Arama


kenan23 - avatarı
kenan23
Kayıtlı Üye
14 Haziran 2016       Mesaj #2
kenan23 - avatarı
Kayıtlı Üye

Psikolojik Danışmalık ve Psikoterapi


Günümüzde psikolog ve psikiyatrist arasındaki farkı bilmeyenler çok fazladır. Bu durum son derece doğaldır. Çünkü her iki meslek mensupları hemen hemen aynı işi yaparlar. Yani psikolojik sorunlarıolan kişileri tedavi ederler. Psikolog, psikoloji alanında lisans eğitimi görür, bunun üstüne doktora yapabilir. Psikiyatr ise tıp eğitimi görmüş bir doktordur. Psikolog tıbbi tedavi uygulayamaz. Her ikisi de psikolojik sorunlarla ilgilenmekle birlikte, herhangi bir tıbbi bozukluk olması halinde psikiyatrist hastaya psikoterapi uygulayabilir ve tedavi edebilir.

Bilmeniz Gerekenler:


Psikolojik danışmanlık ve psikoterapi kavramları birbirleri yerine çok sık kullanılan ve karıştırılan iki kavramdır.

Psikolojik Danışma, daha çok bireylerin iş hayatı, ilişki problemleri, kariyer, okul hayatı, aile ilişkileri, çocukları ile yaşadıkları iletişim sorunları, kısa süreli dönemsel ruh sağlığı problemleri, yas durumları, kaza ve travma gibi geçici kısa süreli olayların ardından yaşanan stresli durumları ve belkide hayattan tat almama ve isteksizlik gibi daha çok anlamsal ve yaşam kalitesine yönelik durumları ele alan bir süreçtir. Psikolojik danışmanın ilk amacı bireyi tanıma ve kendine tanıtma, nihai amacı ise kişinin pratik çözümlerle hayatını kolaylaştırma, karşılaştığı sorunları aşmada ona alternatifler göstermektir.

Psikoterapi ise psikiyatristlerin ve klinik psikologların sıklıkla kullandıkları, ruh sağlığı alanında bugüne kadar tanımlanmış rahatsızlıkların listelenmiş olduğu (depresyon, panik bozukluk, madde bağımlılığı, şizofreni, paranoya, sosyal fobi, sınırda kişilik bozukluğu, yeme bozukluğu gibi) ‘Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı veya Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’ adlı kitapta yazan rahatsızlıkların tedavisi için yürütülen bir tedavi uygulamaları bütünüdür.

Psikoterapi ‘çoklu-yöntemli’ bir tedaviyi işaret eder. Örneğin, testler yapılır, danışan seans dışında monitor edilir (yaptığı ve düşündüğü, hissettiği şeyleri not etmesi istenir), ilaç kullanımı gerekliyse psikiyatriste de en az ayda bir gitmesi istenir, aile desteği ve sosyal (arkadaş, sosyal yardım kurumları vs.) gibi dışsal destek aranır, özel eğitimler verilebilir (iletişim becerileri, kendini ifade etme becerileri, problem çözme becerileri vs.).

Psikoterapinin diğer bir ön plana çıkan özelliği belli bir ‘teorik’ plana ve tekniklere göre tedavinin devam ettirilmesidir. Yani psikoterapist belirli yöntemleri kullanır, teknikleri uygular ve bunları yaparken çoğu zaman psikoterapi kuramlarından birinin öngörülerini ve varsayımlarını göz önüne alır. Örneğin bir Rasyonel Duygucu Davranışçı Kuramı uygulayan terapist veya Bilişsel Davranışçı Teori’yi uygulayan terapist, danışanın düşünce, duygu ve davranış şemalarını ortaya çıkarmaya ve bunlardaki yanlışları ve sağlıksız olan, işlevi bozan özellikleri bulup düzeltmesi için danışana yardımcı olur. Ancak başka bir terapist, örneğin, İnsancıl-Varoluşçu terapist danışanın hayata yüklediği anlamı, yaşamdaki kendi çizgisini ne kadar oluşturup oluşturamadığı, ölüm anksiyetesinin kişiyi ne kadar etkilediğini, özgürlükler ve sorumluluklar noktasında danışanın kendi sorumluluklarına ne kadar sahip çıktığını sorgular ve bu konular üzerinde danışanla daha çok konuşarak (yani belli ödevleri takip ederek değil de..) tedaviyi yürütür.

Genel amacına baktığımız zaman bunun açık bir şekilde tedavi ve iyileşme olduğunu görebiliriz.

Örneğin, günlük hayatta baş edemediğiniz stres kaynakları varsa, etkili iletişim kuramıyorsanız, aile ilişkilerinizde problem görüyorsanız… psikolojik danışma yardımı alabilirsiniz. Ancak yüksek kaygı hayatınızı devam ettirmenizi çok büyük ölçüde engelliyorsa, yeme bozukluklarınız varsa, ağır depresyon geçiriyorsanız psikoterapi sürecine katılmanız daha faydalı olacaktır.

Süre: Psikolojik danışma 5-15 oturum devam ederken psikoterapi ise daha uzun süren bir süreci kapsayabilir. 8 seastan 1-2 yıla kadar, bu süre psikanaliz gibi değişik terapi uygulamalarında 5-10 yıl veya bir ömür boyu bile sürmesi istenen bir sürece dönüşebilir. Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi ve Bilişsel Davranışçı Terapilerde ise çok ağır vakalarda en uzun seans sayısı ortalama olarak 36’dır yani psikanaliz terapisine göre çok daha düşük bir ortalamaya sahiptir.
Yoğunluk: Psikoterapi psikolojik danışmaya göre daha yoğun, testlerle gidebilen, belkide terapistin daha çok not almasını gerektiren, danışan için ödevlerin olduğu, danışanın görevlerinin olduğu bir süreçtir.
Sıklık: Psikoterapi haftada en az bir, iki veya üç olabilir, psikolojik danışmanlık genelde haftada bir, veya, iki haftada bir şeklindeki süreçler içerisinde yürütülür.
Her iki durumda da başlangıçta danışanların seanslara daha sık gelmesi ve sonrasında seans aralarının açılması gibi bir süreç olabilir.
Son düzenleyen Safi; 17 Haziran 2016 03:49