Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
7 Eylül 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM

BREZİLYA

Ad:  brezil2.jpg
Gösterim: 3038
Boyut:  79.8 KB

port. Brasil, Güney Amerika'da devlet; 8 512 000 km2; 153 322 000 nüf. Başkenti Brasilia. Resmi dili Portekizce. Brezilya, 22 eyalet. 4 toprak ve 1 federal yönetim bölümünden oluşan bir federasyondur.

COĞRAFYA


Yüzey şekilleri.


Güney Amerika’nın yüzölçümü bakımından en büyük devleti olan Brezilya’nın yükseltisi azdır: toplam yüzölçümünün % 40'ının yükseltisi 200 m'nin altındadır. Topraklarının görünümü genel olarak düz ve tekdüzedir ve mağ samsı biçimler ağır basmaktadır. Kimi yeri iş az, kimi yeri çok tortul kayaçlarla örtülü Cambrıa öncesi temel, Brezilya'nın büyük bölümünü kaplar. D.'ya doğru yükselen teg, mel, B.'ya doğru yumuşak bir eğimle al-çalır. Yakın geçmişte gerçekleşen bir gençleşme hareketi, yer yer, eski kıvrımların yeniden ortaya çıkmasına ve Apalaş tipi bir yüzey şekli oluşmasına yol açmıştır. Örtü görevi yapan platolarda (chapadas'lar), lateritli bir kabuk (canga) oluştuğu gözlenir. Ülkede morfoloji bakımından beş büyük bölgeye rastlanır: Amazon bölgesi, Kuzey-doğu ve Doğu bölgeleri, Güney Brezilya, Orta Brezilya, Batı Brezilya.
Amazon bölgesi, bir temel oluğun üzerindedir. K.'de, billurlu tabana oturan ve Guyana kütlelerini oluşturan kumtaşlı platolarla sınırlıdır. Oluğun dibi, geniş yanı Manaus’un yukarı kesiminde bulunan huni biçimli kesimde tortullarla dolmuştur.

Kuzey-doğu ya da Nordeste bölgesi. Tortul örtü bu bölgede, cuesta'larla (Maranhâo, Piauf, Cearâchapadaları, ibiapa- ba dağı: Araripe tepesi) sınırlı platolar oluşturur. Yükselti 1 000 m'nin altındadır. Birkaç büyük ırmak bir boğulmuş kıyıya ulaşan geniş vadiler açmıştır. D.’da tortullar ortadan kalkar ve yükselmiş temel, kısıklarla delinmiş küçük Apalaş tipi yüzey şekilleri, birbirinden kopuk sıradağcıklar oluşturur. Kıyıda, Cearâ'da kumullarla, Alagoas’ta denizkulaklarıyla sınırlanmış büyük kumsallar yer alır. Kıyının arkasındaysa Üçüncü Zaman'da oluşmuş yer yer yalıyarlar (Sâo Roque burnu, Branco burnu) halinde kıyıya ulaşan alçak platolar (tabuleirostar) uzanır.

Doğu ve Güney-doğu bölgeleri, yüksek toprakları kapsayan bölgelerdir. Temelin yükselmesi bu kesimde daha belirgindir ve billurlu yüzey şekilleri, doğrudan doğruya Atlas okyanusu'na doğru alçalır. Sâo Francisco ırmağı ile kıyı arasında, görünüme dağlık bir hava veren kuvarsitli doruklar içeren platolar uzanır: Diamantina chapada’sı (1 850 m), Espinhaço dağları (1 800 -1 000 m arasında). Bu dağ sıralarından inen ırmaklar, kıyıya ulaşınca, birikintilerle pekişmiş eski kıyı şeritlerinin (restinga'lar) arkasında büklümler çizerek akar, sonra haliçlerle okyanusa dökülürler. 20° enlemine doğru, yüzey şekillerinin ve kıyının doğrultusu G.-B.’dan K.-D.'ya yönelir, yükselti artar ve temeldeki kırılmalar genişler. Guanabara, Angra dos Reis, Santos, Paranaguâ körfezlerinin oyulmuş olduğu kıyının hemen arkasında bakışımsız bir çarpılmış blok olan Mar dağlarının (serra do Mar) sarp yamaçları yükselir. Santa Catarina eyaletine doğru hem alçalan hem parçalara bölünen serra de Graciosa Paranâ'daki başlıca kıyı yüzey şekilleridir. Serra de Graciosa'nın arka kesiminde, K.-B.'sında sarp serra da Mantiqueira'nın yükseldiği Parafba do Sul vadisi uzanır. Parafba, Ribeira ve itajai ırmakları dışında, yüksek topraklan, B.’ya doğru akan Grande ırmağı (Parana, des rios Tietâ, Paranapanema, iva (Chapecö ve Iguaçu ırmaklarını oluşturur) akaçlar.

Güney Brezilya.
Bu bölgede temel az yer kaplar. Örtü toprakları, kıvrımlı büyük kıyıları oluşturur; önlerinde tanık tepelerin yükseldiği bu kıyıları, serra do Mar’ın arka yamaçlarından doğan ırmaklar geniş biçimde yarmıştır.

Orta ve Batı
Brezilya'nın temel özelliği, chapada'ların (Goiâs ve Mato Grosso) yaygınlığıdır. Paranâ, B.dan Sâo Paulo platolarıyla, D.'dan Güney Matto Grosso platolarıyla (Paraguay alüvyon ovalarının yukarı tarafında Maracaju ve Bodoquena sıradağlarıyla son bulur) sınırlanan bir senklinalde K.'den G.’e doğru akar. Bu çöküntüye, eğiminin yok denecek kadar az olmasından ötürü "Pantanal" (bataklık) adı verilir. Temel, serra dos Pireneus’da Veadeiros chapada'sında ve Pantanal'ın ortasındaki Urucum iliksi çukurunda Apalaş tipi yüzey şekilleri oluşturur.

İklim ve bitki örtüsü.


Ülkenin G. kesimi ile Atlas okyanusu kesimindeki yüksek alanlar (18°C) dışında, yıllık sıcaklık ortalaması 22°C'ı aşar. Amazon bölgesinden oğlak dönencesine kadar uzanan alanda, çok sıcak bir mevsim ile daha serin bir mevsim arasındaki sıcaklık farkları çoğalır. Curitiba'da zaman zaman kar yağar ve Sâo Paulo'daki sabahları sisli vadilerde ara sıra don olayı gözlenir. Amazon bölgesinde ve yüzey şekillerinin yağışları artırdığı (serra do Mar'da 4 524 mm) kıyı bölgesinde, yıllık yağışlar 2 000 mm’nin üstündedir. Ülke genelinde, yağış mevsimi yaz (ekim-mart), kurak mevsim kıştır (mart-eylül). Kıyı kesiminde, Salvador ile Sâo Roque burnu arasında, yağışlar en serin mevsim olan mart-eylül ayları arasında düşer. Amazon bölgesinde kurak mevsim, süresi kısalmakla birlikte, varlığını sürdürür (yağışların sürekli olduğu Acre eyaleti dışında). Kuzey-doğu bölgesi eyaletlerinin iç kesiminde ve Sâo Francisco ırmağının orta ve aşağı vadisinde yarı kurak bir iklim egemendir (800 mm'den ve hatta bazen 500 mm'den az yağış); ne var ki, bazen arka arkaya birkaç kurak yıl da geçirilebilir. Güney Brezilya'da yağışlı
mevsim kıştır ve buralarda yarıtropikal bir iklim görülür.
Ad:  brezilya.gif
Gösterim: 1716
Boyut:  24.9 KB

Yaprakdökmeyen orman (mata) aşağı yukarı bütün Amazon bölgesini, serra do Mar’ı, Mantiqueira sarplığını, Sâo Paulo eyaletinin batı kesimindeki platoları ve Güney eyaleti platolarının büyük bölümünü kaplar; Kuzey-doğu Brezilya'nın en yüksek ve en çok yağış alan noktaları da bu ormanlarla örtülüdür. Oğlak dönencesinin ötesinde yaprakdökmeyen ormanın gürlüğü ve sıklığı azalır, aravkarya ve para- guay ağaçları görülmeye başlar.

Brezilya’da ikinci önemli bitki topluluğu savanlardır. Amazon bölgesinde ender rastlanan campo’iat. Mato Grosso'da ve Goiâs'ta alanların büyük bölümünü kaplar; güney bölgelerindeki çayırlar (Campos Gerais, Guarapuava ve Vacaria campo'ları) Rio Grande do Sul tepelerinden görünen pampanın öncüsüdür. Orta Brezilya'nın en verimsiz topraklarında savan, cüce, iğneli ağaçlarla dolar, yer yer cam- po cerrado ya da "kapalı savan" adı verilen bir bitki topluluğu oluşturur.
Yarı kurak bölgede, grimsi renkli küçük yapraklı ağaçlardan, kaktüslerden ve ananasgillerden oluşan kurakçıl bir bitki örtüsü (caatinga) görülür. Piauı ve Maranhâo'ya palmiyeler egemendir. Irmakağızları ve koyların kıyısı, mangrovlar alanıdır. Ama insanoğlu, ormanı kesip, savanları yakarak bitki örtüsünü büyük ölçüde değiştirmiş, böyleoe toprak aşınmasına ve lateritleşmeye (toprağın tuzlu bir kabuk bağlaması) yol açmıştır.

nüfus


Ülkenin 1970'te 93 139 000 olan nüfusu günümüzde 154 000 000'a yaklaşmıştır. Güney ve Doğu bölgelerindeki eyaletlerle (çoğunlukla krrr'ye 25-150 kişi) çok az nüfuslu iç kesim (Amazon bölgesinin batı kesiminde krrv''ye 1 kişiden az) arasında büyük bir çelişki gözlenir. Güney ve Güney-doğu bölgelerinde, sırasıyla ülke topraklarının % 7 ile % 11 inden azını kapsamalarına karşın, nüfusun % 18 ve °/o 43'ü yaşar. Kuzey-doğu (Nordeste) bölgesinde, yoksul bir bölge olmasına karşın, Brezilya topraklarının % 18'inden oluşan bir alanda ülke nüfusunun % 30'u yaşar. Buna karşılık, nüfusun % 10'undan azı, uçsuz bucaksız Amazon ve orta kesim bölgelerinde (ülkenin toplam yüzölçümünün üçte ikisini kapsarlar) son derece dağınık bir biçimde yayılmaktadır.

Brezilyalılar ın çoğu beyaz olmakla birlikte, nüfusun bir bölümü melezdir. Beyazlar, zenciler ve Kızılderililer arasında ırk karışmaları son derece farklı insan tiplerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Brezilyalılar, hiçbir bilimsel temele dayanmamasına karşın, üç ırk tipi ayırt ederler: melez (beyaz-zenci karışımı), caboclo (beyaz -kızılderili karışımı), cafuzo (zenci-kızılderili karışımı). Daha yakın bir dönemde de, güney kesimlerdeki Brezilyalılar ile göçmen Japonlar'ın karışmasıyla, ainoco'lar adı verilen melez tipi ortaya çıkmıştır. Ne var ki, 1950'den bu yana, nüfus sayımlarında '1 ırk "lar göz önüne alınmamaktadır.

Yıllık doğal nüfus artışı oranı yüksektir: %o20,7. Ama ölüm oranlarının %o 10'larda kalmasına karşın, doğum oranlarında düşme eğilimi gözlenmektedir: 1951- 1960 arasında %<> 44: 1970-1975 arasında %o 37,1; 1985-1990 arasında %o 28,6. Bu veriler, Afrika ya da Asya'nın tropikal bölgesindeki yoksul alanlara oranla gelişmiş ülkelere yakın olan Brezilya’nın gelişmişlik derecesini ortaya koyar.

Nüfusun % 35,2'sini 15 yaşın altındakiler oluşturur, 15-59 yaş diliminde bulunanların toplam nüfusa oranları % 57,7'dir; 60 yaş ve yukarısıysa toplam nüfusun % 7'sini oluşturur. Ülkeye gelen göçmen akımının bu verilerdeki önemi günümüzde yok denecek kadar azdır. İ820-1973 arasında 5 500 000 yabancı (Portekizli, İtalyan, İspanyol, Alman, Japon) ülkeye girmiş, ama girişlerin büyük bölümü 1940’tan önce gerçekleşmiştir, 1940’da % 31 olan kentli nüfus oranı, 1960'ta % 60'1 aşmıştır. 1990'da nüfusun % 73,8'inin kentlerde yaşadığı Brezilya'da, Rio de Janeiro, Sâo Paulo gibi nüfusları 5 milyonu aşan yerleşme alanlarının dışında nüfusu 1 milyonu aşan 7 yerleşim merkezi daha vardır. Köyden kente göç dalgası (özellikle yoksul Nordeste bölgesinden), büyük yerleşmeleri sürekli kalabalıklaştırmaktadır. Bu göç olayı nedeniyle, üçüncü kesimde çalışan etkin nüfusun oranı, birinci kesimde çalışanlarınkine ulaşmıştır (ikisinde de % 40), sanayide çalışanların oranıysa, yakın dönemdeki gelişmelere karşın, hâlâ düşüktür.

iktisat


Tarım ve hayvancılık.


Brezilya'da toprakların % 44,5 kadarı işlenir. Toprak mülkiyetinin yapısı, tropikal bölgedeki Üçüncü dünya ülkelerinin çoğunda olduğu gibi son derece eşitsizdir. Çiftliklerin yarısı 20 hektardan küçüktür, işlenen tarım alanlarının ancak % 3’ünü kaplarlar. Buna karşılık 1000 hektardan büyük çiftlikler, işlenen tarım alanının % 40’ından çoğunu kaplar, ama toplam çiftliklerin ancak % 1 'ini oluşturur. Büyük şekerkamışı, kahve ve kakao işletmelerinin bir bölümü dışında, büyük çiftlikler genellikle hayvancılığa, küçüklerse besin tarımına yönelmişlerdir. Tarım ürünlerinin başında mısır (21-26 milyon ton) gelir, onu soya, buğday, barbunya fasulyesi, pirinç (yaklaşık 12 milyon ton, mısırın yanı sıra, günlük beslenmenin temelini oluşturur) izler. G.-G.-D. bölgelerinde yetiştirilen buğday, 3,5 milyon hektarı aşkın bir alan kaplar (5-6 milyon ton üretim).

1970’ten bu yana, tarımda çok büyük teknolojik değişiklikler gerçekleştirilmiş, geleneksel olarak besin tarımıyla ve kahve tarımıyla uğraşılan Güney ve Güneydoğu bölgelerinde soya ekimi (genellikle buğdayla dönüşümlü olarak) kırsal gelenekleri altüst etmiştir. Soya üretimindeki bu patlama (19,9 milyon ton) dış talebin sürekli artmasının sonucudur, ikinci buyuk değişiklik, o sıralar en çok yetiştirildiği Kuzey ve Kuzey-batı Paranâ’ da 1975 yılındaki don olaylarının, çevreye uyumsuzluğunu ortaya çıkardığı geleneksel kahve tarım işletmelerinde gerçek leşmiştir. Günümüzde kahve tarımı, Sâo Paulo eyaletine (işlenen toprakların % 36'sı) ve Minas Gerais'e (°/o 27) doğru tırmanmakta, hükümet, kesin biçimde tropikal iklimli bölgelerde yayılmasını desteklemektedir. Son derece değişken olan yıllık üretim, genellikle 1-1,5 milyon ton arasında oynamaktadır.

Kuzey-doğu bölgesinin yağışlı topraklarında ve Sao Paulo eyaletinde geleneksel olan şekerkamışı tarımı, günümüzde taşıtlarda yakıt olarak kullanılan alkol üretimiyle bağlantılı olarak olağanüstü bir gelişme göstermektedir. Ama bu büyük değişikliğin toplumsal sonuçları oldukça acıdır, çünkü büyük tarım işletmeleri, kıyı bölgesi yakınındaki alçak yaylalar ile büyük kent merkezleri yakınında yerleşmiş köylü topluluğunu yerinden etmektedir.

Genel olarak ele alındığında, kırsal kesimde yakın dönemde gerçekleşen büyük değişikliklerin topluma yansımaları olumlu değildir. Tersine, Doğu ve Kuzey kesimlerindeki ormanlık topraklarda, yapay yeme dayalı hayvancılığın gelişmesi, yurtlarından uzaklaşan mülksüz köylülerin sayısını artırmış ve önemli bir yerleşmeye yol açmaksızın, Amazon ormanlarında büyük alanları yok etmiştir. Büyük mülkiyet, büyük ölçüde hayvancılığa yönelmiştir. Güney Mato Grosso'daki ve uçsuz bucaksız Amazon bölgesindeki el değmemiş büyük ormanlar önce yaprak dökümüne yol açan kimyasal ürünlerin, sonra da büyük ağaçları deviren, köklerinden söken güçlü traktörlerin saldırısına uğramıştır. Bu doğal ortamların yok edilmesini yangınlar tamamlamakta ve ortaya çıkan ağaçsız alanlar, sonunda zengin Brezilyalıların ya da ülkeye yerleşmiş çokuluslu şirketlerin eline geçmektedir.

Özel olarak oluşturulan otlaklara dayalı uçsuz bucaksız hayvancılıkçiftliklerinde (fazenda), sıcağa ve nemli tropikal ormanda mera hayvancılığının sert koşullarına dayanıklı. ıslah edilmiş büyükbaş hayvan yetiştirilir. Hayvan yetiştiricileri, hâlâ 140 milyon baş sığırın bulunduğu ülkede egemen topluluktur. Önemli ıslah çalışmalarından geçirilen bu hayvanların yarısından çoğu, Güney ve Güney-doğu kesimlerindedir. Ağaçlı savan (cerrado) bölgelerinde ve Kuzey-doğu bölgesinin iç kesimindeki Caatinga'da, hâlâ mera hayvancılığı ağır basar. Çevreden kopuk kesimlerde (Goiâs'ın kuzey kesimi, Kuzey-doğu bölgesindeki eyaletlerin batı kesimleri) büyük mülk sahiplerinin topraklarında yaşamamaları genel bir kural haline gelmiştir. Bununla birlikte, sözkonusu geleneksel kırsal kesimler, özellikle kent merkezleri çevresinde ve son zamanlarda yeni açılan büyük yollar boyunca yeni yerleşim bölgelerinin oluşmasıyla giderek küçülmektedir Sözgelimi, Kuzey-doğu bölgesinin doğu bölümündeki sertâo'da, geleneksel olarak besin tarımına (pirinç, mısır) ayrılmış birçok yağışlı toprak, günümüzde ya yem bitkileri üreten ya da mera açan büyük sürü sahipleri tarafından yeniden alınmış, aynı zamanda da yarıcılar, en iyi topraklardan çıkarılmıştır. Yani, teknoloji yenilenmesinin sonuçları, insancıl açıdan son derece kötü olmuştur, işsiz kalan tarım işçilerinin önünde, topluca Güney’e ya da Güney-doğu'ya doğru göçmekten başka çözüm yolu yoktur, ama sözkonusu bölgelerde de, kırsal kesimde yoğun biçimde makine kullanılması ve büyük sanayilerde otomasyonun gelişmesi nedeniyle, işçi gereksinimi azalmaya başlamıştır.

Brezilya'da yalnızca sığır yetiştirilmez. Ülkede, üçte ikisi Rio Grande do Sul goşoları ("gaucho”) tarafından yetiştirilen 21 milyon baş koyun vardır. Domuz yetiştiriciliği, ülkenin Güney kesimlerindeki "avrupalı toplulukların uzmanlık dalı haline gelmiştir (toplam 33 milyon baş domuzun, 15 milyonu). Güney eyaletlerinde, domuz yetiştiriciliği çeşitli tarımla birlikte yürütülür. Yoksul Kuzeydoğu bölgesindeki sertâo'da da, keçi (golbaş) yetiştirilir.
Makineleşmenin ülkede hızla yayılması ve ıslah edilen sığır yetiştiriciliğindeki sürekli gelişme, en yoksul köylü sınıfı arasında huzursuzluklara yol açmıştır.
Kuşkusuz çok hızlı gelişen, ama sanayileşmenin ve teknik gelişmenin işsiz bıraktığı niteliksiz işçileri kırsal kesimde kullanmaya yeterli olmayan ülkede, başlıca sorun topraktır.

Ama bütün bunlar bir yana, kırsal kesimin çerçevesi büyük ölçüde değişmiştir. Uzun süre belirli kesime ve yalnızca toprak sahiplerine yöneltilmiş olan teknik ve parasal yardım günümüzde geniş bir çiftçiler yelpazesine dağıtılmakta, kırların düzenlemesini bölgesel ölçeğe çevirmek için de yoğun çaba harcanmaktadır. Bu çabadan en çok yararlanan bölge, Kuzey-doğu bölgesidir.

Büyüme ve sanayileşme.


Yıllık büyüme oranlarının °/o 10 dolaylarında olduğu 1967-1974 dönemini nitelendirmek için, "Brezilya'nın iktisadi mucizesi"nden söz edilmiştir Aslında, iktisadi mucize, gerçekten ülkenin kesin biçimde sanayileşme yoluna girmesini sağlamışsa da her şeyden önce, 1964 askeri darbesinden önce alınmış bir dizi önlemin mirasçısıdır. Getülio Vargas'tan sonraki kararsız ama ulusçu rejimler, aynı zamanda iki iktisat siyaseti birden uygulayararak, iktisadi gelişmenin temellerini atmışlardır. Sözkonusu siyasetlerden biri, Brezilyalıları yalnızca Brezilya'da üretilmiş malları tüketmeye zorlayan (yalnızca donatım mallarının dışalımına kolaylık tanınıyordu) oldukça sert bir korumacılıktır. İkincisiyse, hükümet sorumlularının, oldukça kararlı bir biçimde, beş temel sanayiye (makine, ulaşım araçları, elektronik, kimya, metalürji sanayileri) yabancı sermaye yatırımlarını desteklemiş olmalarıdır. Yatırım yıllarında oldukça iyi denetlenen yabancı sermayenin, ulusal sanayinin gelişmesi için uyarıcı bir rekabet oluşturacağı tasarlanmış ama Brezilya özel sermayesinin çokuluslu şirketlerle rekabet edemeyeceği ortaya çıkınca, iktisadi gelişme için vazgeçilmez olduğuna karar verilen bazı sanayi ya da enerji üretimlerini devlet üstlenmiştir. Petrobrâs, Electrobrâs, Ulusal çelik sanayisi şirketi, Vale do Rio Doce şirketi (Mınas Geraıs madenlerinin çıkarılması ve işlenmesi) gibi büyük devlet şirketleri, böyle kurulmuştur.

Nispeten sağlam, ama pahalı temellere dayalı olarak, teknotratlar ve subaylar, yalın ve nispeten yeni önlemler almışlardır. Küçük resmi devalüasyonlarla spekülasyonu ürkütme yoluyla enflasyonla savaşma; büyük ölçüde yabancı sermaye yatırımları desteklenirken, bir yandan da bu yatırımları denetlemeye çalışma; bunlara kpşut olarak, her türlü sermaye biçimine yıllık küçük değer artırımları uygulayarak yatırımları ve tasarrufu destekleme; asgari ücreti oldukça düşük bir düzeyde tutma. Aynı zamanda, ülkede orta sınıf sayılan kesim yavaş yavaş gelişmektedir.

1973'te Brezilya, birçok tüketim malında korumacılık siyaseti başarıya ulaştığı ve yabancı sermaye ülkeye aktığı için, mu- cize'ye inanabilirdi. Ama 1974 yılı, düşkı- rıklıklarının başlangıcı oldu. Petrol fiyatlarındaki artışın yol açtığı sıkıntılara koşut olarak, sistemin açık verdiği noktalar anlaşılmaya başlandı. Dayanıksız tüketim malları sanayileri (1970’teki toplam sanayi üretiminin °/o 50'si), dayanıklı tüketim ve ara malı sanayilerinin zararına, iç pazarın genişletilmesi düşünülmeksizin, geliştirilmişti. 1974’te ticaret bilançosunda 4,6 milyar doları aşkın bir açık ortaya çıkmıştı.

ikinci ulusal kalkınma planında (1975 -1979), sağlıksız ekonomi, yalın bir temel üstünde yeniden ele alındı; pastayı daha çok sayıda dilime bölmeden önce büyütmek. O tarihten başlayarak, toplumsal olguya yer vermeyen bu siyaset, yalnızca kısa ve orta vadeli verimlilik görüşlerinden esinlenen birkaç doğrultuya yöneltildi. Özellikle, soya, şeker, kakao, kahve gibi dışsatım ürünleri geliştirilmeye çalışılıp, besin tarımı ve tarım alanının gerçek anlamda denetim altına alınması ikinci plana atıldı.

Sanayi alanında pastanın, yatırım malları sanayilerinin geliştirilmesiyle daha akılcı biçimde büyütülmesi gerekiyordu. Gerek Amazon bölgesinde bulunan madenlerden (Trombetas ırmağında boksit, Carajâs yaylasında demir filizi) ve yabancı yatırımlardan yararlanan büyük tasarılar düzenli olarak gelişti. Yabancı şirketlerin bütün altyapı giderlerini sağlamalarına, bu giderleri sonradan üretimin bir bölümünü alarak karşılamalarına, ama hiçbir zaman parasal açıdan Brezilya şirketlerinin denetimim ele geçirememelerine dayanan sistem genelleştirildi.

Günümüzde çelik sanayisi (11.5 milyon ton) güçlüdür ve demir yatakları ile başlıca iç pazarlar açısından coğrafi yönden iyi konumlanmıştır. Sâo Paulo ile Rio de Janeiro arasında yarı yolda yer alan Voeta Redonda şirketinin kömürü Angra dos Reis limanı aracılığıyla Santa Catarina' dan ya da Rio de Janeiro limanı aracılığıyla yurt dışından getirilmektedir. Sâo Paulo eyaletindeki başlıca tesis Santos yakınındadır, demir gereksinimi demiryoluyla sağlanmaktadır. Yüksek kapsamlı demir filizleri bulunan Minas Gerais'te, eski Monlevade ve Sabarâ tesislerinin (yüksek fırın, uçsuz bucaksız okaliptüs ağacı işletmelerinden elde edilen odun kömürüyle beslenir) yanı sıra, 1954’te Belo Horizon- te yakınında bir çelik fabrikası kurulmuştur. Japonlar da Doce ırmağının vadisinde ipatinga da başka bir tesis kurmuşlardır. Ülkenin çelik sanayisini, demir filizlerinin bolluğu (Brezilya bu alanda, 162 milyon ton maden kapsamlı üretimle dünya üçüncüsüdür) desteklemektedir.

Bununla birlikte, Brezilya'da en canlı sanayi kolu, enerji üretimidir. Bu üretimde kömürün önemli yer tutmamasına karşılık, hidroelektrik programı dev boyutludur: üretim potansiyelinin 217 162 GW olduğu hesaplanan ülkede, hidroelektrik tesisleri özellikle Sâo Francisco ve Tocantins ırmaklarının aşağı kesiminde ve Paranâ ırmağı üzerinde yer almaktadır. Amazon bölgesinde de santralların kurulmasına başlanmıştır. Brezilyanın toplam elektrik üretimi 135 837 GW saati aşmaktadır. Petrol ise, kısa vadede çözülmesi gereken bir sorundur ve Brezilya, umut edilen sonuçlara ulaşabilmek için ulusçu görüşlerinin bazılarından vazgeçmek zorunda kalmıştır. Risk sözleşmeleri, yabancı şirketlerin bütün işletme giderlerini karşılamalarını öngörmekte, el emeği ve tesis giderlerinin ödenmesi.

Ancak petrol bulunması koşuluyla güvence altına alınmaktadır. İlke olarak, Pet- robras üretimin denetimini elinde tutar; çünkü sözleşmelere, üretime geçilir geçilmez yatakların işletilmesinin ona devredileceği koşulu konmuştur. Üretim 1990 yılında 231 milyon varil dolayındadır ve Brezilya tüketiminin % 53'ü için hâlâ dışa bağımlıdır. Bununla birlikte ülkenin arıtma kapasitesi, Paçana ve Bahia eyaletlerinde yeni rafineriler kurulmasıyla artmıştır (günde yaklaşık 1 412 000 varil). Rio de Janeiro'ya 130 km uzaklıkta Angra’da 626 MW'lık bir nükleer santral kurulmuş (1982'den beri deneme üreti- mindedir), 2000 yılına dek kurulması öngörülen 60 nükleer santralın toplam kapasitesinin 75 000 MW'ı bulacağı açıklanmıştır.

İmalat sanayileri yelpazesi geniştir. Özellikle en çok işlenmiş ürünler açısından, bu sanayilerin çoğu yabancı şirketlerin denetimi altındadır. Otomobil sanayisi yabancı patentler (özellikle ABD ve Federal Almanya kökenli) altında çalışmaktadır. Makine ve elektrik sanayilerinde yabancı sermaye ağırlıktadır. Bu imalat sanayileri, aşağı yukarı bütünüyle büyük yerleşme alanlarında (ya da yakınlarında), özellikle de Sâo Paulo, Rio de Janeiro ve Belo Florizonte'de toplanmıştır.

iç ulaşım.


Kara ulaşımı olanakları, 1960’tan bu yana büyük ölçüde gelişmiştir. Demiryolu çok geri kalmıştır, ama dökme malların (özellikle maden filizleri) taşınmasında bu ulaşım biçimine gösterilen ilgi günden güne artmaktadır. Brezilya, günümüzde ancak 30 500 km (% 80’i dar hatlı) uzunluğunda olan demiryollarını geliştirmek zorundadır. Karayolu alanındaki gelişmelerse göz kamaştırıcıdır. 1950-60 yıllarında ilk büyük bölgelerarası yolların (Porto Alegre-Sao Paulo, Rio de Janeiro, Bahia, Brasilia-Belâm) açılmasından bu yana, federal hükümet, boyutları bir kıta boyutlarına yaklaşan ülke için uygun bir program benimsemiştir. Amazon’un ağzının güneyindeki bütün kıyı bölgelerinin yolları yapıldıktan, uzak batı kesiminin bir bölümünün ülkeden kopukluğu giderildikten sonra, “ulusal bütünleşme sağlayıcı" diye nitelenen bir karayolları ağının yapımına girişilmiştir: 1980’de tamamlanan, 4 918 kilometrelik Amazon aşırı yol, Amazon bölgesini ırmağın kuzeyinden ve güneyinden aşan doğu-batı yönelimli iki büyük ana eksen oluşturur. Bu çalışmalara koşut olarak, Kuzey-doğu bölgesi de asfalt karayolları ağıyla donatılmakta ve boylamları izleyen dört büyük eksen, Amazon bölgesinin ülkenin geri kalan bölümüyle gerçekten bütünleşmesini sağlamaktadır.

Karayollarındaki bu olağanüstü gelişme, nüfusun büyük bölümünün hâlâ kıyı kesiminde yaşamasına karşın Brezilya’da yük taşımacılığının ancak % 12'sinin gemiyle, % 16'sının demiryoluyla yapılmasını açıklayan nedenlerden biridir. Karayollarıysa tersine, pahalı bir ulaşım olmasına karşın, yük ulaşımının °/o 72’sini çekmektedir. Yolcu ulaşımının büyük bölümü, uçakla ve binlerce kilometre boyunca Brezilya'yı baştan sona aşan otobüslerle yapılmaktadır.

Dış ticaret ve ticaret bilançosu.


Dış ticaret, ülkenin günümüzdeki iktisadi durumunu oldukça iyi yansıtır. Topraktan ve toprak altından elde edilen işlenmemiş ürünler, günümüzde dışsatımın ancak üçte birini (»/o 18,2'si kahve) oluşturur (oysa 1950 yıllarının sonuna kadar, dışsatımın tümünü karşılıyorlardı), işlenmiş ürünler, temel ürünlere yaklaşmakta (°/o 31,6), bu arada Brezilya'nın yarı işlenmiş ürünler (soya yağı, post ve deri, demirli alaşımlar) dışsatımı günden güne artmaktadır. Dışalımda petrol ve türevleri giderlerin üçte birim oluşturmakta, onları makineler ve kalkınan bir ülkenin vazgeçemeyeceği donatım malları izlemektedir. Ama bu dış ticaret bir azgelişmiş ülkenin dış ticareti değildir, çünkü Brezilya, artık geleneksel alıcısı olmayan ülkelere çelik, ulaşım gereçleri, makineler ve çeşitli aygıtlar satmaktadır. Brezilya’nın 1990 yılında gerçekleştirdiği 31,4 milyar dolarlık ihracatında Amerika Birleşik Devletleri'nin payı % 24,5, Hollanda’nın % 8, Japonya’nın payıysa % 7 olmuştur.

Dış ticaret açığına, çok büyük dış borçlarına, borçların yıllık faizlerinin sürekli artmasına karşın Brezilya, yabancı yatırımcıların güvendikleri bir ülke olmayı sürdürmektedir. ABD hâlâ Brezilya’nın bankeri olmakla birlikte, iktisadi açıdan saldırgan iki ülke (Almanya ve Japonya) tarafından yakından izlenmektedir.

Brezilya halkı.


Ülkede iktisadi gelişmenin sürati şaşırtıcıdır. Bu gelişme, sömürgecilik ve yabancı egemenliği dönemlerini yaşamış bir ülkede son derece köklü olan bir ulusçuluğa bağlıdır. 1964 askeri darbesini yapanlar ve yandaşları, bu ulusçuluk duygusundan, doğmakta olan sınıflar arası savaşımı bastırmak için çok iyi yararlanmışlardır. Aynı biçimde, Brezilya yabancı ülkelere karşı özerklik ilkelerine dayanarak Batı ülkeleriyle hem liberal hem de sınırlı bir iktisadi ve teknik işbirliği siyaseti geliştirmektedir. Öte yandan Brezilya halkı temelde sürekli olarak yeni topraklara yerleşme çabası içinde olan Bir halk olarak kalmıştır (bu durum, topraklarının yarısından fazlasının boş olmasıyla ve tarihinde düzensiz ama sürekli olarak yerleşme alanının genişletilmesinin ağır basmasıyla açıklanır). Ayrıca Brezilya halkı, Portekizlilerin jeito'sunu korumuştur: büyük bir zorlamaya başvurmaksızın yönetme ve yönetilme, engelleri aracı ve yarı resmi çözümlere başvurarak ortadan kaldırma, her türlü durumda nezaketi elden bırakmadan işini yürütme sanatı. Yani jeito, kesinlikle, iktisadi verimliliği hedef alan bir siyaseti, komplekse kapılmadan, açıkça yürütebilmek için bir koşut sistemdir (ve Brezilya tarafından köklü biçimde benimsenip uyarlanmasaydı, bir bölümü latin kökenli olan bu ülkenin hiçbir özgün yanı kalmazdı).

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM