Arama

Almanya ve Almanya Tarihi - Tek Mesaj #9

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Mayıs 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM

YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR


Almanya Federal Cumhuriyeti 16 eyaletten oluşur. Devletin yapısı ve yetkileri 23 Mayıs 1949’da kabul edilen Temel Yasa’ya (Grundgesetz) dayanır. Kurucu eyalet savısı o tarihte ll’ken, 1952’de üç eyaletin birleştirilmesiyle 9’a inmiş, 1957’de Saarland’ın eyalet yapılmasıyla 10, 1990’da iki Almanya’nın birleşmesinden sonra da Berlin’le birlikte 16 olmuştur. Federal cumhuriyetin kuruluşu Batılı işgal kuvvetlerinin izniyle ve eyalet parlamentolarının federasyonu onaylamasıyla gerçekleşmiştir. 5 Mayıs 1955’te ise Almanya Federal Cumhuriyeti tam egemenliğine kavuşmuştur. Temel Yasa’nın 23. maddesi ileride Doğu kesiminin de federasyona katılmasını öngördüğünden 3 Ekim 1990’da gerçekleşen birleşme bu maddeye dayandırılmıştır. Birleşmeyle birlikte Temel Yasa’da yapılan değişiklikle Almanya artık sınırlan dışında kalan eski Alman toprakları üzerinde her türlü hak iddiasından vazgeçmiştir.

İmparatorluk döneminde Avrupa’nın en karmaşık hiyerarşilerinden birinin görüldüğü Alman toplumu iki dünya savaşma ve büyük ekonomik değişikliğe karşın bugün de temel sınıf yapısını korumaktadır. Güçlü bir sınıf bilincinden söz edilemezse de insanlarda toplumsal konum duygusu vardır. Eğitim pek çok ülkede olduğundan daha büyük önem taşır; bir profesörün saygınlığı yabancıların kolay kolay kavrayamayacağı düzeydedir; “doktor” unvanı ise iş dünyasında bile yükselmenin neredeyse vazgeçilmez koşuludur. Saygınlığını en çok yitiren kesim ordudur. Özellikle eski Doğu Alman ordusunun subayları konumlarından çok şey yitirmiş, birleşme sonrasında Batı’daki meslektaşlarının emrine girmişlerdir. Eski otoriter eğilimler çok zayıflamış, ama ortadan kalkmamıştır. Öbür gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gerçek güç, liyakat sistemi temelinde genç teknik ve yönetsel kadrolara kaymıştır.

YÖNETİM BİÇİMİ.


Temel Yasa’nm İngiliz- Amerikan demokrasi anlayışını yansıtan ve Almanya’nın bir önceki Weimar Anayasasından gelen pek çok öğesi vardır. Parlamenter yönetimde Ingiliz sisteminin birçok özelliği benimsenmiştir, ama cumhuriyetin federal olması nedeniyle ABD ve başka federal sistemleri örnek alan siyasal yapılara da yer verilmiştir. Üniter Nazi devletine tepki olarak Temel Yasa’da eyaletlere önemli ölçüde özerklik tanınmıştır. Ama anayasa değişiklikleri, parasal gelişmeler ve bütün ülkede yaşam koşullarını eşitleme yönündeki siyasal baskılar bu özerkliğin aşınmasına yol açmıştır. Temel Yasa’yla yargının bağımsızlığı sağlanmış, Federal Anayasa Mahkemesi’ne (Bundesverfassungs- gericht) yasaları anayasaya uygunluk açısından değerlendirme ve iptal etme yetkisi tanınmıştır.
Yürütme ve yasama. Devlet başkanı özel olarak toplanan bir meclisin beş yıllık görev süresi için seçtiği cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı devleti temsil eder; federal yasaları ve uluslararası antlaşmaları imzalar. Federal başbakan (şansölye) adayını belirler; başbakanın atadığı kabineyi görevlendirir ve onun önerisi üzerine görevden alabilir. Ama başbakanı görevden alamaz ve Federal Meclis’i (Bundestag) feshedemez. Öbür önemli yetkileri arasında federal yargıçlarla bazı başka görevlileri atama ve af çıkarma yer alır.

Hükümetin başı, cumhurbaşkanının aday göstermesi üzerine Federal Meclis’in çoğunluk oyuyla seçilen başbakandır. Uygulamada başbakan hep iktidar partisinin başkanı olur. Başbakanın geniş yetkileri vardır; hükümet politikalarının oluşturulmasında belirleyici rol oynar. Federal Meclis’in mutlak çoğunluğu tarafından görevden alınabilir, ama bunun koşulu yerini alacak kişinin çoğunluk oyuyla seçilebilecek olmasıdır. “Yapıcı güvensizlik oyu” denen bu koşul başbakanın ve hükümetin düşme olasılığını çok azaltır. Kabine ne Federal Meclis’in güvensizlik oyuyla, ne de cumhurbaşkanının hükümeti azletmesiyle görevden alınabilir. Cumhurbaşkanının seçeceği bir siyasal lider de bunalım koşullarında bile yeni bir hükümet kurmakla görevlendirilemez. Bu anayasa hükmünün temelinde Hitler’in başbakanlığa yükselmesinden çıkarılan ders yatar.
iki meclisli parlamento Federal Konsey {Bundesrat) ve Federal Meclis’ten oluşur. Parlamentonun alt kanadı niteliğindeki Federal Meclis çok daha geniş yetkilerle donatılmıştır. Bütün ulusal yasalar bu mecliste biçimlenir. Sistemin temelini oluşturan Federal Meclis’in üye sayısı 1990’da artırılarak 600’ü bulmuş, bu sayının da biraz değişebileceği kabul edilmiştir. Üyelerinin 144’ü eski Doğu Almanya topraklarından seçilir. Genel seçimler dört yılda bir yapılır; üyelerin bir bölümü de ara seçimlerle belirlenir. Mecliste her seçim bölgesinin temsilcilerinden başka, aynı anda seçilen eyalet genel temsilcileri de yer alır. Bu uygulamanın amacı istikrarı ve büyük partilerin meclisteki sürekliliğini sağlamak, dar bölgeci eğilimleri dengelemektir.

Parlamentonun üst meclisi niteliğindeki Federal Konsey’de eyaletler kendi hak ve yetkilerini korur. Her eyalet büyüklüğüne ve nüfusuna göre konseye en az üç, en çok beş temsilci gönderir. Temsilciler eyalet yönetimleri tarafından atanır ve onların talimatlarına bağlı kalır. Federal Konsey’in onayı yalnızca eyaletlerin çıkarlarını doğrudan ilgilendiren konularda ve Temel Yasa’yı etkileyen yasalarda zorunludur. Cumhurbaşkanının uzun süreli dış gezileri sırasında ya da görevden çekilmesi durumunda konsey başkanı ona vekâlet edebilir.
Federal Meclis’le eyalet meclislerinin yetkileri arasında titiz bir denge gözetilir. Dış politika, savunma, para basma, posta ve telekomünikasyon hizmetleri, gümrük, dış ticaret ve yurttaşlık konularında yetki Federal Meclis’indir. Bu konularda eyaletler ya koşut yasalar çıkarır ya da Federal Meclis’in çıkardığı çerçeve yasalara dayanarak kendi gereksinimlerine uygun yasal düzenlemeleri yapar. İlke olarak Federal Meclis birörnekliğin vazgeçilmez olduğu konulardaki yasaları çıkarır ve onaylar. Bunun dışında eyaletler Temel Yasa’da belirtilmiş kısıtlamalara uyma koşuluyla istedikleri karan alabilir. Eyaletlerin yetkileri özellikle eğitim ve suçluların cezalandırılması konu- lannda geniştir. Ama ortak danışma kurul- lan aracılığıyla bu konularda bile eyaletler arasında çok fark olmamasına çalışılmaktadır.
Eyalet yönetimlerinin yapısı, zorunlu olmamakla birlikte genellikle federal yönetimin yapısına benzer. Çoğunda hükümet başkanı kendi kabinesi ve bakanlarıyla çalışır. Hamburg, Bremen ve Berlin’de ise belediye başkanı aynı zamanda eyaletin hükümet başkanı, senato da eyalet meclisi işlevi görür. Bu üç kent-eyaletle Schlesvvig- Holstein ve Saarland dışında eyaletler illere {Regierungsbezirk), iller ilçelere (Kreis), bunlar da bucaklara (Gemeinde) bölünmüştür. Kuzeyde ilden küçük bazı yönetsel birimler Grafschaft adını taşır.

Eski Doğu Alman sistemi.

Sosyalizmin benimsendiği açıklandıktan sonra Doğu Alman liderleri bütün yurttaşlarda ülkenin birliği ve ilerlemesi konusunda ortak bir sorumluluk duygusu uyandırmaya çalıştı. Bu duyguyu aşılamanın başlıca aracı Alman Demokratik Cumhuriyeti Ulusal Cephesi adlı siyasal birlikti. Başta denetimini elde tutan Almanya Sosyalist Birlik Partisi (SED) olmak üzere örgüt izin verilen burjuva partilerin kalıntılarının ve resmî kitle örgütlerinin temsilcilerini kapsıyordu; Özgür Alman Sendikalar Birliği, Özgür Alman Gençliği, Almanya Demokratik Kadın Birliği ve Doğu Alman Kültürel Birliği temsil edilen kitle örgütlerindendi. Ulusal Cephe, SED’in yönlendirmesiyle Ulusal Halk Meclisi (Volkskammer) ve çeşitli yerel meclislere seçilecek adayların listesini hazırlar, 18 yaşını doldurmuş her yurttaş oy verirdi.
En yüksek seçilmiş organ olan Ulusal Halk Meclisi 500 üyeliydi. Sosyalizmin ilanından sonra üyeler beş yıllık süreler için seçilirdi; toplantılar resmî ve çok seyrekti. Ulusal Halk Meclisi’nin seçtiği Devlet Konseyi (Staatsrat) ise SED’in belirlediği kişinin başkanlığında toplanırdı; konsey başkanı resmen devlet başkanıydı. Bakanların ve bakanlıkların bağımsız karar yetkisi sınırlıydı; temelde SED lider kadrosunun kararlarını uygulamaya koyarlardı.
Yerel yönetim il (Bezirk), kırsal ya da kentsel ilçe {Kreis) ve bucak (Gemeinde) düzeyinde örgütlenmişti. Her düzeydeki halk meclisi dikkatle belirlenmiş adaylar arasından seçilirdi. Halk Polisi (VP) gibi kuruluşların uzantısı olan gönüllü birlikler yerel hizmetler için örgütlenmişti.

YARGI.


ABD gibi bazı başka federal devletlerden farklı olarak Almanya’da bütün bidayet, istinaf ve ilk temyiz mahkemeleri eyalet düzeyinde, son temyiz mercii ise federal düzeydedir. Federal mahkemeler eyalet mahkemelerinin ulusal yasaları aynı biçimde uygulamasını sağlar. En yükseği Federal Temyiz Mahkemesi olan genel hukuk ve ceza mahkemelerinden başka idare, iş, sosyal güvenlik ve vergi konularıyla ilgili dört mahkeme sistemi daha vardır.
Bütün mahkemeler hükümet uygulamalarını ve yasaları anayasaya uygunluk açısından gözden geçirme yetki ve yükümlülüğünü taşır, ama yalnızca Karlsruhe’deki Federal Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırılık karan verebilir. Bu iddiayla başvuruda bulunan öbür mahkemeler, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararına değin davayı ertelemek zorundadır. Önemli ceza davalarında önceden belirlenmiş listelerden kurayla seçilen ve jüri üyelerine benzeyen bir yargı kurulu da görev alır. Bu kurul suç ve ceza konusundaki kararları yargıçla birlikte verir. Davanın bütün aşamalarında yargıçlar etkin ve önemli rol oynar. Bu nedenle mahkemelerde savcıların ve savunma avukatlarının ağırlığı Anglosakson sistemindekinden daha azdır.
Yargının birincil dayanağı yasalar ve tüzüklerdir, ama hukuk kurallarının yorumlanmasında teamül de önemli rol oynar. Örneğin idare hukukunda davaya bakan mahkemenin dayanabileceği sistemli bir ilkeler bütünü yoktur; bu ilkelerin çoğu yargı kararıyla yasalaşmıştır.

Eski Doğu Alman sistemi.
En alt düzeyler dışta tutulursa, Demokratik Almanya’nın yargı sistemi daha çok sosyalist devleti savunmaya yönelikti. Birleşmeden sonra sistemde yeni bir yapılanma gereği doğdu. Özel askeri mahkemeler kapatıldı. İki Almanya’nın gittikçe farklılaşmış yasa sistemlerinin ve hukuk kurallarının uyumlu duruma getirilmesi ise zor bir sorun oluşturuyordu.

SİYASAL KURUMLAR.


1970’e değin 21 olan seçmen yaşı bugün 18’dir. Oy verme zorunluluğu olmamasına karşın her düzeyde seçimlere katılma oranı çok yüksektir. Basın, radyo ve televizyon siyasal konulara geniş yer verir. Dolayısıyla kamuoyu bilgili ve siyasal tartışmalara yatkındır.
Sayılarının çokluğuyla 1933’te Weimar Cumhuriyeti’nin çöküşünde rol oynayan siyasal partiler federal cumhuriyetin kurulmasından sonra birleşme eğilimi göstermiştir. Küçük partiler ya büyüklere katılmış, ya da çok daha küçülüp siyaset sahnesinden silinmiştir. Bugün yeniden birleşmiş Almanya’ da iki büyük parti vardır ve ikisinin de mecliste çoğunluk sağlaması zordur. 1966’dan bu yana Federal Almanya’yı koalisyon hükümetleri yönetmiştir. Yüzde 5’ten düşük oranda oy alan partilerin meclislerde temsil edilmesini engelleyen kural her türlü radikal partiyi dışta tutma ve parti bölünmelerini önlemeye yarar.
Merkez sağı temsil eden Hıristiyan Demokratik Birlik (CDU) 1949-66 arasında Bonn hükümetlerini kurmuş, 1982’de de yeniden iktidara gelmiştir. Bavyera dışındaki bütün eyaletlerde, bu arada yeni oluşturulan doğu eyaletlerinde örgütlenmiştir. Bavyera’da ise CDU’nun yerine daha tutucu olan Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) seçimlere katılır. CDU politikalarında Almanya’nın Batı dünyası ve NATO içindeki yerine ağırlık verir; serbest piyasa ekonomisini savunur.
19. yüzyıl Marksist partilerinin devamı sayılan Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) II. Dünya Savaşı’ndan sonra klasik Marksist öğretiye bağlı kaldı. Komünist harekete, Batı Almanya’nın silahlanmasına ve Batfnın askeri savunma sistemine katılmasına karşı çıktı. 1959'da ise büyük sanayilerin kamulaştırılması talebinden ve sınıf mücadelesi çağrısından vazgeçti.

1969'da iktidar olmayı başaran SPD bugün yeniden birleşme programının eksiksiz uygulanmasını, Doğu Avrupa’daki yeni demokratik yönetimlerle işbirliğini, toplumda ve sanayide reformu ve AT aracılığıyla Avrupa birliğinin kurulmasını savunmakta, NATO’yu desteklemektedir. Serbest piyasa sistemine de artık karşı değildir.
Koalisyon ortağı olabilecek kadar oy toplayan Hür Demokratik Parti (FDP) liberal partilerin devamı niteliğindedir. Çoğunlukla genç çevre korumacı ve barış yanlılarından oluşan Yeşiller savaş sonrasında kurulmuş, tümüyle yeni tek başarılı partidir. Yeşiller 1983’te yüzde 5 barajını aşarak Federal Meclis’e girmeyi başarmış, 1987’de bu meclise 40’tan fazla genç temsilcisini sokmuştur.
1956’da Federal Anayasa Mahkemesi’nin kapattığı Almanya Komünist Partisi’nin (KPD) yerine kurulan Alman Komünist Partisi (DKP) önemsizdir. Aşırı sağı temsil eden birkaç küçük parti vardır. Bunlardan Cumhuriyetçiler 1989’da bazı yerel seçimlerde yüzde beş barajını aşmış, ama Federal Meclis’e girememişlerdir.
Demokratik Almanya’nın Sosyalist Birlik Partisi (SED) 1946’da Almanya Sosyal Demokrat Partisi’yle (SPD) Almanya Komünist Partisi’nin (KPD) birleşmeye zorlanması sonucunda ortaya çıkmıştı. Ülkede gerçek iktidar SED Merkez Komitesi Sekreterliği ile Politbüro’nun elindeydi; Merkez Komitesi birinci sekreteri ve SED lideri her iki organın da başkanıydı. 1971-89 arasında Erich Honecker bu konumdaydı. SED her düzeyde yönetime, ekonomiye, üniversitelere, sendikalara ve öbür kurumlara nüfuz edecek biçimde örgütlenmişti.
SED’i yerinden eden 1989 olayları Nazi döneminden beri Almanya’nın doğusunda ilk serbest seçimlerin yolunu açtı. Çok sayıda parti kuruldu. Mart l990’da yapılan seçimler Hıristiyan Demokratik Birlik’in önderliğinde çokpartili bir koalisyon hükümetiyle sonuçlandı. Adı Demokratik Sosyalizm Partisi olarak değiştirilen SED ise koalisyona giremedi. Birleşme sonrasındaki yerel yönetim ve eyalet seçimlerinde Başbakan Helmut Kohl’un Hıristiyan Demokratik Birlik’i kesin üstünlük sağladı.

SİLAHLI KUVVETLER.


Almanya Federal Cumhuriyeti Mayıs 1955’ten beri NATO üyesidir. Bütün Bonn hükümetleri NATO’ ya bağlı kalmayı ve destek vermeyi sürdürmüş, Federal Almanya’nın NATO üyeliğinin sürmesi 1990’da birleşme anlaşmasının temel ilkelerinden biri olmuştur.
Topraklarındaki NATO birliklerine de katkıda bulunan Almanya’nın federal ordusu (Bundeswehr) Avrupa’daki en büyük NATO kuvvetini oluşturur. Kara, deniz ve hava kuvvetlerini içeren ordu Federal Meclis aracılığıyla sivil yönetimin denetiminde tutulur. Erkekler için zorunlu askerlik hizmeti 18 aydır; askeri yükümlülük dönemi 18-35 yaş arasıdır. Temel Yasa’nın 4. maddesine dayanarak inançları nedeniyle askere alınmayı reddedenler askerlik yerine 20 ay toplum hizmetlerinde çalışırlar.

Eski Doğu Alman sistemi.
Tıpkı batı kesimindeki gibi askerlik hizmetinin erkekler için zorunlu olduğu Doğu Almanya’da ordu Sovyet silahlarıyla donatılmış ve Sovyet örneğinde eğitilmişti. 1990’da ülkedeki Sovyet askerlerin sayısı hâlâ 380 bin düzeyindeydi. 1989 sonlarının olayları askeri örgütlenme ve morali çok sarstı. Berlin Duvarı’nı ve Batı Alman sınırını koruyan özel birlikler işlevini yitirirken fabrika milisleri de silahsızlandırılarak dağıtıldı.
Temmuz 1990’da Federal Almanya ile SSCB arasında Sovyet birliklerinin çekilmesine ilişkin bir antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre birlikler 3-4 yıl içinde çekilecek ve Almanya geçiş dönemi için mali yardımda bulunacaktı. Buna karşılık bölgeye yabancı NATO birlikleri yerleştirilmeyecek, yalnızca ara dönemde Berlin’de bulunan Batılı Müttefik kuvvetleri bunun dışında tutulacaktı.
Birleşik Almanya’nın potansiyel askeri gücü konusundaki kaygılara hükümet, dört yıl içinde toplam silahlı kuvvetlerin 370 bin kişiyle sınırlanacağını bildirerek karşılık verdi.

GÜVENLİK KUVVETLERİ.


Almanya’da polis ülke çapında değil, eyaletler düzeyinde örgütlenmiştir. Acil durumlarda federal hükümet çeşitli eyaletlerin polis birliklerinden yararlanabilir. Devletin güvenliğini ilgilendiren eylemler ya da eyalet sınırlarını aşan suçlar ise federal düzeyde ele alınır. Demokratik Almanya’nın muhalefeti bastırmakla görevli Devlet Güvenlik Polisi (Stasi) Honecker yönetiminin çökmesiyle birlikte ortadan kalktı. Birleşme öncesinde serbest seçimle yönetime gelen hükümet döneminde Alman Halk Polisi düzenli polis kuvveti olarak yasalara uygun etkinliğini sürdürdü.

kaynak: Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM