Arama

Kutsal Emanetler - Tek Mesaj #15

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Temmuz 2016       Mesaj #15
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Kâbe'nin anahtarı


Sultan 4. Murad tarafından manevi işaret üzerine Bağdat seferine götürülen Kâbe anahtarı ve kesesi.
Mekke'nin fethinden sonra Kâbe'nin anahtarı, Resulullah (sas) tarafından "Şüphe yok ki Allah emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." âyetinin nüzûlü üzerine ailece eskiden beri bu hizmeti görmekte olan Osman bin Talha'ya verildi. Halen aynı ailede bulunan anahtarlar yenilendikçe eskileri İstanbul'a gelir, Miftah Alayı denilen bir alayla karşılanırdı. İlk defa Mekke Şerifi Ebü'l-Berekât, Mısır'ın fethinden sonra Harem-i Şerif'in anahtar ve kilidini oğlu vasıtasıyla Yavuz Sultan Selim'e göndermişti.
Ad:  hz.jpg
Gösterim: 791
Boyut:  47.0 KB

Dördüncü Murad tarafından Bağdat seferine götürülen Kâbe anahtarının yanındaki mektupta ise ilginç bilgiler bulunmaktadır. Mektup, zamanın Mekke Emiri Zeyd bin Muhsin tarafından Dördüncü Murad'a hitaben yazılmıştır. Peygamber Efendimiz (sas), rüyasında Emir'e Kâbe'nin mevcut anahtarını Harem-i Şerif'in imamıyla padişaha göndermesini, padişahın bu anahtarı Acem seferinde yanında taşımasını emredip fetih ve zaferi müjdelemektedir. Ayrıca padişahın diğer seferlerde hatta her oturup kalktığı yerde anahtarı yanından ayırmamasını istemekte, kendisinin ve kendisine tabi olanların bu surette musibetlerden emin olacağını söylemektedir. Padişah kendisi harbe gitmediği zamanlarda da güvendiği bir adamıyla anahtarı ordunun önünde taşıtmalıdır. Allah'ın inayetiyle karşılarındaki düşmanları güç yetiremeyip mağlup olacaklardır.

Hücre-i Saadet'e takdim edilen buğday


Medine'nin eski âdetlerinden biri de borcu olanların Hazreti Muhammed'in (sas) kabrinin bulunduğu Hücre-i Saadet'e buğday takdim ederek O'nun (sas) ruhaniyetinden yardım istemeleri idi. Borçlular, her yıl zilkade ayının 17. gecesi, borçları miktarınca buğdayı beyaz bir kese içerisine koyarak Ravza-i Mutahhara'ya getirir, Hücre-i Saadet'e takdim edilmesi için görevlilere verirdi. Biriken buğdayları Harem-i Şerif ağaları alıp ekmek yapar ve bazı kimselere hediye ederlerdi. O gün şehirde bayram havası eserdi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM