 155’inci maddesine göre, Anayasa değişikliği teklifinin kabulü için “Meclislerin ayrı ayrı üye tamsayılarının üçte iki çoğunluğunun oyu” gerekir.
Yürütme Organı.
1961 Anayasası, yasama ve yargıdan bir “yetki” olarak bahsederken, 6’ncı maddesinde, yürütmeden bir “görev” olarak bahsetmiştir. Anayasaya göre, “yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilir”.
Cumhurbaşkanı
Türkiye Büyük Millet Meclisince, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri arasından, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yedi yıllık bir süre için seçilir; ilk iki oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, salt çoğunlukla yetinilir (m.95). Bir kişi iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.

B. Bakanlar Kurulu ise Başbakan ve Bakanlardan kuruludur.
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır (m.102). Bu şekilde kurulan Bakanlar Kurulu, Millet Meclisinden güvenoyu almak zorundadır. Hükümetin kuruluş usûlü parlâmenter hükümet sistemine tamamıyla uygundur. 1961 Anayasası, tartışmasız olarak parlâmenter hükümet sistemini benimsemiştir.
Yargı Organı.
1961 Anayasasının 7’nci maddesine göre, yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Yargı Anayasanın üçüncü kısmının üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı tanınmıştır. 1961 Anayasasının yargı alanında getirdiği önemli bir yenilik hakimlerin bağımsızlığını sağlamak üzere kurduğu “Yüksek Hakimler Kurulu”dur. 1961 Anayasası, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi gibi yüksek mahkemeleri tek tek düzenlemiştir. 1961 Anayasasının yargı alanında getirdiği en önemli yenilik şüphesiz kanunların Anayasa uygunluğunu denetlemekle görevli bir Anayasa Mahkemesini kurmasıdır. Anayasanın ilk şekline göre bu Mahkemenin 15 üyesinden beşini seçme yetkisi TBMM aitti. Anayasanın ilk şeklinde Askerî Yüksek İdare Mahkemesi yoktu. Bu mahkeme Anayasaya 1971 değişiklikleriyle sokulmuştur.
Değiştiriliş Usulü.
Anayasanın değiştirilmesi TBMM üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Değişiklik teklifinin Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu tarafından ayrı ayrı üye tamsayılarının üçte iki çoğunluğuyla kabul edilmesi gerekir (m.155). 1982 Anayasasından farklı olarak, 1961 Anayasası Anayasa değişiklikleri üzerinde Cumhurbaşkanına zorlaştırıcı veto yetkisi veya referanduma sunma yetkisi tanımamıştır. Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu yolundaki Anayasa hükmü değiştirilemez (m.9).

C. 1961 Anayasasının Uygulanması
1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra, 15 Ekim 1961’de genel seçimler yapıldı. Bu seçimlerde CHP % 36, Demokrat Partinin yerine kurulan Adalet Partisi % 34, Yeni Türkiye Partisi % 14, CKMP ise % 13 oranında oy aldılar. Bu oy oranları da yine 27 Mayıs müdahalesinin halk tarafından pek benimsenmediğini, seçmen çoğunluğunun yine Demokrat Parti eğiliminde olduğunu göstermektedir. İkinci genel seçimler 10 Ekim 1965’te yapıldı. Adalet Partisi, oyların % 53’ünü kazanarak 240 milletvekili çıkardı. Buna karşılık, CHP oyların % 29’unu kazanarak 134 milletvekili çıkarabilmiştir.
1971-1973 Anayasa Değişiklikleri.
1971-1973 ara döneminde 1961 Anayasasında iki köklü değişiklik yapıldı. 20 Eylül 1971 tarih ve 1488 sayılı Kanunla Anayasanın toplam 34 maddesinde değişiklik yapılmış ve Anayasaya yedi geçici madde eklenmiştir. Keza 15 Mart 1973 tarih ve 1699 sayılı Kanunla Anayasanın 4 maddesinde değişiklik yapılmış, 2 yeni geçici madde daha eklenmiştir. Bu dönemde yapılan anayasa değişikliklerinin ana yönleri şöyledir:
a) Yürütmenin Güçlendirilmesi Yönünde Değişiklikler:
Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin verilmesi (m.64); vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnaları ile nispet ve hadlerine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulunun yetkili kılınması (m.61); üniversite özerkliğinin zayıflatılması (m.120); TRT’nin özerkliğinin kaldırılması (m.121).
b) Temel Hak ve Özgürlüklere Getirilen Sınırlamalar:
Bütün temel hak ve özgürlükleri için geçerli genel bir sınırlama hükmünün getirilmesi (m.11); temel hak ve özgürlükler için yasal sınırlama sebeplerinin artırılması (m.11); devlet memurlarının sendika kurma hakkının ortadan kaldırılması (m.119).
c) Yargı Denetimine Getirilen Sınırlamalar:
Üyelerinin atanmasında Bakanlar Kurulunun aday gösterdiği Devlet Güvenlik Mahkemeleri nin kurulması (m.136); tabiî yargı yolu yerine kanunî yargı yolunun getirilmesi (m.32); küçük siyasal partilerin Anayasa Mahkemesine başvurma olanağının kaldırılması (m.149).
d) Ordu ile İlgili Değişiklikler:
Askerî otorite sivil iktidardan yeni tavizler koparmıştır. Askerî yargı sivil yargının aleyhine genişlemiştir. Asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargısal denetimi, Danıştaydan alınarak yeni kurulan Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ne verilmiştir (m.140). Sıkıyönetime geçiş kolaylaştırılmıştır (m.124). Sivillerin askerî nitelikte olmayan suçlarından dolayı yargılanmaları mümkün kılınmıştır (m.138/2).
1961 Anayasasının Yıkılışı
1975’ten itibaren siyasal şiddet ve terör olayları tekrar tırmanmıştır. Bunların önüne de geçilememiştir. Üstelik siyasal sistemde de ciddî tıkanıklıklar oluşmuştur. Örneğin 1980’de TBMM yeni Cumhurbaşkanını altı ay süreyle seçememiştir. Bu dönemde hükûmetler karar alamaz ve meclisler kanun çıkartamaz hale gelmiştir. Bu krizin sorumlusu olarak yürütmeyi ve devlet otoritesini zayıf bıraktığı düşünülen 1961 Anayasası görülmüştür. Çözüm olarak, 1961 Anayasasında köklü değişikliklerin yapılması fikri ortaya çıkmıştır. Ancak, bu değişiklikler yapılamadığı gibi, ülkenin içine girdiği siyasal ve ekonomik krizden çıkılamamış, terör olaylarının önüne geçilememiştir.
SİLENTİUM EST AURUM