Arama

Din Nedir? - Tek Mesaj #5

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Din

,
Allah tarafından konulmuş bir kanundur. İnsanlara, yaratılış gayesini ve varoluş hikmetini bildirir. Yüce Rablerine karşı ne şekilde ibâdette bulunacaklarını öğretir. İyi ve faydalı şeyler yapmaya sevkeder, zararlı işlerden de alıkoyar. Din, insan aklının kendi kendine sorup durduğu, "Ben kimim, nereden gelip, nereye gidiyorum?" suâllerinin tatmîn edici yegâne cevab kaynağıdır. Din, imkânların tükendiği, ümidlerin söndüğü yerde başlayan imkân yolu ve ümid ışığı, ilâçların dindiremediği acıların ilâcı, yıkık gönüllerin sığınağıdır. Din; adâlet, iyilik, fedakârlık, doğruluk, fazilet gibi duyguların hayat menbaı, insan vicdanındaki inanma ihtiyacının tam karşılığıdır. İnsanlar, dinleri peygamberlerden öğrenmişlerdir. Peygamberler, vahiy yoluyla Allah'dan aldıkları dinî hükümleri, aldıkları şekliyle insanlara bildirmişlerdir. Bu bakımdan, dinlerin hakikî sahibi, Allah Teâlâ'dır. Peygamberler ise dînin hükümlerini insanlara bildiren birer elçi durumundadırlar. İnsan Hayatında Dinin Yeri Nedir? Din inancı, insanla beraber doğmuştur. Çünkü insanlık tarihinin hiçbir döneminde din duygusundan mahrum bir millete rastlanamamaktadır. Nerede insan varsa, orada bir nevi îman, ibâdet ve din duygusu görülmüştür. Bundan anlaşılıyor ki, din, insanlığın yaratılışından getirdiği fıtrî ve zarurî ihtiyacıdır. İnsanoğlu vâr oldukça, din de vârolacaktır. Filozof Auguste Sabatier bu konuda der ki: "Diyânet, gayet kuvvetli bir ağaç gibi, insaniyetin geçirdiği inkılâpların hepsinde hayatını muhafaza etmiş ve edecektir. Zaman geçmekle, onun kaynağı kurumak şöyle dursun, bilâkis, gittikçe o menbaın derinleştiğini, genişlediğini görmekteyiz. Binaenaleyh, insan hayatı diyânetle başlamış olduğu gibi, diyânetle kuvvet bulacak, diyânetle nihayetlenecektir." "Ben niçin dinliyim" suâlini nefsime sorar sormaz, şu cevabı alıyorum: Dindarım, çünkü başka türlü olmaya muktedir değilim.

Dinin Fertlere ve Cemiyete Sağladığı Faydalar Nelerdir?


1. İnsan, akıl ve şuur sahibi, varlığı üzerinde düşünebilen bir canlıdır. Nereden gelip nereye gittiğini, niçin yaratıldığını, hayat yolunun onu nasıl bir sonuca ulaştıracağını, vicdânıyla başbaşa kaldığı zaman, kendi kendine sorup durmaktadır. Bu konuda tatmîn olmak, içinde geleceğe ait olarak beliren endişelerden kurtulmak, sükûnete ve iç huzura ermek ihtiyacındadır. Bu huzuru, insan, ancak insanüstü bir hakikata inanıp bağlanmakla bulabilir. Bu hakikatı ise, ona ancak din verir ve öğretir.
2. İnsanlığın kendi dünyasında maddeten ve mânen inkişaf etmesi, gerçek insanlık mertebesine ulaşması için de, din mutlaka gereklidir. Bu hususu Bediüzzaman şöyle ifâde eder:
"Nev'-i beşerin ahvaline dikkatle bakılsa görülür ki, ruhun mânen terakkisini, vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve terakkisini telkin eden, yani aşılayan şeriatlardır. Vücud veren tekliftir. Hayat veren peygamberlerin gönderilmesidir. İlham eden dinlerdir. Eğer bu noktalar olmasaydı, insan hayvan olarak kalacaktı. Ve insandaki bu kadar kemâlât-ı vicdaniye ve ahlâk-ı hasene tamamen yok olurlardı." (İşârâtü'l-İ'caz).
Aynı konuda Ali Fuad Başgil ise şöyle der:
"En âliminden câhiline kadar insan, nerden gelip nereye gittiğini kendi kendine soracak; insanüstü âlemlerden yüksek bir ideâl mesnedi ve bir hareket ve faaliyet prensibi arayacaktır. Fakat bu aradıklarına ve sorduklarına dînin dışında -ne ilimde, ne de felsefede- tatmin edici ve iç ferahlatıcı bir cevab bulamıyacaktır. Neticede ya dindâr olup, dinî hakikatlere gönül bağlayacak ve insan hayatı yaşayacaktır, yahut da hayvanlaşıp, fizikî hisler ve bayağı zevkleriyle yaşama yolunu tutacaktır. Bu yol, insanlığı uçuruma götürülecektir." (Din ve Lâiklik)
3. Din, cemiyet hayatını düzenleyici ve disipline edici olarak da, insanlık için lüzumlu bir müessesedir.
* Dinî duygu, insandan hiçbir vakit ayrılmayan, onu daima murakabe altında bulunduran mânevî bir bekçidir. Bu bekçi, vicdanlar üzerinde son derece etkili olduğundan, hem insanı gizli âşikâr bütün fenalıklardan alıkoyar, hem de her nevi iyiliklere sevkeder.
"Din, insan ihtiraslarını frenliyen en kuvvetli mânevî bir dizgindir."
* Din sayesinde Allah'ın herşeyi bileceğini, hiçbir şeyin ondan gizlenemeyeceğini idrâk eden insanda kuvvetli bir irâde hâsıl olur. Böyle kuvvetli irâde ve seciye sahibi kişilerden meydana gelen bir cemiyette ise, âsâyiş ve istikrar, nizam ve âhenk bulunur.
* Din her türlü ahlâkî fazîletin kaynağıdır. İnsanlık için dinin getirdiği ahlâkî sistemin ehemmiyeti çok büyüktür. Aleksi Betran şöyle der:
"Dindar kimselerde mevcut olan îman, ahlâk için pek kıymetli bir istinad noktasıdır."
Bir milletin ahlâkî yönden alçalması kadar müdhiş bir felâket yoktur. Tarih boyunca pek çok milletler, ahlâken tefessüh ettikleri için batmış, tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir.
4. Dinsizlik, herşeyden önce ahlâk fikrini yıkar. Çünkü din olmadığı takdirde, ahlâk için hiçbir yaptırıcı güç kalmadığından, dinsizlik her türlü kötülüğün yayılmasına ve genişlemesine ve neticede cemiyetin çökmesine sebeb olur. Dinsizlik, aynı zamanda hukuk fikrini de ortadan kaldırır. Kendini herhangi bir ahlâkî müeyyideye bağlı hissetmeyen dinsiz insan, hiçbir hak ve hukuku yerine getirmez. Eline fırsat geçtiğinde zulüm yapmaktan, gasbetmekten, her türlü kötülüğü işlemekten geri durmaz. "Maddeye tapan ve şehvetlerine esîr olan dinsiz insanda, insanlık seciyeleri silinmekte; fazîlet, ferâgat ve fedakârlık yerine feci bir 'BOŞVER' zihniyeti hâkim olmaktadır. Bu zihniyet ise, bir cemiyet için felâkettir."

İnsanlığın İlk Dini Hangisidir?


İnsanlığın ilk dîni, ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem Aleyhisselâm'a gönderilen ve Allah'ın bir olduğu inancına dayanan Tevhid dînidir. Sosyolojik araştırmalar da insanlığın ilk dîninin tevhid dîni olduğunu isbatlar mahiyettedir. Nitekim dinler tarihi araştırmacısı ve sosyolog Schmidt, yeryüzünde en ilkel insan cemiyeti olan Pigmeler üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu, bunlarda "tek tanrı inancı"nın olduğunu ortaya koymuştur. Schmidt'in bu tesbitleri, Durkheim'in, insanlığın ilk dininin totemizm olduğu yolundaki iddialarını çürütmüş, bu konudaki yaygın Batılı kanâatleri yıkmıştır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 9 Mayıs 2017 12:47