Arama

Ertuğrul Fırkateyni - Tek Mesaj #6

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Eylül 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Ertuğrul Fırkateyni7.jpg
Gösterim: 588
Boyut:  70.5 KB

ERTUĞRUL FIRKATEYN-İ HÜMAYUNU


Ertuğrul Fırkateyni Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmıştır ve 19 Ekim 1863 Pazartesi günü Padişah huzurunda denize indirilmiştir.

Sultan Abdülaziz, 25 Haziran 1861'de tahta geçmiştir. Bu dönem dünya gemiciliğinde mühim yeniliklerin başlangıç yıllarıdır. Gemilerde yelkenlilerden buharlılara, ahşap teknelerden saç teknelere geçilmekte ve gemiler zırhla kaplanmaktadır. Bundan sonraki otuz yılda meydana gelen gelişmeler, büyük bir hıza ulaştı. Bilimdeki ilerlemeler, gemilere tatbik edildi. Dretnot icat edildi. Denizaltı, mayın, infilaklı mermiler ve diğer deniz araç ve silahları bu dönemde bulunmuştur.

Osmanlı Devleti denizciliğinde de ilk kıpırdanışlar Sultan Abdülaziz döneminde görülmektedir. Abdülaziz 29-30 Mayıs 1876'da tahttan indirilmiştir. Arkasında 25 zırhlı, yüzden fazla ahşap gemiden kurulu, sayıca dünyanın ikinci büyük donanmasını, top fabrikalarıyla birlikte modern bir tersane ve batı ayarında birkaç askeri fabrika bırakmıştır.

II. Abdülhamid ise tahta geçtikten sonra, donanmayı Haliç'e demirletmiştir. Bunun sebepleri şöyle sıralanabilir:
Donanmanın kendisini de amcası Abdülaziz gibi tahttan indireceği korkusu.
Donanmayı yenilemek ve yaşatmak borçlanmak demektir. Osmanlı Devleti'nin eski borçlarını temizlemek, yeniden borçlanmamak arzusu.
Ruslara taviz vermek.
İngilizlerle dost geçinmek.
Bunların hepsi doğru olabilir. Ancak en geçerli sebep borçlanarak kurulan donanmanın Osmanlı-Rus harbinde (93 Harbi) hiçbir varlık gösterememiş olmasıdır. Bu dönemde, saraydaki Paşalar da donanmaya yabancı olunca, donanma kaçınılmaz olarak Haliç'e demirlenmiştir. II.Abdülhamid bu konuyla ilgili şunları söylemektedir: "İstanbul Konferansı göstermişti ki, Abdülaziz Han'ın orduyu ve donanmayı güçlendinme yoluna girmesi, büyük devletleri telaşlandırmış ve bu teşebbüs hayatına mal olmuştu. Daha sonra kopan Rus muharebesi ordunun güçlendiğini ortaya koymuştur. Eğer hanedana baş kaldıran subaylar ve hanedana bağlı subaylar meselesi olmasaydı Rus ordularını durdurabilecek ve zaferi kazanabilecektik. Demek orduya verilen emekler boşa gitmemişti.

Buna karşılık bu muharebe, donanmanın sayı üstünlüğüne rağmen bir iş göremediğini de ayrıca ortaya koymuştur. Çünkü bizim gemilerimizin hemen hepsinde İngiliz çarkçıbaşıları vardı. Bu, donanma İngilizlerin elindeydi demektir. Bu çarkçıbaşıların bazılarını muharebenin başında değiştirmek istediğimiz zaman, İngiltere elçisi saraya koşmuş ve bu teşebbüsün İngiltere'ye itmadımız olmadığı biçiminde yorumlanacağını açıkça söylemekten çekinmemişti. Öyleyse, bir donanmamız yok demekti. Çünkü bu donanına, hem Fransızlarla İngilizleri bize düşman ediyor, hem savaşta bir işe yaramıyordu. Faydası olmayan, fakat mazarratı olan bir şeyi muhafaza etmek aklın icabı dışındadır. Donanmayı Haliç'e çektirdim ve böylece Fransız ve İngilizlere, Akdeniz'de kendileri ile boy ölçüşmeye niyetimiz olmadığını anlatmış oldum. Gerçekten bu tedbir uzun süre İngilizleri ve Fransızları bizimle uğraşmaktan uzak tutmuştur".

Ertuğrul daha önce de belirtildiği gibi 1863 yılında İstanbul-Kasımpaşa Tersanesi'nde inşa edilmiştir. Makina ve kazanları 1864'te İngiltere'de monte edilmiştir, 1865'te Kosova ve Hüdavendigar gemileriyle birlikte İngiltere'den yurda dönerken Cherburg, Toulon ve bazı İspanyol limanlarına uğramış, İstanbul'a gelişinde de Beşiktaş Sahil Saray-ı Hümayunu (Dolmabahçe Sarayı) önünde demirli kalmış, bir süre sonra da Haliç'e kapatılmıştır.

Ertuğrul'un ölçüleri ise şöyledir:
  • Boyu 250 kadem,
  • Genişlik 50 kadem,
  • Umk (Derinlik) 25,6
  • Çektiği Su 20.6 kadem
  • Tonu 2344
  • Makinası 600 beygir gücünde, adi konderserli, ufki çift silindirli
  • Kömürlükler 450 ton kömür alır
  • Sürati 10 mil
SİLAHLARI
8 adet 15 santimlik Krupp topu, 5 adet 150 librelik Armstrong topu, 2 adet 4, 2 adet 3 fontluk Krupp, 2 adet 5 namlulu Hockins, 2 adet 5, 4 adet namlulu Nordenfeld, l adet 12 ve l adet 6 librelik roket kovanı, l torpido atış kovanı, 2 torpido, 100 Martin Henry tüfeği, 100 Wenchester tüfeği ve 40 adet tabanca.

Yani Ertuğrul 79 metre boyunda, 15,5 metre genişliğinde idi ve 8 metreye yakın su çekiyordu. 60 ton su alıyor, aldığı kömürle de 10 mil süratle 9 saat seyredebiliyordu. Gemi zamanına göre modern araçlarla donatılmış, elektrikle aydınlatılmıştı. Bunlar göz önüne alınarak teknenin çürüklüğünden başka kusuru yoktu denilebilir.

MÜRETTEBAT
Ertuğrul'a komutan olarak Miralay Osman Bey'in tayin edildiği daha önce ifade edilmişti. Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa, daha önce Ertuğrula komutan olarak Osman Bey'in büyük kardeşi Albay Mehmet Raşit'i seçmişti. Ancak kendisi geminin durumunun berbat olduğunu söyleyerek bu görevi kabul etmemişti. Nitekim Albay Osman Bey Süveyş'ten kardeşi Albay Mehmet Raşit'e yazdığı mektupta; "Ertuğrul'un komutanlık vazifesini kabul etmemekte çok haklısın, Japonya'ya gitmek şöyle dursun bu gemi ile şuradan şuraya gidilemez... Ben de bunu kabul etmeyecektim ama! Hem kayınbabamın sözünden çıkmak istemedim hem de bir türlü geçinemediğim karımdan kurtulmak istedim. Ölürsem de gam yemeyeceğim" diyordu.

Ertuğrul'un mürettebat sayısı kaynaklarda farklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Süleyman Nutku, subayların ismini ve sayısını ayrıntılı olarak verirken erlerin sadece sayısını vermekle yetinmiştir. 54 subay ve 553 er olmak üzere toplam 607 kişiden bahseder.

Bazı çalışmalarda da, Ertuğrul'un mevcudu toplam 609, 61 subay ve memur, 548 er ve erbaş olmak üzere toplam 609 kişi; 56 subay 537 er toplam 593; 62 su¬bay 547 er ve erbaş, toplam 609; 61 subay ve memur 548 er toplam 609; 56 subay 537 er ve erbaş, 6 sivil personel olmak üzere toplam 599; toplam 607; 56 subay, 591 er ve bazı sivil teknisyenler olmak üzere toplam 655; 44 subay, 14 mühendis (yüzbaşı), 591 er, 5 sivil ve l şair olmak üzere toplam 655 olarak verilmektedir.

Burada kazanhane işçilerinden Sürmeneli Osman bin Mehmed Usta'nın 750 kuruş aylıkla Ertuğrul'un kazancılığına Fabrikalar Komisyonu tarafından atandığını belirtmekte gerekir.

Japonya yolculuğu sırasında nerelere uğranılacağı hakkında bir talimat Ertuğrul'un komutanına verilmişti. Bu kez ise gemi personelinin uyması gereken kuralları açıklayan bir talimat daha açıklanmıştır. 13 maddeden oluşan bu talimat mürettebatın düzen ve asayişinin sağlanması içindi.

Personelin limanlarda çok güzel ve tek tip kıyafetlerle görülebilmesi için yeni kıyafetler ısmarlanmıştı. Tüm personele ikişer tane fes, ikişer takım kışlık, dörder takım yazlık elbise ve üçer çift ayakkabı verilmesi emredildi. Ancak bunların bir bölümü satın alınabildi. Feslerin kalıplanabilmesi için de top ambarlarında mangal kömürü ile çalışan bir kalıphane yaptırıldı, gemiye de bir fes ustası tayin edilmişti.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM