Arama

Mahmut Cûda - Tek Mesaj #2

Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
3 Ağustos 2016       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  mahmutcuda.jpg
Gösterim: 2080
Boyut:  47.0 KB

MAHMUT CÜDA


(d. 1904, Fethiye - ö. 26 Mart 1987) Türk ressam.
Orta öğrenimini, İstanbul'da Darüşşafaka'da yaptı. 1918 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girerek Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde resim öğrenimi gördü. 1923 yılında gittiği Münih'te,Ali Çelebi ve Zeki Kocamemi ile birlikte, Hans Hoffman atölyesine devam etti. 1925 yılında yurda döndü. Yurda döndükten sonra burs kazanarak Paris'e gitti ve burada Lucien Simon'un öğrencisi oldu. 1928’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde, Namık İsmail’in ya­nında yardımcı öğretmenlik yapmaya başlayan Mahmud Cüda, devletin sanatçıyı kollaması ve koruma­sı gerektiğini savunup, toplumun sanat beğenisinin yaygınlaştırılması yolunda çaba göstererek, Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliğinin kurucu üyeleri arasına katıldı.

1949'da TBMM için çeşitli resimler yaptı. 1950'lerde Türk Ressamlar Derneği'ni kurdu. 1952'de sekiz sayı kadar çıkan Güzel Sanatlar Dergisi'ni yayımladı. 1982'de Kıymet Giray tarafından hazırlanan kitabı İş Bankası tarafından basıldı. 1987'de Mimar Sinan Üniversitesi'nden profesörlük unvanı verildi.

1977’de Avrupa’da inceleme gezisine çıktı. Aldığı eğitimle, sanat-doğa ilişkisini gerçekçi üslupla yorumlayıp betimledi. Resimlerinde üçüncü boyut belirgindir. Büyük boyutlu kompozisyonların yanı sıra, natürmont, portre, manzara resimleri ve desenleri de üretti. Ayrıca karikatür, kapak resimleri ve heykel çalışmaları da yaptı.

Mahmud Cuda’nın sanatı, kurulu­şunda görev aldığı Müstakil, Res­samlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin hacim ve plan değerlerine bağlı an­layışıyla yakından ilgilidir. Bu ba­kımdan sanatçıyı, 1930 kuşağının, izlenimci ve akademik anlayışa tepki gösteren ortak eğiliminden ayırma­mak gerekir. Ancak Mahmut Cüda, bu eğilimi paylaşmakla birlikte, özellikle natürmortlarında, kişisel bir bakış ve yorum getirmeyi de başarmıştır. Natürmortlarını oluş­turan her nesne, boşluk içinde plastik bir kitle duygusunu içerme­sinin yanı sıra, nesne-uzam ilişkileri­nin net ve parlak görüntüsüyle, bu kitle duygusunun ötesine geçer, izleyiciyi doğanın ötesinde, “daha çok doğa” olan bir dünyanın gizemi­ne çeker. Müstakiller’deki biçim bozma çabalarının görülmediği sa­natçı, tersine, doğaya klasik dene­bilecek bir beğeni düzeyinde saygılı­dır. Klasik resim ustalarıyla bağıntı­yı her zaman korumakla birlikte, bu bağıntının yeniden canlandırılması yoluna gitmeyen Mahmut Cuda’nın doğa karşısındaki dolaysız ve içten gözleminin ürünleri olan resimleri­ne, nesnelerin fotoğrafa geçirilmiş görüntüsü değil, doğrudan doğruya kendileri model olmuştur. Mahmut Cüda ayrıca, Batılı akım ve eğilim­lerin tartışmasız benimsendiği bir dönemde, yalın ve yapmacıksız bir anlayıştan hareket ettiği için de, çağdaşları arasında özgün yeri olan bir sanatçıdır.

Derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.