Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Nisan 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yerçekimi
Havaya fırlatılan bir taşın önünde sonunda yere düştüğünü herkes bilir. Ta­şın düşmesine neden olan, Dünya'nın çekme kuvvetidir ve bu kuvvete yerçekimi kuvveti denir. 17. yüzyılda Sir Isaac Newton, herhan­gi iki cismin birbiri üzerinde çekim kuvveti uyguladığını bulmuş ve cisimlerin kütlesinden kaynaklanan bu kuvveti kütle çekim kuvveti olarak adlandırmıştır. Yerçekimi de bir tür kütle çekim kuvvetidir. İÖ 4. yüzyılda yaşamış olan Eski Yunanlı filozof Aristo, ağır cisimlerin hafif olanlardan daha hızlı düştüğünü ileri sürmüştü. Bu dü­şünce, İtalyan bilim adamı Galileo Galileri’nin (1564-1642), bütün cisimlerin (hava direnci­nin etkisi bir yana bırakılırsa) aynı hızla düş­tüğünü ve düşen bir cismin ulaştığı hızın yal­nızca düştüğü yüksekliğe bağlı olduğunu ka­nıtlamasına kadar geçerliliğini korudu. Galileo, düşen cisimlere ilişkin iki yararlı kural buldu. Bunlardan birincisi, düşen bir cismin hızının her saniye, saniyede 10 metre kadar hızlandığıdır. Eğer saniye sayısına t dersek, cisim serbest bırakıldıktan 1 saniye sonra, saniyede 10xt metrelik bir hıza ulaşa­caktır. Galileo'nun bulduğu ikinci kural da şudur: Cismin kadarlık bir süre içindeki or­talama hızı saniyede 5xt metre olacağından, cisim bu süre sonunda 5xtxt metrelik bir yükseklikten düşmüş olacaktır. 5xtxt, kısaca 5t2 olarak yazılabilir. Demek ki, düşen bir cismin hızı serbest bı­rakıldıktan 3 saniye sonra saniyede 3x10=30 metreye ulaşacak ve bu süre içinde cisim 5x3x3=45 metre düşmüş olacaktır. Ama uygulamada, düşen cisim havanın di­renciyle yavaşlayacağından, tam olarak bu düşme hızına ve yüksekliğine ulaşılamaz. Va­kumda (hiç hava bulunmayan bir ortamda) ise bu kurallar tümüyle geçerlidir ve cismin kütlesi düşme hızını etkilemez.

DEVAMI Kütlesel Çekim veya Yerçekimi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM