Gelelim ilaçlara. Doktorum çok sayıda ilaç kullanmamı önerdi. Bunları neden kullanacağım?
Tahmin edeceğiniz gibi her ilacın farklı bir amacı vardır. Bu ilaçları şu şekilde gruplandırabiliriz.
1. Kansızlık tedavisi için
2. Kemik hastalığı için
3. Kan basıncını kontrol altında tutmak için
4. Beslenme bozukluğunu engellemek için
5. Aşılar
6. Diğer hastalıklar için.
Kansızlık tedavisi
Kansızlık böbrek yetmezliğinin en sık karşılaşılan belirtilerinden birisidir. Bu amaçla yaygın olarak kullanılan ilaçları ikiye ayırabiliriz.
1. Eritropoietin (EPO) içeren kan iğnesi
2. Demir desteği
Eritropoietin nedir?
Böbrek yetmezliğinde kansızlığın en sık nedeni EPO denilen kan yapımı için gerekli olan bir maddenin yetersiz olmasıdır. Bu maddenin hastaya verilmesi kansızlığı düzeltir. EPO ilaç olarak 1986 yılından beri insanlığın, tıbbın ve en önemlisi hastaların hizmetindedir. Bundan 20 yıl önce böbrek yetmezliği hastaları kansızlık nedeni ile büyük sıkıntı çekerlerdi. Günümüzde bu sıkıntılar oldukça azalmıştır. EPO tedavisinin kullanıma girmesi son 20 yılda böbrek hastaları için Tıpta sağlanmış gelişmelerden en önemlisidir.
Kansızlığın belirtileri nedir?
Başlıca belirtileri halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, çabuk yorulma, nefes darlığı ve gece yatarken kullanılan yastık sayısında artıştır.
Kansızlık tanısı nasıl konur?
Kanda hemoglobin (Hb) ve hematokrit (Htc) ölçümü yapılarak konur.
Hemoglobin nedir?
Hemoglobin dokularımıza oksijen taşıyan bir maddedir. Hemoglobinin düşük olması kansızlığın göstergesidir. Normal değeri erkek ve kadınlar arasında farklılık gösterebilir.
Hematokrit nedir?
Hematokrit de vücuttaki kan hücrelerinin miktarını gösteren bir laboratuvar incelemesidir. Hematokritin düşük olması da kansızlık olarak bilinir.
Normal hemoglobin ve hematokrit değerleri
Böbrek yetmezliği hastasının hemoglobin ve hematokriti kaç olmalıdır?
Hemoglobini 10-12 gr/dl ve hematokritin % 30-36 olması genellikle yeterlidir. Yani bir böbrek yetmezliği olan bir hastanın hedef Hb ve Htc değerleri yukarıdaki tablodaki normal değerlerden farklıdır.
Doktorum EPO yazdı, eczaneden gidip alabilir miyim?
EPO kullanmak için bir Sağlık Kurulu raporuna (heyet raporu) gereksinim vardır.
Sağlık Kurulu raporu yeterli midir?
Sağlık kurulu raporu ile birlikte kansızlığınızı belgeleyen laboratuvar incelemelerinizi (Hemoglobin [Hb] ve hematokrit [Htc]) de eczaneye götürmeniz gerekir. EPO tedavisine başlamak ve devam etmek için Hb ve Htc değerlerinizin belli bir değerin altında olması lazımdır. Bu değer bağlı olduğunuz sosyal güvenlik kuruluşuna göre değişiklik gösterebilir. Örneğin günümüzde Emekli Sandığına bağlı olan bir hastada EPO başlamak için Hb değeri 9 gr/dl'nin ve Htc değerinin % 27'nin altında olmalıdır (kalp hastaları için Htc değeri % 30’un altı yeterli olabilir). Emekli Sandığına bağlı bir hastanın EPO tedavisine devam etmek için Hb değeri 11 gr/dl ve Htc değeri % 40'nın üzerinde olmamalıdır. SSK ve BağKur için de bu değerler geçerlidir. Bağlı olduğunuz sosyal güvenlik kuruluşunda EPO başlamak ve devam etmek için geçerli olan Hb ve Htc değerlerini eczacınızdan öğrenebilirsiniz.
EPO alırken ilacın % 10-20'sini ödeyecek miyim?
Hayır. Sağlık Kurulu raporunuz sayesinde hiç para ödemezsiniz.
Uzun uğraşlardan sonra EPO almayı başardım. Cebimde taşıyabilir miyim?
Hayır. İlacı buz içinde taşımalı ve en kısa sürede evinize gitmelisiniz. Çarşıdaki diğer işlerimi de halledeyim, eve daha sonra
giderim düşüncesi yanlıştır çünkü ilacın içinde bulunduğu ortamdaki ısının yükselmesi ilacı bozabilir. Eczaneye ilaç almaya giderken hasta yanında buz kabını mutlaka taşımalıdır.
İlacı evde nasıl saklayacağım?
Buzdolabında saklamanız gerekir. Buzluğa konulmamalıdır.
EPO iğnesini sağlık ocağında hemşireler yapıyor, ilacı evden sağlık ocağına nasıl taşıyacağım?
Eczaneden eve taşıdığınız gibi yani ilaç evden diyaliz ünitesine, hastaneye veya sağlık ocağına buz içinde taşınmalıdır. İlaç evden çıkarıldıktan sonra en kısa sürede diyaliz ünitesi, hastane veya sağlık ocağına gidilmeli, çarşı, pazar, komşu gezmesi gibi olaylarla vakit kaybedilmemelidir.
EPO nasıl kullanılır?
İlk çıktığı zamanlar EPO damar içine yapılıyordu. Daha sonra cilt altına yapılmaya başlandı. Son 1-2 yılda damardan mı cilt altından mı yapılması gerekir tartışması yeniden alevlendi. Bu konuda karar doktorunuzun. EPO kesinlikle ağızdan alınmaz.
EPO tedavisinde hedef hemoglobin ve hematokrit değerleri nedir?
EPO tedavisi alan bir hastada hedef hemoglobin değeri 10-12 gr/dl ve hedef hematokrit değeri % 30-36 olmalıdır. Yaşlı, kalp hastalığı olan hastalarda bu hedefler biraz artırılabilir ancak bu değerler
EPO tedavisinin yan etkileri nelerdir?
EPO tedavisinin en önemli yan etkisi yüksek tansiyona yol açması veya kontrol altındaki tansiyonun kontrolden çıkmasına neden olmasıdır. Bu nedenle hastaların kan basıncı takibini iyi yapmaları gerekli ve zorunludur. Yeterli ve gerekli önlemler alınırsa ilaç değişiklikleri ile kan basıncı kolaylıkla kontrol altına alınır.
EPO kullanmama rağmen kansızlığım düzelmedi.
Daha önce de belirtildiği gibi böbrek hastalarında kansızlığın tek nedeni EPO üretiminin yetersiz olması değildir. Böbrek hastalığı olmayan bir insanda kansızlığa yol açan hastalıklar böbrek yetmezliğinde de görülebilir.
Böbrek yetmezliğinde demir eksikliği de sıktır. Bu nedenle EPO kullanmaya başlamadan önce diğer kansızlık nedenleri de araştırılmalıdır. Tabi bu araştırmayı doktorunuz yapacak.
İlaç nasıl rahatsızlık yapabilir?
Demir hapları bulantı, kusma, karın ağrısı, karın krampları, şişkinlik, hazımsızlık yapabilir. Bu yan etkiler ilaç aç karnına alınınca daha fazladır ve tedaviye uyumsuzluğa neden olabilir. Yan etkiler ortaya çıkınca ilaç tok karnına veya günlük doz bölünerek kullanılabilir. Demir haplarına bağlı diğer bir yan etki de kabızlıktır.
Doğru EPO kullanımı ve demir desteği ile günümüzde böbrek yetmezliği hastalarının çoğunda kansızlık büyük bir başarı ile tedavi edilir. Gerekirse hastalara kan verilir. Böbrek nakli planlanan hastalarda kan vermekten kaçınılır.
Kemik hastalığı neden önemlidir?
Böbrek yetmezliği olan hastalarda tedavide hedef uzun ve kaliteli bir yaşamdır.
Kemik hastalığı, hastaların uzun dönemde yaşam kalitesini çok olumsuz etkiler yani hastalar gündelik yaşantılarında zorluklarla karşılaşırlar.
Diyette fosforun azaltılması kemik hastalığını önlemek içindi. Diyetime dikkat edip ilaçlarımı düzgün kullanırsam kemik hastalığını önleyebilir miyim?
Büyük bir olasılıkla evet.
Kemik hastalığının belirtileri nelerdir?
Kemik ağrısına yol açabilir. İlerlemiş kemik hastalığı olanlarda küçük bir darbe ile kemik kırılabilir, kemik erimesi nedeni ile boy kısalabilir. Ellerde, vücudun değişik bölgelerinde şişlikler olabilir. Kemiğin etrafındaki kiriş ve kasların etkilenmesi sonucu hasta omzunu oynatamayabilir, ciltte iyileşmeyen yaralar olabilir.
Kemik hastalığını önlemek için hangi ilaçları kullanmalıyım?
Bu ilaçlar 2 gruba ayrılabilir.
1. Gıdalarla alınan fosforu bağırsakta bağlayarak emilimini engelleyen ilaçlar (fosfor bağlayıcılar)
2. D vitamini
Diyetimde fosforu zaten azaltmıştım. Bu fosfor bağlayıcı ilaç nereden çıktı?
Diyette fosforun azaltılması tek başına vücutta fosfor birikimini önlemeye yeterli olmayabilir.
Fosfor bağlayıcı ilaçlar varsa normal fosforlu diyet alsam da fosfor bağlayıcı ilaç kullansam.
Fosforun kontrol altında tutulması için hem diyette fosfor kısıtlaması hem de ilaç kullanmak gerekebilir. Tüm hastalar diyette fosfor kısıtlaması yapmalıdır.
Fosfor bağlayıcı ilaçlara geçmeden önce fosforumun kaç olması gerektiğini söyler misiniz?
Fosforunuzun normal sınırlarda olması gerekir. Her laboratuvarın normal değeri küçük farklılıklar gösterebilir. Sizin kanınızın çalışıldığı laboratuvarın normal değerini öğrenmek istiyorsanız laboratuvar kağıdınızı incelemeniz yeterlidir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi laboratuvarında kan fosfor düzeyinin normal değeri 2.3-4.7 mg/dl arasındadır.
Kalsiyum, alüminyum ve magnezyum içeren fosfor bağlayıcılarından hangisi daha iyidir?
Hastaya göre değişmekle birlikte en uygun seçenek genellikle kalsiyum içeren fosfor bağlayıcılardır.
Neden en uygun seçenek kalsiyum tuzlarıdır?
Bunun başlıca iki nedeni vardır:
1.Diğer fosfor bağlayıcılara bağlı yan etkiler daha fazladır
2.Böbrek yetmezliğinde fosfor ve kalsiyum dengesinde bozukluk vardır, diyaliz hastalarında fosfor birikiminin yanısıra kalsiyum kaybı da olabilir, bu nedenle verilen kalsiyum tuzları hastanın kalsiyum kaybının azaltılmasına da katkıda bulunur.
Alüminyum tuzlarını ne zaman kullanacağım?
Alüminyum tuzlarının kullanım alanı sınırlıdır. Kan fosfor düzeyinin yüksek olduğu hastaların kalsiyum içeren fosfor bağlayıcı kullanmaları sakıncalıdır. Bu nedenle bu hastalar 3-4 hafta alüminyum tuzu kullanarak ve diyet yaparak kan fosfor düzeyini düşürebilirler. Kan fosfor düzeyi normale gelince kalsiyum içeren fosfor bağlayıcıya başlanır.
Kalsiyum tuzları nasıl kullanılır, yemekten önce mi, sonra mı, birlikte mi?
Fosfor bağlayıcı kalsiyum tuzları yemeklerle birlikte alınmalıdır. Tüm fosfor bağlayıcı ilaçlar yemeklerle birlikte alınmalıdır.
Fosfor bağlayıcı ilaçların başlıca yan etkileri nedir?
Bulantı, kusma, karın ağrısı, kabızlık, hazımsızlık gibi sorunlara yol açabilirler. Bu yan etkiler beslenme problemi olan hastalarda beslenme ile ilgili sorunları ağırlaştırabilir.
Proteinüri nedir?
Proteinüri idrarla protein kaybedilmesidir.
İdrarla günlük protein kaybım 2 gram ve evre 3 böbrek yetmezliği hastasıyım. Hedef kan basıncım kaç olmalıdır?
Aşağıdaki tablo size yardımcı olabilir.

Bu durumda kan basıncınız 12.5/7.5 cm Hg olmalıdır.
Benim bünyem yüksek tansiyona alışmış, 12.5/7.5 cm Hg olursa zararı olmaz mı?
Kan basıncınızın bu değerlere ulaşması böbreğinizi koruyacağı için zararı olmaz. Bünyeniz zamanla bu kan basıncı değerlerine de alışır. Benim kan basıncını bu değerlerde tutmayı başardıkları için yıllarca evre 3 hastası kalmış çok sayıda hastam var. Hedef kan basıncınız için son kararı verecek olan doktorunuz.
Hedef kan basıncına ulaşmak için ne yapmalıyım?
Özellikle 2 nokta çok önemli.
1. Az tuzlu beslenmek
2. Düzenli ilaç kullanmak.
Beslenme bozukluğu nasıl anlaşılır?
Beslenme bozukluğunu gösteren çok sayıda yöntem vardır. Bir hasta sürekli kilo kaybediyorsa nedeni beslenme bozukluğu olabilir. Bazı laboratuvar incelemeleri de beslenme bozukluğunu anlamamıza yardımcı olur.
Hangi laboratuvar incelemeleri beslenme bozukluğunu gösterir?
1. Kan albümin düzeyi
2. Üre
Albümin nedir?
Vücudumuzda bulunan bir çeşit proteindir. Böbrek yetmezliği hastalarında önemi beslenme durumunun bir göstergesi olmasıdır. Beslenme bozukluğu olan hastalarda albümin düşer.
Ya üre?
Beslenme bozukluğu olan hastalarda üre düşer. Üre düşmesinin nedeni beslenme bozukluğu da olabilir. Bu nedenle böbrek yetmezliği
olan bir hasta ürem düşük çıktı diye sevinmeden önce beslenme bozukluğu olup olmadığını doktoru ile konuşmalıdır.
Böbrek yetmezliği hastaları hangi aşıları yaptırmalıdır?
Böbrek yetmezliği olsun veya olmasın her erişkin 10 yılda bir difteri ve tetanoz hastalığına karşı aşılanmalıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalara difteri ve tetanoz aşılarına ilaveten grip aşısı (influenza A ve B viruslarına karşı), pnömokok aşısı ve hepatit B (sarılık) aşısı yapılmalıdır.
Grip aşısı nasıl ve ne zaman yapılır?
Grip aşısı her yıl sonbaharda yapılır yani diyaliz hastaları her yıl grip aşısı yapılmalıdır. Koldan derin cilt altı veya kas içine yapılır. Ülkemizde sosyal güvenlik kuruluşları grip aşısının ücretini ödememektedir. Bu nedenle hastaların ücretini ödeyerek satın almaları ve aşıyı yaptırmalarında yarar vardır.
Pnömokok aşısı nedir?
Pnömokok zatürreye yol açan bir bakteridir yani bir çeşit mikroptur. Pnömokoka bağlı zatürre diyaliz hastalarında çok ağır ve şiddetli seyredebilir. Bu nedenle hastanın bağışık olup olmadığı araştırıldıktan sonra pnömokok aşısı yapılabilir. Pnömokok aşısı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen hastaların doktorları ile konuşmaları gerekir.
Hepatit B (sarılık) hakkında
Hepatit B eskiden diyaliz ünitelerinde çok yaygın bir sorundu. 1972-1973 yılında yurt dışında yapılan bir araştırmada diyaliz hastaları arasında hepatit B sıklığı % 17 idi. Hepatit B ülkemizin önemli ve yaygın bir sorunudur, toplumda hepatit B sıklığı % 5-7'dir.
Kreatinin klirensim 20 ml/dakika yani evre 4 hastasıyım. Renal replasman tedavisi nedir? Nasıl hazırlık yapılır?
Evre 5 hastasında böbrek görevlerinin bir kısmını yapamamaktadır. Bu nedenle böbreğin görevlerini yapacak tedaviler gündeme gelir. Bu tedaviler renal replasman tedavisi denir. İngilizcesi renal replacement therapy’ dir. Bu tedavileri uygulamak için önceden hazırlık yapmak gerekir. İki tür renal replasman tedavisi vardır.
1. Diyaliz: Hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere iki şekilde uygulanır.
2. Böbrek nakli
Nasıl hazırlık yapılır?
Hemodiyaliz işlemi için hastanın uygun bir damar yolunun olması gerekir. Sürekli kullanılacak bu damar yolunun hazır olması için zaman gerekir. Böbrek nakli isteyen bir hasta için de bu dönemde hazırlıklar başlayabilir.
Renal replasman tedavisine ne zaman başlanır?
Hasta evre 5 ise yani kreatinin klirensi 15 ml/dakikanın altına inmişe renal replasman tedavisine başlanabilir ama her hasta
birbirinden farklıdır. Bu konuda kararı verecek olan hastanın doktorudur. Bu nedenle böbrek yetmezliği olan hastalar belli aralıklarla takip edilmelidir. Doktorun hastayı tanıması daha doğru bir karar vermesine yol açar. Doktorunuzu değiştirseniz bile laboratuvar incelemelerinizi saklamanızda yarar vardır yeni doktorunuz sizi daha iyi tanıyabilir.
Renal replasman tedavisi kaçınılmaz mı?
Genel olarak kalıcı böbrek yetmezliğinin ilerleyici özelliği de vardır yani hastalar uzun dönemde böbrek nakli veya diyaliz tedavisi desteğine gerek duyarlar.
Diyaliz nedir?
Böbreği yetersiz çalışan veya hiç çalışmayan hastalarda, vücutta birikmiş olan sıvı ve atık ürünlerin (çöplerin) bir membran (zar) aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. Ayrıca, diyaliz işlemi esnasında vücutta dengesi bozulmuş olan bazı maddelerin de dengesi yeniden düzenlenir. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde diyaliz hastaları çok daha şanslıdır.
Diyaliz tedavisi böbreğin tüm görevlerini yapar mı?
Bu soruya keşke evet yanıtı verilebilseydi ama ne yazık ki diyaliz tedavisi böbreğin tüm görevlerini yapamaz ama hayati görevlerinin çoğunu yapar. Ayrıca, diyaliz teknolojisindeki gelişmeler, yeni ilaçlar (hastaların kullandığı ilaçların çoğu 15-20 yıl önce yoktu) ve tedaviye uyum sayesinde hastaların önemli bir kısmı çok rahat bir yaşam sürerler. Günümüzde, diyaliz hastalarının sahip olduğu olanaklar 1520 yıl öncesi ile kıyaslanamayacak kadar artmıştır. Tıptaki gelişmeler bu hızla devam ederse (ki hızlanarak devam edecektir) önümüzdeki 510 yıl içinde de diyaliz hastalarının tedavilerinde önemli gelişmeler olacaktır.