Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Ağustos 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ASKERİ TARİH


Endonezya, 1942’d.e Pasifik savaşı sırasında Japonlat tarafından ele geçirildi. Japon harekâtı, ocakta Sulavesi ve Ambon’nun (Molük adaları) işgali ve Borneo'nu doğu kıyısında Tarakan ve Balikpapan'a düzenlenen saldırıyla başladı. Sumatra’ya gönderilen japon kuvvetleri (şubat) Palembang'ı işgal ettiler. Japon çıkarmasını durdurmaya çalışan bir müttefik filosu, 1 martta Surabaya yakınında yok edildi; aynı anda bir Japon filosu da Makasar boğazını zorladı. Timor ve Bali'ye, sonra Cava'nın kuzey kıyısına birlikler çıkardı. 5 martta Batavia işgal edildi, 9'unda Hollanda birlikleri, 82 000 asker ve 700 topla teslim oldu.
Endonezya, 1945'te Müttefiklerin Filipinler’de giriştikleri harekât sonunda geri alındı. 1 mayısta AvustralyalIlar Tarakan adacığına ayak bastılar. 10 haziranda Borneo'nun kuzey-batı’sına ve 1 temmuzda da güney-doğu kıyısına çıktılar. Bağımsızlık sözü verdikleri halk tarafından desteklenen Jafıonlar’ın iç kesimlerdeki direnişleri yer yer sürdü. 22 eylülde İngiliz, 8 ekimde de hollanda birlikleri Cava'ya yerleştiler. ingilizler, 1946'da Endonezya hükümetiyle yapılan bir anlaşma sonucu geri çekildiler. EndonezyalIlar ile HollandalIlar arasındaki çatışmalar, HollandalIların geri çekilmesine kadar uzadı.
Endonezya, bağımsızlığa kavuştuktan sonra ulusal bir ordu kurdu; bu ordunun örgütlenmesi, 1953'e kadar bir Hollanda askeri hevetine bırakıldı.
Ad:  Endonezya8.jpg
Gösterim: 1304
Boyut:  59.1 KB

ÇAĞDAŞ EDEBİYAİ


Endonezya dili, eskiden malayca denilen dilin bugünkü (1928'den başlayarak) adıdır Ama çağdaş Endonezya edebiyatı, yerini aldığı klasik malezya edebiyatından tümüyle farklıdır; bu da, geçmişin türlerinden ve üslubundan tamamen koparak (MALEZYA edebiyatı) Batı’yı örnek almasından kaynaklanır Edebiyat tarihindeki bu ani kopuşa, düşünce ve yaşam tarzlarının köklü bir biçimde değişmesi neden olmuştur. Matbaanın ve malayca bir basının ortaya çıkması, edebiyatın yayılmasini, hatta malzemesini başka bir biçime sokarak bu değişikliği kolaylaştırdı. Böylece, elyazmaları ve profesyonel masalcıların belleği yerini kitaba bıraktı; biçim içeriği belirlemeye başladı.
Genç endonezyalı yazarlar roman, öykü, tiyatro oyunu ve kısa şiir gibi Avrupa edebiyat türlerini benimsediler. Çinli azınlığın ortaya koyduğu bir edebiyat (1880 -1940 arasında birkaç bin cilt) ile yüzyılın başında ulusçu gazetecilerin (Semaoen, Mas Marco Kartodikromo [1890-1932]) yayımladıkları, siyasal bakımdan angaje birkaç roman bir yana bırakılacak olursa bu çağdaş edebiyat, devlet yayınevi Balaiaka sayesinde 20’li yıllarda kendim gösterdi.

ilk romancılar Sumatra'nın batısından çıkmıştır. Üzerinde en fazla durdukları temalar, genç yurttaşlarının sorunlarıdır: zorla evlendirmeler, kuşaklar arası çatışma, batılı eğitim, vb. Müslümanlık, Hamka'nın yapıtlarında görüldüğü gibi çok önemli ruhsal ve toplumsal bir kaynaktır. 1933'te, Sutan Takdir Aliscahbana (doğm. 1908), Emir Hamza (1911-1946) ve Armicn Pane (19081970) gibi şairler tarafından Poecangga Baroe (Yeni Yazarlaı) dergisi kurulunca yeni bir dönem başladı “Dergiyi yönetenler, sorunları temelden, lianda'nın etkisinden kurmunu mu örnek almalıydı, yoksa tam tersi olarak gelecekteki evriminin temelini geleneklerinde mi araması gerekiyordu?

Dönemin romanları, duygusal, öğretici ve ahlakçıdır; bir kuşağın kafasını kurcalayan sorunları dile getirir. Bununla birlikte edebiyat, Avrupa damgası taşımaktadır. Suvarsih Cocopuspito (1912-1977) gibi yazarlar, yapıtlarını hollandaca kaleme almıştır. Endonezya edebiyatı, ancak savaş ve sonra da bağımsızlıkla özgün bir yapıya kavuştu.
Ortam, edebiyat etkinlikleri için pek elverişli değildir; şiir Şairil Enver (1922 -1949), düzyazı da idrus (1921-1979) ile kısa, özlü, sert ve bireyci niteliğe büründü. Serbest nazımlı şiir ve kısa öykü (cerpen), ana çizgileriyle çağı belirlemeye yöneldi: şiddet, boğuntu ve geleceğini saptama isteği. Savaş, Endonezya’nın belleğine köklü bir biçimde damgasını vurmuş ve daha sonraki kuşağın,yani “45'liler kuşağı"nın başlıca konularından biri durumuna gelmiştir.

Bu dönemin belgeleri, eleştirmen H. B. Jassin'in (doğm. 1917) yorulmak bilmez çalışmalarıyla günümüze aktarılmıştır. Bağımsızlığın gerçekleşmesi üzerine, "sanat sanat içindir” görüşünde olanlarla “sanat halk içindir" görüşünü savunanlar arasında bir uçurum oluştu. Halk için sanat anlayışından yana olanlar, 1950’de komünist partinin desteğiyle kurulan Lekra (Lembaga Kebudayaan Rakyat) “Halk kültürü enstitüsü” bünyesinde toplandı. Yazarlar bir yanı tutmak zorunda kaldılar. Ama komünist Pramudya Ananta Tur (doğm. 1925) siyasal görüş bakımından liberal Muhtar Lubis'e (doğm. 1922) ters düşmekle birlikte, her iki yazar da romanlarında bağımsızlık savaşının acı hatıralarını ve ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik ve toplumsal güçlükleri işledi.

Düzyazıda ivan Simatupang (1928 -1971) ve şiirde Sitor Situmorang (doğm. 1924) ile varoluşçuluğu!) ve gerçeküstücülüğün keşfi, üslupta bir arılaşmaya yol açtı. Ama yazarların hepsi Batı’yı örnek almadı. Örneğin oyun yazarı Utuy Tatang Sontani (doğm. 1920) ve şair Subagio Sastrovardoco (doğm. 1924), geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kaldılar.

En başarılı yazarının Motinggo Boesce (doğm. 1937) olduğu gözlenen bir halk edebiyatı gelişmesine rağmen, edebiyat az sayıda aydının tekelinde kaldı ve basım zorlukları nedeniyle küçük edebiyat dergilerinin dışına çıkamadı; bunun sonucu olarak da seçkinlere özgü ve kalıcılıktan yoksun bir duruma geldi.
1960'larda, aralarında öykücü Acip Rosidi (doğm. 1938), romancı Nh. Dini (doğm. 1936) ve şair W.S. Rendra'nın (doğm. 1935) bulunduğu bir yeni yazarlar kuşağı ortaya çıktı. Bunlar, 1965-66 yıllarının siyasal çalkantısıyla trajik bir biçimde başlayan sonraki dönemin, önemli edebiyatçıları oldular.
Yeni düzenin kurulmasıyla, komünist yazarlar tutuklandı ve sürgüne gönderildi. Onların rakipleriyse, siyasallaştırmanın boyunduruğundan kurtuldukları ya da yeni rejimin yapacağı ilk işleri bekleyerek sustukları için angaje olmayan bir sanata dönmüş gibi davrandılar. Böylece biçimsel deneyler moda halini aldı. Putu Vicaya, Danarto, Sutarci Calzum Başri gibi yeni adlar dikkati çekmekteyse de bunların edebiyat tarihinde ne gibi bir yere ulaşacaklarını kestirmek için henüz çok erkendir.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 15 Ağustos 2016 21:22
SİLENTİUM EST AURUM