Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Mayıs 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Vit D (Kalsiferol)

Ad:  vd1.JPG
Gösterim: 4176
Boyut:  46.5 KB

Vitamin D: Güneş Vitamini
  • Her zaman esansiyel değildir
  1. Güneş ışınlarına maruz kalınca vücut onu yapar
  2. Deride Kolesterolden yapılır
  • Fonksiyonlar
  1. Kalsiyum emilimi --> kemik sağlığı'nı düzenler
  2. Hücre gelişmesi
Ad:  vd2.JPG
Gösterim: 3798
Boyut:  35.5 KB


Vitamin D–Kaynakları


  • Bazı gıdalarda doğal olarak bulunmaz
  • Sıvı süt ürünleri Vit A ve Vit D den zengindir.
  • Yağlı balık
  • Yumurta sarısı
  • Tereyağ
  • Karaciğer
  • Vegetarianlar için güçlük
  • Salmon (Somon balığı), uskumru, ton balığı, sardalya gibi yağlı balık türleri; yumurta sarısı, süt, brokoli, yeşil soğan, maydanoz, su teresi D vitamini yönünden zengindir. Ancak şu unutulmamalıdır ki hiçbir gıda maddesi günlük ihtiyacı karşılayacak kadar D vitamini içermez. Ancak en önemli kaynak güneş ışınları etkisi ile deride sentez edilen D vitaminidir. Anne sütündeki D-vitamini 10-60 IU/L düzeyindedir.

Vit D-Onemi


  • Kalsiyum-Fosfor emiliminde ve kullanımında,
  • Kemiklerin ve dişlerin oluşmasında,
  • Sağlam ve sürekli bir sinir sistemi ve kalp fonksiyonunun sağlanmasında gereklidir

Vit D-Yetersizlik belirtileri


  • Raştizm (genç) ve osteomalasi (yaşlı), Diş çürümesi,
  • Kemiklerde yumuşama ve erime, Kemik kırıklarında uygunsuz iyileşme,
  • Kas zayıflığı,
  • Kalsiyum emiliminde yetersizlik,
  • Böbreklerde fosfor birikimi

D vitamini metabolizması


D vitamini yapısal olarak steroid hormonlara benzer. Steroidlerde B halkası kapalıyken, D vitamininde bu halka açıktır. D vitamini kaynakları:
  • Bitkisel kaynaklı D vitamini (D2: ergokalsiferol)
  • Hayvansal kaynaklı D vitamini (D3: kolekalsiferol)
  • Sentez (güneş ışığı)
Ad:  vd7.JPG
Gösterim: 8609
Boyut:  53.2 KB
Normal koşullarda insan vücudunda bulunan D vitaminin %90-95'i güneş ışınlarının etkisi ile sentez edilir. Bu sentez fonksiyonuna, ülkenin bulunduğu enlem, mevsimler, güneş ışınlarının yeryüzüne geldiği açı (Zenith açısı), deri pigmentasyonu, hava kirliliği düzeyi, deriye sürülen koruyucu kremler, giyinme tipi gibi faktörlere bağlıdır. Güneş ışınlarında bulunan ultraviyole B (290-315 nm dalga boyunda) etkisi ile deriden D vitamini sentez edilmesi için sınır değer 18-20 mj/cm2'dir. 7-dehidrokolesterol ultraviyole B ışınları etkisi ile deride önce previtamin D'ye daha sonra vücut ısısı ile hızla D vitaminine dönüşür. Aynı zamanda bu dalga boyundaki güneş ışığı D vitaminini parçalayarak inaktif ürünlere dönüştürür. Bu mekanizma güneşlenmenin neden D vitamini toksisitesine yol açmadığını izah eder (2). Daha sonra “Vitamin D Bağlayıcı Protein” (VDBP)'e bağlanarak taşınır. Karaciğerde 25-hidroksilaz ve böbrekte 1-alfahidroksilaz enzimi tarafından hidroksillenerek aktif form olan 1.25-dihidrok- sivitamin D'ye dönüşür. Ancak ağır karaciğer hastalarında D vitamini eksikliği oluşurken, hafif böbrek yetmezliğinde bile D vitamini eksikliği oluşabilir.
25-hidroksilasyonun %90'ı karaciğerde (CYP27A1, CYP2C11), %10'u fibroblast, böbrek, duodenum ve kemik gibi diğer dokularda (CYPA1) gerçekleşir. Böbrekte özellikle proksimal tübülüs hücreleri, 1-alfahidroksilaz (CYP27B1) enzimi açısından zengindir. Ayrıca meme dokusu, prostat, kolon ve makrofajlarda 25-hidroksivitamin D'nin, 1.25-di- hidroksi vitaminD'ye dönüşebildiği gösterilmiştir. 1-alfahidroksilaz aktivitesi paratiroid hormon ve prolaktin tarafından artırılır. Bu enzimler p450 enzim ailesine aittir.
Oral yoldan alınan D vitamini şilomikronların yapısında kana geçerken, deride sentezlenen D vitamini, VDBP'ye bağlanarak taşınır.
25-hidroksivitamin D inaktif olup (1.25-dihidroksivitamin D'nin 500-1000'de bir etkinliğine sahiptir), daha çok D vitamini deposu gibi davranır. VDBP alfa globülin yapısında olup karaciğerde yapılır. Östrojen kullanımı ve gebelikte VDBP düzeyi artar.
D vitamininin katabolize olma yolu 24-hidroksilas- yondur (hem karaciğer hem böbrekte). 24,25-dihidroksi- vitamin D daha polardır. Hızlı olarak böbrekten atılır. 1.25-dihidroksivitamin D ise 24-hidroksilasyonla “calcitroik aside” dönüşür ve safra yolu ile atılır.
Ad:  vd10.JPG
Gösterim: 3980
Boyut:  51.9 KB

D vitamininin fonksiyonları


D vitamini reseptörü temel olarak bağırsakta bulunur. Sitoplazmik bir reseptördür. D vitamini ve reseptörü kompleks oluşturarak nükleusta ilgili bölgeye giderler.
D vitamini bağırsakta kalsiyum bağlayıcı protein olan “calbindin” aracılığı ile kalsiyum absorbsiyonunu sağlar. Vitamin D yokluğunda kalsiyum emilimi %10-15 düzeyindeyken, D vitamini etkisi ile bu oran %30-80'e çıkar (5). Ayrıca bu etkiden bağımsız bağırsaktan fosfor absorbsiyonunu artırır. Böbrekte ise normal kalsiyum emiliminin devamını sağlar. Direkt etki ile fosfor geri emilimini artırır. Kemikte osteoklast sayı ve aktivitesini artırır.
D vitamini hücrelerin proliferasyonunu inhibe ederken, hücre farklılaşmasını stimüle eder. tmmün sistem modülatörüdür. T hücrelerinde, antijen sunan hücrelerde, makrofajlarda D vitamini reseptörü bulunur. Ayrıca makrofajlar 25-hidroksivitamin D 1-alfa hidroksilaz aktivitesine de sahiptir. D vitamini makrositlerin maturasyonunu sağlar. Aktive T lenfosit proliferasyonunu ise inhibe eder (6). tnsülin sekrete eden hücrelerde vitamin D reseptör ekspresyonu mevcuttur, D vitamini suplemantas yonunun tip 1 diyabet riskini azalttığı ortaya konmuştur. Ayrıca D vitamininin renin salgılanmasını azalttığı gösterilmiştir. D vitamini tüberküloza karşı koruyucu olduğu, makrofaj içindeki M. tuberculosis'in çoğalmasını inhibe ettiği, osteoartrit, hiperparatiroidizm, koroner arter hastalığı, psöriasis, meme kanseri, prostat kanseri ve diğer infeksiyonlardan koruyabileceği yönünde bulgular mevcuttur.
SİLENTİUM EST AURUM