Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
28 Mayıs 2016       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Duygu Nedir?
MsXLabs.org
Ad:  f8daa1854119a2636ac9211a66619364_1324838578.jpg
Gösterim: 10672
Boyut:  19.2 KB
Duygu (emotion) sözcüğünün kökü motere’dir. Latince hareket etmek anlamına gelen fiile "e-" ön eki getirildiğinde anlam uzaklaşmak olur ki bu, her duygunun bir harekete yönelttiği fikrini vermektedir.

Descartes’a göre "duygu" kavramı, kanı ve inanç kavramlarına yakındır Nitekim Descartes şöyle yazar: "Bizim duygularımıza iyice ters düşen duyguları benimsemiş olanlar, bu yüzden, barbar ya da vahşi değildirler". Ama Descartes ilkin, duyguyu duyumun eşanlamlısı olarak ele alır: "Acıyı, rengi ve öteki duyguları açık ve seçik olarak biliriz. Öte yandan, Descartes için, duygunun dereceleri vardır, bu konuda şöyle der: Hayvanlar "duygunun ilk derecesinden yukarıya çıkamazlar. Bu derece ruhların basit hareketi, organik bir duyudur, hiçbir düşünce gerektirmeksizin, öteki hareketleri başlatır." Oysa duygu, ruh ile bedenin birliğinden kaynaklanır ve bireyin kendinde denediği şeydir. Descartes şöyle der: "Bundan başka, kendimizde denediğimiz bazı şeyler de vardır ki yalnızca ruha ya da yalnızca bedene değil, ruh ile beden arasındaki sıkı birliğe mal edilmeleri gerekir [..,] bütün duygular böyledir [...].

Daniel Goleman’ın tanımı : "bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi"

Temel Duyguların neler olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır. Çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş yedi temel duygu olduğudur.

DUYGULAR NEYE YARAR?
Sosyobiyologlara göre duygularımız tehlike, acı bir kayıp, zorluklara karşın bir hedefe doğru ilerleme, eşine bağlanma ve bir aile kurma gibi yalnızca akla bırakılamayacak durum ve görevlerde yol göstericidir. Her duygu bizi bir şekilde hareket etmeye hazırlar; her biri insan hayatında tekrarlanan güçlüklerle baş edebilecek şekilde bizi yönlendirir.

Sizlere duguların insanları canları pahasına dahi olsa nasıl yönlendirdiğine dair Amerika'da yaşanan trajik bir olayı aktarmak istiyoruz:

Beyin felci yüzünden tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş on bir yaşındaki kızları Andrea'ya hayatlarını adayan Gray ve Mary Jane Chauncey çiftinin son dakikalarına bir göz atalım. Chauncey ailesi, Louisiana'nın nehir bölgesinde bir çarpma sonucu hasar gören demiryolu köprüsünden nehre yuvarlanan Amtrak treninin yolcularındandı. Karı-koca öncelikle kızlarını düşünerek, Andrea'yı su alarak gittikçe batan trenden kurtarmak için ellerinden geleni yapıp bir şekilde onu camdan iterek kurtarma ekibine ulaştırdılar. Kendileri ise sulara gömülü vagonun içinde can verdiler.

Bu hikaye, son dakikalarında dahi çocuklarının hayatta kalmasını sağlamak için çabalayan bir anneyle babanın bir tür efsanevi cesaretini anlatıyor. Kuşkusuz tarihimiz çocukları uğruna yaşamlarını feda eden ailelerle ilgili bunun gibi sayısız örneklerle doludur. Böyle bir kriz anında bu tüyler ürpertici kararı veren aile açısından bu sevgiden başka birşey değildir. Duyguların amaç ve gücünü anlatan bu kahramanlık örneği, insana kendini feda ettiren sevginin ve aslında hissedilen her duygunun insan hayatındaki merkezi yerine tanıklık ediyor. Bu durum en derin hislerimizin, tutkularımızın, özlemlerimizin, temel rehberlerimiz olduğunu gösteriyor.

İnsan doğasını duyguların gücünden soyutlayarak anlamaya çalışmak, üzücü bir dar görüşlülüktür. Salt zekaya, yani IQ'nun ölçtüğü şeye verdiğimiz değer ve önemde çok aşırıya gidildiği uzmanlarca belirtiliyor. Duygular bize hakim olduğu sürece, zeka-iyi yada kötü-hiçbir yere varamaz.

İlk etik yasaları ve bildirileri-Hammuarbi Kanunu, Yahudilerin On Emri, İmparator Aşoka'nın Fermanları-duygusal yaşamı yumuşatma, ehlileştirme, evcilleştirme, çabaları olarak görülebilir.Aslında tüm duygular harekete geçmemizi sağlayan dürtülerdir; evrim, yaşamla baş edebilmemiz için bizi acil plan yapabilecek şekilde programlamıştır.

Psikologların ve sosyologların günümüzde yapmaya çalıştıkları şey duygunun yerine aklı koymaya değil, ikisi arasındaki akıllı dengeyi bulmaya çalışmaktır. Goleman, eski paradigmanın duyguların çekiminden bağımsız bir akıl idealini içerdiğini, yeni paradigmanın ise bizi zihinle kalbin uyumunu sağlamaya zorladığını belirtiyor ve ayrıca, yaşamımızda zihinle kalbin uyumunu sağlamak için öncelikle, duyguları zekice kullanmanın ne demek olduğunu daha iyi anlamamız gerektiğini vurguluyor.


Duygu 6 bileşenden oluşur. (başka bir deyişle 6 faklı bakış açısından değerlendirilebilir.)

1-Duygu bir genel uyarılmışlık halidir.
2-Duygu bir his bir deneyimdir.
3-Duygu bir bilişsel bir değerlendirmedir.
4-Duygular belli davranış kalıplarına neden olur.
5-Duygular nelere yaklaşıp, nelerden uzaklaşacağımızı belirleyen güdüleyici durumlardır.
6-Duygular sözel olarak veya mimik ve jestlerle ifade edilir.

Duygular ve Genel Uyarılmışlık Hali
Genel uyarılmışlık: Tetikte oluş, uyanıklık düzeyi, kas gerilimi ve beynin elektriksel faaliyetleriyle belirlenen hal.

Beynin elektriksel faaliyetleri ölçülebilir ve bununla genel uyarılmışlık halleri insanda ölçülebilir. Örneğin derin uyku genel uyarılmışlığın en düşük halidir, en yüksek hali ise, dikkatlilik ve tetikte olmadır. (Ör: köpekten korkan birinin aniden köpekle karşılaşması durumunda genel uyarılmışlık düzeyi yükselir.)

Genel uyarılmışlığın en yüksek olduğu tetikte olma durumunda ( ör: korku) bazı fizyolojik durumlar ortaya çıkar. (s 76 oku) Bu durumda sempatik sinir sistemi devreye girip çalışır, rahatlama durumunda para-sempatik sistem devrededir.

Genel uyarılmışlık halinin yüksek olduğu durumun uzun sürmesi ( öfke ,kaygı, korku vb. ) başka bir deyişle sempatik sinir sisteminin uzun süre devrede olması organ ve sistemlerde hasara, insanda hastalıklara neden olur.

Dört Temel Duygu
  1. Korku
  2. Öfke
  3. Üzüntü
  4. Mutluluk
Yedi Temel Duygu
  1. Korku
  2. Öfke
  3. Üzüntü
  4. Mutluluk
  5. Hayret
  6. Tiksinme
  7. Küçük Görme
Bir başka tasnif
  1. Korku
  2. Öfke
  3. Üzüntü
  4. Mutluluk
  5. Hayret
  6. Tiksinme
  7. Küçük Görme
  8. Utanma
  9. Nötr
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.