Arama

Ertuğrul Fırkateyni - Tek Mesaj #7

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
14 Eylül 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  Ertuğrul Fırkateyni8.jpg
Gösterim: 573
Boyut:  72.6 KB

JAPONYA SEFERİ


YOLCULUĞUN BAŞLAMASI (İSTANBUL)

Ertuğrul'un hareket tarihi daha önce de belirtildiği gibi Ramazan Bayramı’nın beşinci günü(4 Haziran 1889) olarak belirlenmişti. Ancak firkateyn 14 Temmuz 1889'da yola çıkabilmiştir. Bunun sebebi daha önce belirtildiği gibi, inceleme raporlarının Sadrazam'a geç ulaşması ve Ertuğrul hakkında ortaya çıkan şayialardı.

Gemi hareketinden sonra Ahırkapı önlerine gelince yelken açmıştı. Bahriye Liman Komutanı Hasan Paşa, tekneyi Yeşilköy'e kadar uğurlamış ve buradan bir istimbotla geri dönmüştü.

Hasan Ali Yücel, anılarında annesinin ağzından büyükbabası kumandan Ali Bey, Ertuğrul ve yolculuk hakkında bilgiler vermektedir. Ertuğrul'un İstanbul'dan ayrılışını da annesinden şöyle aktarmaktadır; "Sultanselim'den Haliç tabak gibi görünürdü. Ertuğrul da Kasımpaşa'da Divanhane önünde duruyordu. Hasta, lohusa döşeğinde yatan annemden başka bütün ev halkı, pencerelerde gemiyi seyrediyorduk. Öğle üzeri bir de baktık, gemi hareket etti. Bütün askerler güvertede, mızıkalar ey gazileri çalıyor. Yelkenleri açılmamış gemi, çarkını işleterek yürüyordu. Bayraklarla donatılmıştı. Zannettik ki Beşiktaş önünde duracak. Halbuki Sarayburnu önünde kıvrılınca işi anladık. Hepimizde bir ağlama... Böyle gittiler. O zaman halk köprüye, deniz kenarlarına toplanmış, sesler, bağrışmalar bizim konağa kadar geliyordu:
Besmeleyle Ertuğrul'um demir aldı
Hep ahali sahillerde bakakaldı
Çoluğun çocuğun feryadı arşa vardı
Hak selamet versin şanlı Ertuğrul'a.
Üç direkli firkateyndir gemimiz
Kimimiz, bekarız, evlidir kimimiz
Gayret edin çocuklar Capanya’dır yolunuz
Hak selamet versin şanlı Ertuğrul'a".

SÜVEYŞ


İstanbul'dan yola çıkan Ertuğrul, Marmaris limanına, oradan Süveyş'e gelmiş, Port-Sait'te bir gece kalmıştır. Port-Sait'ten ayrıldıktan sonra kanalda iki kez kazaya uğrayan Ertuğrul (27-28 Temmuz 1889), burada havuza alınmıştır. Bu kaza üzerine Bahriye Nezareti, Osman Bey'in yanına bir iki subay alarak posta vapuruyla Japonya'ya gitmesini ve İmparator'a takdim edilecek nişan ve hediyeleri teslim etmesini kararlaştırmıştı. Ancak bu karardan, Osman Bey'den gelen telgraftan, geminin havuza girdiği takdirde onarımının birkaç gün içinde tamamlanacağının öğrenilmesiyle vazgeçilmiştir ve Ertuğrul'un 27 Ağustos'a kadar hazırlanması için gerekenin yapılması istenmiştir.Ancak Ertuğrul 30 Ağustos'ta havuza girmiştir. Onarımı 10-12 gün içinde tamamlanarak Ağustos'un sonuna doğru yola devam edeceği gemi komutanından Bahriye Nezareti'ne bildirilmiştir.

Ayrıca Ertuğrul Süveyş'te iken Rus vapuru ile 3 subay, 3 er ve 20.000 okka eşya navlunu ve kamara ücreti olarak 3387 kuruş gönderilmiştir.

Süveyş'ten hareket tarihinin belli olması üzerine, Almanya bahriye rasathanesi müdürü profösör Neumar tarafından Ertuğrul'un Süveyş-Japonya güzergahı hakkında bir muhtıra yazılmıştır. Profösör burada, uğranılacak yerlerin iklimi, geminin gücüne göre nasıl hareket edebileceği v.s hakkında bilgi vermektedir. Ertuğrul 23 Eylül 1889'da Süveyş'ten ayrılmıştır. Ertuğrul'un süvarisi Ali Bey eşine gönderdiği mektupta, geminin güzelce tamir olduğunu, hatta İstanbul'da yapılmayanları dahi yaptıklarını, sadece kazanların biraz aktığını yazmaktadır.

CİDDE-ADEN-BOMBAY-KOLOMBO


Süveyş'ten ayrılan Ertuğrul, Cidde'ye uğrayarak 7 Ekim 1889'da Aden'e varmıştır. Bu arada, Bahriye Nezareti'nden Ertuğrul gemisi komutanlığına Aden'den kömür almasının uygun olacağı bildirilmiştir.

Yolculuğun yapıldığı tarihlerde Kızıldeniz'in doğu kıyıları Osmanlı İmparatorluğu'na aitti. Bahriye Nezareti emrinde olmak üzere Cidde ve Kameron'da bir askeri liman, Konfide'de bir üs, Hüdeyde'de bir komodorluk bulunuyordu.

Gemi komutanı Osman Bey'den gelen 7 Ekim 1889 tarihli telgrafta, Aden'e gelindiği, 10 Ekim tarihli diğer telgrafta da Kolombo'ya doğru hareket edildiği, 21 Ekim tarihli telgrafta Bombay'a uğranıldığı ve 27 Ekim tarihli telgrafta da Singapur'a doğru Bombay'dan hareket edildiği bildirilmiştir. Buna göre firkateyn, Kolombo'dan geçip Singapur'a gidecektir.

Buna göre 20 Ekim'de Bombay'a uğranılmıştır ve burada halk Ertuğrul’a ve mürettebatına büyük ilgi göstermiştir. Bombay'da yayınlanan iki gazete Ertuğrul hakkında makaleler yayınlamışlardır. Bunlardan "Gücerat dilinden" Kasıdı Bombay, 28 Ekim 1889 tarihli nüshasında gemiye karşı olan büyük ilgiden genişçe söz etmektedir. Mürettebatın Cuma günü camilerde namaz kılması, kıyafetleri ve ahlaklarının güzelliği halk üzerinde büyük etki bırakmıştır. Gazete özellikle de mürettebatın ahlaken İngilizler’den çok daha iyi olduğunu yazıyordu. Gazete, Hindistan Müslümanlarının sultana olan yakınlık ve sevgilerinin bu gemiyi ziyaret için yaptıkları hücumlardan anlaşıldığını belirtiyordu.

Diğer gazete de İngilizce olarak yayınlanan Avocat of India'dır ve 29 Ekim 1889 tarihli nüshasında Ertuğrul ve mürettebatına geniş yer vermiştir. Ertuğrul Fırkateyni'nin Hobart Paşa'nın komutasında 1877-1878 Osmanlı-Rus harbine katıldığı belirtilmiştir. Bu makalede özellikle dikkatimizi çeken, İngiliz subaylarının Türk subaylarına verdikleri yemektir. İngilizler (buradaki Glochster Alayı ve subayları) Ertuğrul'un subayları ile Bombay'daki Osmanlı başkonsolosu Kadri Bey'i yemeğe davet etmiştir. İngilizler'in, Osmanlı Devleti'nin gemisini sıcak karşılamasının sebebi, halk üzerinde iyi bir izlenim bırakmak içindir. Çünkü gemiye sadece Müslümanlar değil, ateşperestler, putperestler de akın ediyorlardı. Buradaki Müslüman¬ları kendi aleyhlerine çevirmemek isabetli olacaktı.

Bombay'dan ayrılan Ertuğrul, l Kasım'da Kolombo'ya gelmiş ve burada bir hafta kadar kalarak Singapur'a doğru yola çıkmıştır. Burada da halkın yakın ilgisini görmekteyiz. Mesela gemi subaylarından birisi (adı verilmemiş)Ceride-i Bahriye'ye gönderdiği bir mektupta Kolombo hakkında bilgi vermektedir. Halkın özellikle de Müslümanların giyinişleri, İslam'ı yaşayışları, yemekleri, evleri vs. hakkında tafsilatlı bilgi bulabilmekteyiz. Bu subay burada da, yoğun ilgiyle karşılaştıklarını, gemiye yapılan ziyaretlerde izdiham oluştuğunu anlatmaktadır. Gemiye bir günde gelen kişi sayısının yirmi bin civarında olduğunu, geminin çevresinin kayıklarla dolu olduğunu da bildirmektedir.

Bunun yanında Serendib ya da Seylan adasında, Hazret-i Adem'in gökyüzünden indiği yer vardır ve Hazreti Adem buradan yürüyerek Hindistan'a gitmiştir. Bu sebeple burası kutsal sayılmaktadır.

Bombay'da olduğu gibi Kolombo'da da sultanın adı hutbelerde okunuyordu. Gemi Bombay'dan yola çıktığında bir kaza daha geçirmişti, Ancak Kolombo'da tamir edilmedi. Çünkü burada havuz ve gerekli tamir malzemesi yoktu. Bu sebeple Singapur'a varmak için acele edilmeliydi. Ertuğrul Singapur'a varınca da "geri dönün" denilemeyecekti. Zaten İstanbul'a dönecek güce sahip olan gemi daha yakın mesafede olan Japonya'ya gidebilirdi.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM